Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) bileşenleri, bir süre önce Hakkari’de yaşanan tecavüz olayına ilişkin adliye önünde basın açıklaması yaptı. Bir süre önce köyünde hayvanları otlatmak için gittiği ormanlık alanda darp edilerek tecavüze maruz kalan 15 yaşındaki S.K’nın tecavüzcüsü H.İ’inin bugün akşam saatlerinde adliyede görülen duruşması için yoğun güvenlik önlemi alındı. (DÖKH) bileşenleri Hakkari HDP İl Eş Başkanları Rahmi Temel, Nesibe Gümüşlü, DBP İl Eş Başkanı Musa Çiftçi, DBP İlçe Eş Başkanı Cevahir Çiftçi, Kent Konseyi Eş Başkanları Kazım Kurt, Zeynep Dara ve STK temsilcileri ile çok sayıda vatandaş adliye önünde bekledi. Duruşmanın 16 Ocak 2015’e ertelenmesiyle ilgili basın açıklaması yapan Bınevş Kadın Merkezi’nde görevli sosyolog Özgül Doğan, "Bugün burada toplanmamızın nedeni mağdur edilen tüm kadınların yanında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Onlara hiçbir zaman yalnız olmadığını göstermek ve aynı zamanda yakın tarihte H.İ tarafından tecavüz edilip mağdur edilen 15 yaşındaki S.K isimli kardeşimizin davasını savunduğumuzu ve bu davanın takipçisi olduğumuzu belirtmeye geldik" dedi.

Kadın bedeninin sermaye edildiği ve kadın bedeni üzerinde planların devam ettiği bir dönemin içinde olduklarını anlatan Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Görülen o ki her geçen gün kadına yönelik taciz, tecavüz, şiddet, katliamlar ve çocuk istismarı ülkenin her yerinden dur durak bilmeden devam etmektedir. Bu olaylar karşısında kanunlarda yetersiz kalmakla birlikte aynı zamanda kadınları korumak bir yana dursun mağdur etmektedir. Geliştirilen ve kabul edilen yasal düzenlemelerde bu olaylar karşısında caydırıcı olmamakta bunun yanı sıra suç oranları gittikçe artmaktadır. Bunun da örneklerini her gün basında görüyoruz. Bütün kanallar kadına yönelik taciz, tecavüz, şiddet, ve katliamların ne kadar hat safhada olduğunu göstermektedir. Bu bir toplumsal sorun olduğu gibi aynı zamanda toplumun değerlerini yozlaştırıp, toplumu çöküntüye uğrattığı için ve toplumda bunları gerçekleştirenleri kendi içinde barındırdığı için toplumun bir ayıbıdır da. Toplumun ahlakını bozan ve değerlerini yok etmeye çalışılan bu tarzda olayların karşısında olmaya devam edeceğiz.”