Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Bu coğrafya dün olduğu gibi bugün de farklı dillere, dinlere, mezheplere ve anlayışlara ev sahipliği yaparak insani değerlerin egemen olduğu hak, hukuk ve adalet çerçevesinde herkesin barış içinde yaşadığı bir medeniyeti temsil eder” dedi.

Türkiye’ye gelen Vatikan Devlet Başkanı Papa Francis, Diyanet İşleri Başkanlığını ziyaret etti. Ziyaretin ardından Francis ile Diyanet İşleri Başkanı Görmez ortak basın toplantısı düzenlediler. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “İnsanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkaran, Allah’ın kutlu elçilerine Hazreti Adem’e, Hazreti Nuh’a, Hazreti İbrahim’e, Hazreti Musa’ya, Hasreti İsa’ya ve ‘Biz Peygamberler arasında ayrım yapmayız’ ayetini bir miraç hediyesi olarak insanlığa getiren sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa’ya salat ve selam olsun. Dünyadaki tüm Müslüman kardeşlerinin hizmetinde olan Diyanet İşleri Başkanlığı’na hoş geldiniz” ifadelerini kullandı.

“HİÇ KİMSENİN DİLİNDEN, IRKINDAN, DİNİNDEN, MEZHEBİNDEN VE DÜŞÜNCESİNDEN DOLAYI HAK MAHRUMİYETLERİ YAŞAMASINI ASLA KABUL ETMEZ”

“Bu coğrafya dün olduğu gibi bugün de farklı dillere, dinlere, mezheplere ve anlayışlara ev sahipliği yaparak insani değerlerin egemen olduğu hak, hukuk ve adalet çerçevesinde herkesin barış içinde yaşadığı bir medeniyeti temsil eder” diyen Görmez, “Bu medeniyet herkesin aklını, dinini, canını, malını ve mezhebini mukaddes ve aziz kabul eder. İnsanın hak ve onurunu her şeyin üzerinde tutar. Hiç kimsenin dilinden, ırkından, dininden, mezhebinden ve düşüncesinden dolayı hak mahrumiyetleri yaşamasını asla kabul etmez. Bütün ilahi dinlerin mensuplarını tarih boyunca hiçbir ayrıma maruz bırakmadan birlikte yaşatan ülkemizde farklılıkların kolayca ötekileştirilmek istendiği ve korku duvarlarının örüldüğü bugünün dünyasında Katolik dünyasının ruhani liderini Diyanet İşleri Başkanlığımız da ağırlamanın kendiliğinden özel bir anlam taşıdığı muhakkaktır” şeklinde konuştu.

“HANGİ DİNE MENSUP OLURSA OLSUN HER VİCDAN SAHİBİ İNSANLIĞIN SÜRÜKLENDİĞİ BUNALIM VE KARGAŞALAR KARŞISINDA EMANETİ GÖZETEMEMENİN AĞIR YÜKÜ ALTINDA KALMIŞTIR”

Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Hangi dine mensup olursa olsun her vicdan sahibi insanlığın sürüklendiği bunalım ve kargaşalar karşısında emaneti gözetememenin ağır yükü altında kalmıştır. Rabbimizi unutarak onu yok sayarak konuşanlar kadar, onun adına konuşanlar Tanrı edasına bürünenler, onu kah kelimelere boğarak hapsedenler, kah konuşulması gereken yerde susanlar, hep birlikte bu cürüme ortak olmuşlardır.”

“İNSAN İNSANA MUHTAÇTIR VE İNSAN İNSANA EMANETTİR. İNSAN İNSANIN KURDU DEĞİL, YURDUDUR”

Dünyanın bugün açlığın sefaletin ve adaletsizliğin katlanarak büyüyen hukuk ihlallerinin insan haysiyetini ayaklar altına alan ve kadın çocuk ticareti dahil kirli ticaretlerin, tahammül edilemez boyutlara ulaşan çatışma, terör, katliam, savaş ve insanlık suçlarının pençesinde olduğunu bildiren Görmez, “Bütün bunlar olup dururken hangi insaf sahibi yürek masum olduğunu iddia edebilir. Hangi dine mensup olursa olsun kim bu vahim tabloda payı bulunmadığını iddia edebilir. Aslında modern zamanların esas felaketi, küreselleşmiş çıkarların halkları madde perest, despotizmlere ve tiranlıklara mahkum etmesidir. Her biri insanlığa bahsedilmiş ilahi nimetler olan doğal kaynaklarımız, ihtiras sahiplerinin elinde nice masum insanın hayatına mal olmaktadır. Günümüzde Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da, Arakan’da, Nijerya’da, Orta Afrika’da, Somali’de Müslüman toplumların tüm birikimleri hunharca yok ediliyor ve kaynaklarının sömürülmesi gözlerden gizleniyor. Özellikle Müslüman coğrafyalarda bir şiddet ve vahşet sarmalı insanlığı ayaklar altına almakta. Bu coğrafyalarda Müslüman olsun, Hıristiyan olsun başka dinden olsun herkes büyük acılar yaşamaktadır. Bir barış çağrısı olan İslam’ın mesajına tamamen aykırı bir yola saparak şiddet ve vahşet yayanlar kendilerini nasıl adlandırırlarsa adlandırsınlar Allah’a isyan halindedirler. İnsan insana muhtaçtır ve insan insana emanettir. İnsan insanın kurdu değil, yurdudur. Bu emanete sahip çıkmamak kabul edilemez bir aşırılık ve tuğyandır. Müslümanlar olarak böylesine bir aşırılığı ve kıyımı şiddetle reddediyoruz” dedi.

“SON GÜNLERDE FİLİSTİN’DE BARIŞ UMUTLARINI SÖNDÜREN GELİŞMELER YAŞANIYOR”

“Son günlerde Filistin’de barış umutlarını söndüren gelişmeler yaşanıyor” ifadesini kullanan Görmez, şunları kaydetti:

“Bütün Müslümanlarla birlikte bizler de bu gelişmelerden derin bir ıstırap duyuyoruz. Özellikle ilahi dinlerin ortak mukaddesi olan Mescid-i Aksa’nın ismet-i harimine ve mazlum Filistin halkına yönelik tecavüz, insanlık adına derin bir hicap ve vicdan sahipleri için ağır bir teessür sebebidir. Dünyanın geleceği için hayra yoramayacağımız bir başka husus ise küresel medyanın, yeni bir ırkçılık çeşidi olan ve nefret suçuna dönüşen Müslüman karşıtı söylemlerle dehşet senaryoları yaymasıdır. Bu yolla yalnızca İslam aşağılanmıyor. Bu yolla doğudan batıya, kuzeyden güneye yeryüzünde yaşayan bütün insanların aklıselimine saygısızlık ediliyor. Masum insanlar İslâm ve Müslümanların düşmanı haline getirilmek isteniyor. Anti-semitizm, tarihin sayfalarını nasıl bir utanç lekesi olarak kirlettiyse, Müslüman karşıtlığı da aynı utançla, tarihe kirli sayfalar eklemekten başka bir netice vermeyecektir. İnanmak istiyoruz ki, hangi din ve inanca mensup olursa olsun bütün insan kardeşlerimiz, iz’an ve vicdan sahibidirler ve vahşet sahneleri ile akıllarını aşağılamaya kalkan senaryolara aldanmayacaklardır.”