Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Güçlü olan devletlerin güçsüz olan devletlerin üzerinde egemen olma fikrini benimserseniz, o zaman barış kuramazsınız. İşte bugün dünyada olduğu gibi 5 veto sahibi olan ülke dünyanın 195 ülkesini afedersiniz koyun güder gibi gütmeye kalkar" dedi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 3 resmi ziyaret gerçekleştirdiği Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi senatosuyla bir araya geldi. Kurtulmuş, Üniversite Rektörü Sebahattin Balcı’dan üniversite ve çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Ardından yine aynı üniversitede düzenlenen "İsmail Gaspıralı Bey’in Ölümünün 100. Yılında Dilde Fikirde İşte Birlik’te Neredeyiz?" konulu sempozyuma katılan Kurtulmuş, Türk dünyasına önemli mesajlar verdi.

Kurtulmuş, Dünya edebiyatının yetiştirdiği tanınmış isimlerden Cengiz Aytmatov adını taşıyan kampüste, Gaspıralı İsmail’in ölümünün 100. yıldönümünde, Kırgızistan’da bulunmaktan onur duyduğunu söyledi.

"Eski Türkiye kendi sınırlarının etrafına çelikten bir duvar örmüştü. Bişkek neresi olur zaten bilmezdik" diyen Kurtulmuş, "Bırakın Bişkek’i Nahcivan, Bakü, Kırcaali, Gümülcine, Mostar, Saray Bosna, Erbil, Musul neresi olur, bilmezdik. Oralar yabancılara ait yerlemiş gibi gönül dünyamızdan silinip gitmişti. Kırgızistan bizim kardeşimiz, buraya ne yapsak yeridir. Kırgızistan’a yapılan yardımı Türkiye’ye yapılan yatırımdan asla ayırt etmeyiz" ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Güçlü olan devletlerin güçsüz olan devletlerin üzerinde egemen olma fikrini benimserseniz, o zaman barış kuramazsınız. İşte bugün dünyada olduğu gibi 5 veto sahibi olan ülke dünyanın 195 ülkesini afedersiniz koyun güder gibi gütmeye kalkar. Suriye’de 300 bin kişi ölür kimsenin gıkı çıkmaz. Çünkü Suriye’nin, birleşmiş Esad rejimin Birleşmiş Milletler’de (BM) abisi, dayısı vardır: Rusya. İsrail, Filistinlilere her türlü zulmü yapar, Mescid-i Aksa’ya kirli pabuçlarıyla, kirli ruhlarıyla girer, kimsenin gıkı çıkmaz, Filistinli bakanı şehit eder, kimsenin gıkı çıkmaz. Yüzlerce kınayacak kararı BM’ye götürürsünüz ama İsrail de rahattır, onun da arkasında abisi dayısı vardır. Biz ’dünya 5’te büyüktür derken aslında yeni bir dünya barışı kurulmalıdır’ diye teklif ediyoruz. Bunun için de hegemonya fikrinin terk edilmesinin zaruri olduğuna inanıyoruz. Bizim için hiçbir ırkın diğerine üstünlüğü yok. Böyle düşünürseniz, dünya barışını sağlarsınız."

Kurtulmuş, Türkiye’nin bir asırdır zihin dünyasında oluşan kabukları kırmaya çalıştığını dile getirerek, "Türkiye, soğuk savaşta 45 yıl, ondan önceki dönemde de maalesef 1. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan yönetim anlayışları dolayısıyla uzun yıllar içine kapalı bir ülke olarak yaşadı. Türkiye sadece düşmanlarına karşı değil aynı zamanda dostlarına karşı da içine kapalı bir ülke olarak yaşadı. Soğuk Savaş’ta Berlin Duvarı, batı ile doğuyu ayırıyor ama maalesef, Eski Türkiye kendi sınırlarının etrafına çelikten bir duvar örmüş. Bişkek neresi olur, zaten bilmezdik, bırakın Bişkek’i, Nahçıvan, Bakü, Kırcali, Gümülcine, Mostar, Saraybosna, Erbil ve Musul neresi olur, bilmezdik. Oralar yabancılara ait yerlermiş gibi zihin dünyamızdan, gönül dünyamızdan silinip gitmişti. Hem Türk kardeşlerimizle, hem soydaşlarımızla hem de İslam coğrafyasındaki dindaşlarımızla neredeyse fiziken ve fiilen hiç bir bağımız, bağlantımız kalmamıştı" ifadelerini kullandı.

"Bizim medeniyetimizin, bizim kültürümüzün dünyaya vereceği çok şey var" diye konuşan Kurtulmuş, "Bir asır evvel yenilmiş, dağılmış coğrafyanın çocukları olarak konuşuyorum: Başkaları bu coğrafyada hakim oldular ve dünya egemenliği kurdular. Ama bir asır boyunca insanlığı ileri götürmek yerine maalesef barış anlamında insanlığı geriye götürdüler. Şimdi barışı, hakkaniyeti, adaleti, vefayı, ihsanı ve insanlığı yüreğinde hisseden ve bunu ciddi şekilde uygulayan insanların yer yüzüne söyleyeceği çok şeyinin olduğu bir dönemdeyiz" dedi.

Türk dünyasına büyük sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Kurtulmuş, "İslam dünyasına da burada büyük sorumluluklar düşüyor. Bazı açılardan kendimizi yeterince gelişmemiş görebiliriz. Yalnız ruh dünyamız, zihin dünyamız yeni bir dünyanın kurulabilmesi, yeni bir barışın kurulabilmesi için son derece zengindir. Yeter ki bu dili geliştirmesini bilelim" şeklinde konuştu.

Gönlünde insan sevgisi olmayanın dilinde barış ve hakkaniyet olmayacağını belirten Kurtulmuş, "Dilinden sadır olmayanın zaten elinden de doğru işler gelmez. Dilinden sadır olmayanlar, en yüksek teknolojiye sahip olurlar ama giderler atom bombası yaparlar, giderler ülkeleri işgal edip yüz binlerce insanı öldürürler. Giderler insanları demir yumruk altında bütün hak ve hukuklarından uzaklaştırarak köle gibi bir arada tutarlar ve onların üzerinden iktisadi zenginlik devşirmeye çalışırlar. Dolayısıyla Dilde Fikirde İşte Birlik, o dili gönül olarak da alır. Sadece buradaki dil değil o dil gönül dilidir, o dil fikir dilidir, o dil zihin dilidir. Zihni berrak olanların, gönlü berrak olanların, zihninde ve gönlünde adalet olanların, insanlık olanların elinden ve dilinden hakkaniyet sadır olur" ifadelerini kullandı.