ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in vefatına ilişkin "Öldüğünde, 1980'leri yaşayan bir kişi olarak, o yıllar şerit gibi önümden geçti. Bu toplum, bu kadar ağır bedeller ödemeli miydi? Hayır, ödememeliydik. Demokrasimizde aksamalar, yanlışlıklar olabilir, bunları daha farklı bir üslupla düzeltebilirdik ama topluma çok ağır bedeller ödetildi" dedi.

Kılıçdaroğlu, Fox TV'nin canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Kenan Evren'in cenazesine CHP'den katılım olacak mı? Evren'in öldüğünü duyduğunuzda neler hissettiniz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Cenaze törenine CHP'den kimse katılmayacak. 12 Eylül darbesi sadece bizim partiye değil, topluma ağır bedeller ödeten, demokrasiyi gerileten bir darbe" yanıtını verdi.

Askeri yönetimin acımasız olduğunu, sivillere baskı yaptığını, idam sehpaları kurduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Öldüğünde, 1980'leri yaşayan bir kişi olarak, o yıllar şerit gibi önümden geçti. Bu toplum, bu kadar ağır bedeller ödemeli miydi? Hayır, ödememeliydik. Demokrasimizde aksamalar, yanlışlıklar olabilir, bunları daha farklı bir üslupla düzeltebilirdik ama topluma çok ağır bedeller ödetildi" diye konuştu.

-''12 Eylül darbe hukuku devam ediyor"

12 Eylül'ün oluşturduğu darbe hukukunun bütün ağırlığıyla devam ettiğini savunan Kılıçdaroğlu, "darbelere karşı olduğunu" söyleyen iktidarın, bu hukukun arkasına saklandığını ileri sürdü.

Darbenin ürünü olan YÖK'ün, yüzde 10 seçim barajının kaldırılmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasını savunan kim? Biziz. Açık çağrı yapan kim? Biziz. Gelin yüzde 10 seçim barajını kaldıralım, bu seçimlerde siyasal partiler barajsız girsin seçime. Gerekirse anayasa değişlikliği de yapalım. Söyleyen kim? Yine biziz. Ama hep iktidar partisi, 12 Eylül darbe hukukunun arkasına saklandı. Lider sultasını getiren kim? Yine 12 Eylül darbe hukuku. Bütün bunlar ortadayken kimin demokrasiden yana olduğunu, kimin darbe hukukuna karşı olduğu çok daha net bir şekilde ortada duruyor.

Evrenin vefatı 12 Eylül'ün izlerini silemez. 12 Eylül darbe hukukunun izlerini silecek biziz. Eğer biz siyasetçiler olarak bu görevimizi yapamıyorsak, demokrasiye inanmadığımız için. 12 Eylül darbe hukukunun bize sağladığı olanakları, başkalarına sağlamayalım diye iktidar olup darbe hukukunun arkasında duruyoruz demektir. Bu açıdan ben iktidar partisinin iyi bir sınav vermediğine inanıyorum, tam tersine 12 Eylül darbe hukukunun arkasında olan bir siyasi parti olarak görüyorum Adalet ve Kalkınma Partisini."

-"İşverene yük getirmeyecek"

"Rakibiniz Cumhurbaşkanı Erdoğan mı, yoksa Başbakan Davutoğlu mu?" sorusuna Kılıçdaroğlu, rakibi bulunmadığını, başbakanlık koltuğunun boş olduğunu savundu.

"Stratejinizi Erdoğan'a mı yoksa Davutoğlu'na göre mi belirliyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, ikisine göre de belirlemediklerini, meydanlarda Türkiye'nin mevcut durumunu ve CHP'nin neler yapabileceğini anlattığını söyledi.

CHP'nin ekonomik vaatleri de sorulan Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde ilk 6 ay içinde kanun çıkararak emeklilere iki maaş ikramiye vereceklerini, bunun kaynağının bütçe olduğunu kaydetti.

İktidara geldikleri takdirde, bin 500 lira yapacakları asgari ücretten vergi almayacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, bunun işverene herhangi bir yük getirmeyeceğini ifade etti.

"Türkiye'nin ekonomik olarak büyümesinde hedefiniz nedir?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, her yıl 1 milyon kişiye istihdam yaratacak ve ilk olarak yüzde 6'lık büyümenin gerçekleşeceği bir ekonomiyi hedeflediklerini dile getirdi.

Kamu harcamalarıyla ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Lüks araç saltanatına da büyük kamu binaları saltanatına da son vereceğiz, herkes bilsin" dedi.

-"Al aracı kendin kullan"

Türkiye'de yöneticilerin "Lale Devri" yaşadığını savunan Kılıçdaroğlu, kaynakların insafsızca kullanıldığını, İzmir Büyükşehir Belediyesinin, kilometresini 50 milyona yaptığı metronun, Ankara'da 100, İstanbul'da 150 milyona yapıldığını ileri sürdü.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, israfa yönelik sözlerinin ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in makam aracını iade ettiğinin  hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, "İnancımızda israf haramdır. Boğazımıza kadar israf içindeyiz. O nedenle Sayın Arınç'ın yaptığı tespit, çok önemli bir tespit. Oysa ilk iktidara geldiklerinde 'lojmanları, lüks araçları satacağız' dediler. Milletvekili lojmanlarını sattılar. Sonra? Her biri kral gibi bir yerlerde yaşıyor" görüşünü savundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın,  "O makama, o araçlar layık" sözüyle ilgili değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Kendi oturduğu kaçak sarayı meşrulaştırmak istiyor o söylemle. 'Ben kaçakta oturuyorum, çok lüks yaşıyorum, bana bir ortak lazım' diyor. Ama Diyanet İşleri Başkanımızın 'ibreti alem olsun' diye iade etmesi, herhalde benim için söylemiyor bunu, vatandaş için de söylemiyor. Kim ondan ibretlik dersi alacak? Lüks, şatafat içinde yaşayanlar. Kim onlar? Halkın seçip de 'bizim sorunumuzu çözün' diye Ankara'ya gönderdiği ama halkın sorunlarına sırtını dönüp lüks içinde yaşayanlar, onlar ders alacaklar, örnek alacaklar. 'Ben olsaydım, o aracı iade ettirmezdim' diyor. Al aracı kendin kullan, ne olacak yani? Ona biraz hafif gelir ama alsın kullansın."

-"Cumhurbaşkanına başka bir yer vereceğiz"

"Siz başbakan olursanız nereyi kullanacaksınız?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, başbakanlık binasını kullanacağını, Çankaya'nın yine Cumhurbaşkanlığı olacağını söyledi.

"Seçimi kazandığınız takdirde, Sayın Cumhurbaşkanı'nı Saray'dan çıkaracak mısınız?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı'na başka bir yer vereceğiz" yanıtını verdi. "Cumhurbaşkanı 'çıkmam' derse, ne yapacaksınız?" sorusunu Kılıçdaroğlu, "Herkes yasalara uymak zorundadır. Türkiye derebeylikle yönetilmez. Parlamentodan yasa çıkar, o da oraya gider" diye cevapladı.

"İktidara geldiğinizde, şimdiki projeleri devam ettirecek misiniz?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, devlette devamlılığın esas olduğunu, büyük projelerin yapılabilirliğine bakıp, sürdürülebileceğini kaydetti.

-"Ülkede kaynak var"

"İktidara gelirseniz, vergileri artıracak mısınız? Emekliler için aldığınız gibi asgari ücret için de neden noterden belge almadınız?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Bütün vergileri yüzde 1-2 artıracağız demek doğru değil, böyle bir şey yapmayacağız. Kaynak var bu ülkede. Bütün vaatlerimizin milli gelire oranı yüzde 2,89" karşılığını verdi.

Kılıçdaroğlu, çalışanların talep etmeleri durumunda, asgari ücretin bin 500 lira olacağına dair belge almak üzere notere gidebileceğini söyledi.

-"Cumhurbaşkanı 24 saat konuşsun, itirazım yok"

"AK Parti neden sizin vaatlerinizi uygulamaya geçirmedi? Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'vaatlerinizi komik bulduğunu' söyledi. Bu konuyla ilgili ne demek istersiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: 

 "Sayın Erdoğan'ı muhatap almıyorum, istediğini söyleyebilir. Hatta bana göre, keşke mümkün olsa da 24 saat kaçak saraydan bütün televizyon kanalları canlı yayın yapsalar. 24 saat, hiç itirazım yok. Otursun, sabahtan akşama kadar konuşsun. Ne olacak yani? Karnı, dili şişeceğine konuşsun istediği kadar, hiçbir sorunum yok benim. Muhatap da almak istemiyorum. Benim muhatabım Cumhurbaşkanı değil ki o beni muhatap alıyor."

"Emeklilerden ne kadar oy alırsınız?" sorusuna Kılıçdaroğlu, emeklilerin hakkını en çok savunan lider olduğunu, 11 milyon emeklinin hepsinin oyunu beklediğini söyledi.

"Memur neden yok seçim bildirgenizde?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Ayrı başlık açmadık, bütün bunları yaparken bir hesap yaptık. Herkese, 'şunu vereceğiz' demek doğru değil. 350 lira alan emekli var, bu adam 350 lirayla emin olun torunlarından kaçıyor. Memurun durumu biraz daha iyi" yanıtını verdi. 

-"İmam hatipler ve Diyanet kapatılmayacak"

"Başbakan olduğunuzda Diyanet İşleri Başkanlığını sürdürmeyi düşünüyor musunuz? İmam hatiplerin kapatılacağı eleştirilerine ne diyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, dini siyasette araç olarak kullananların, inancından şüphe ettiğini söyledi.

İmam hatip okullarının kapatılmayacağını ama eğitimin niteliğini artıracaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Diyanet İşleri Başkanlığının kapatılması doğru değil ama oranın bütün inançları temsil edebilecek bir yapılanmaya ihtiyacı var" diye konuştu. 

Kılıçdaroğlu, "AK Parti'nin koalisyon önerisiyle gelmesi halinde tavrının ne olacağı?" sorusu üzerine, "Bir siyasi parti randevu alıp geldiği zaman 'Hayır hiç görüşmeyiz' ya da 'Reddederiz' demek en azından doğru olmaz. İnsani olarak da doğru olmaz. Gelir, oturur, konuşuruz" dedi.

"AKP-CHP koalisyonu olabilir mi?" sorusuna, "Hayır. Yani bugün için görünmüyor öyle bir tablo" karşılığını veren Kılıçdaroğlu, "Koalisyonu tartışmak farklı bir şeydir. Ben bir siyasal partinin genel başkanıyım ve ben iktidar olmak istiyorum. Benim bakış açımın böyle olması son derece doğal" ifadesini kullandı.

-"Herhangi bir partiyi tehlike olarak görmüyorum"

Kılıçdaroğlu, "HDP'nin kendileri için tehlike olup olmadığı" sorusunu yanıtlarken, herhangi bir siyasi partiyi tehlike olarak görmenin mümkün olmadığını belirtti.

"HDP'nin Meclis'e girip giremeyeceği"nin sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, bu konuda ellerinde veri olmadığını ancak yüzde 1 oy alan partinin de parlamentoda temsil edilmesini desteklediğini vurguladı.