HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, "AK Parti hükümeti bu güvenlik kafasıyla freni patlak kamyon gibi yokuş aşağı iniyor. Birilerinin elbette onlara ’dur’ demesi gerekiyor. Çünkü sonu uçurum" dedi.

Kaplan, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun dünkü Grup Toplantısı’nda açıkladığı İç Güvenlik Reform Paketi’ni eleştirdi. Getirilecek paketi "enteresan bir torba pakete" benzeten Kaplan, "Yani güvenlik paketi deniliyor ama içinde soyadı kanunu var. Biz bunu 5 sene önce verdik. ’Yüz kızartıcı, ahlak dışı soyadları var’ dedik. Şimdi bizim teklifimizi alıyorlar, üzerine oturuyorlar, kendileri yeni bir şey yapmış gibi bunu da güvenlik paketi içerisine koyuyorlar" şeklinde konuştu.

Jandarmanın İçişleri Bakanlığı’na bağlanması konusundaki açıklamayı değerlendiren Kaplan, "Artık jandarmayı sivil generaller mi yönetecek. Yani daha önce darbe döneminde tersi vardı, generallerin vesayeti vardı parlamentoda şimdi de ne olduğu belirsiz bir şekilde İçişleri Bakanlığı’na bağlanması getiriliyor. Peki jandarmanın içindeki oluşumlar ne olacak? Jandarma özel timleri var, bazı bölümler ve JİTEM var. Ey hükümet, JİTEM’e ihtiyaç mı duydunuz, bu güvenlik paketini kendinize bağlamak istiyorsunuz. 90’lı yıllara mı bizi götürmek istiyorlar. JİTEM’in faaliyetlerine, ki Susurluk raporlarında öldürme emrinin uzatmalı çavuşlara düştüğü yazılıyor. Bizi bu karanlık günlere mi götürmek istiyorsunuz? Bu konuların hepsini Meclis’teki dört parti grubunun tartışması gerekmez mi? Bu çok ciddi bir tehlike" dedi.

"TÜRKİYE’Yİ HAPİSHANEYE Mİ ÇEVİRMEK İSTİYORSUNUZ?"

İç güvenlik paketiyle CMK ve TCK’da iki ayrı düzenleme getirildiğini belirten Kaplan, bütün gösteri ve toplanma, yürüyüşlerin yasaklanmasının hedeflendiğini öne sürdü. "Suskun bir Türkiye istiyorlar" diyen Kaplan, "Senin hiç mi suçun yok kardeşim. Bütün dernekler, sendikalar, meslek odaları, tabipler birliği kim önüne çıkarsa gaz sıkıyorsun. Ayarınız yok, ayarınız nedir? Önce kendinizi ayarlayın. Ne yapmak istiyorsunuz? Baskı yasalarının çözüm olmadığını herkes biliyor. Öyle bir yasa çıkartıyorlar ki benim partizan valim, suç önleme, makul şüphe adı altında istediğini 24 saat içeri atacak, mahkeme kararı olmadan evini basacak, götürecek ailesinin bilgisi olmayacak. Avukat görüşmeyecek ve savcı da isterse gözaltını 48 saate kadar çıkarabilecek. Türkiye’yi hapishaneye mi çevirmek istiyorsunuz?" ifadelerini kullandı.

Molotofun zaten suç olduğunu belirten Kaplan, "Molotofla uranyum başlığını aynı kefeye koyacaksınız ve aynı cezayı vereceksiniz. Öyle isteniyor. Taşlar da silah, memleketin her tarafı taş. Bu taşları ne yapacaksınız? Taşlara ne ceza vereceksiniz? Bu güvenlik kafası olayları önleme yerine bu ülkeyi demokratik teneffüs yollarına kavuşturmak, bu ülkenin kendini ifade etmesini sağlamak varken neden her tarafı akrep, panzer, kirpi. Bütün gittiğiniz şehir böyle mi? Böyle yönetilen şehirlerde medeniyet olmaz, insanlık olmaz, vatandaş kendini güvende hissetmez" dedi.

"GÜVENLİK PAKETLERİ ÇÖZÜM SÜRECİYLE ÇOK TERS"

Güvenlik paketlerinin çözüm süreciyle çok ters olduğunu savunan Kaplan, "Eğer azıcık verdiğiniz sözleri tutsaydınız, azıcık adım atsaydınız, bırakın adımları 600’e yakın ölüm sınırında bekleyen hasta tutsağın veda hakkını kullanmasına izin vermediniz. Silahlar sussun, fikirler konuşsun istiyoruz. Siz ise güvenlik güçleri istediği gibi silahları konuştursun, hükümet olarak da ben emredeyim diyorsunuz. Hükümet silahları konuşturmak istiyor" diye konuştu.

Kaplan, "Bu son çırpınışları, AK Parti hükümeti bu güvenlik kafasıyla freni patlak kamyon gibi yokuş aşağı iniyor. Birilerinin elbette onlara ’dur’ demesi gerekiyor. Çünkü sonu uçurumdur" dedi. Demokratik siyaseti sonuna kadar zorladıklarını ve kanalların açılmasını istediklerini belirten Kaplan, hükümetin ise diktanın yollarını açtığını iddia etti.

Hükümet tasarıyı Meclis’e getirdiğinde uyaracaklarını dile getiren Kaplan, "Ey hükümet, iyi düşün. Robespiyer de giyotin kanunu çıkardı ama kendisi giyotine kurban gitti" dedi.

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Kaplan, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ın Peşmerge’nin Türkiye’den geçişinin kabullenilemeyeceği ve bunun tezkere kapsamında olmadığı yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, "Allah böyle adamın başına götürür. Gider tezkereye izin verirsin, sonra da Peşmerge gelince ’ben vermedim’ dersin. Bal gibi verdin. Daha bugün Karatepe’de Türkmenleri katlettiler, sen git önce onlara yardım et. Daha çok ters düşersiniz. Yazık böyle yanlış politikalar böyle noktalara götürüyor" karşılığını verdi.

"IŞİD KOBANİ’YE GİRSE BİLE ALMASI MÜMKÜN DEĞİL"

MHP’li Engin Alan’ın "Kobani’nin sembolleştirilmesine" yönelik sözlerinin sorulması üzerine ise Kaplan, "Ortadoğu’da 40 milyon Kürt halkı yaşıyor. Rojava, Suriye en az nüfusun olduğu yerdir. Kobani, direnişin sembolüdür, destanıdır, tarihidir. Bütün dünyanın gözü önünde kendi topraklarına saldıran vahşi canilere, katillere, ırz düşmanlarına, İslam dini düşmanlarına karşı şerefli bir mücadeledir. Dünyada hiçbir güç 40 milyonluk Kürdistan’ın düşmesini sağlayamaz, mümkün değil, hayal bu. IŞİD Kobani’ye girse bile alması mümkün değil, 40 milyonluk Kürt’ün tükürüğüyle boğulurlar. Türkiye’nin IŞİD gibi karanlık çetelerle komşu olacağına 40 milyon Kürt ile komşu olması stratejik geleceği açısından en yararlı olandır" cevabını verdi.

"ÇÖZÜM SÜRECİ KONUSUNDA MUHATTABIMIZ TÜRK HALKI"

"Çözüm süreci bitti mi?" sorusuna da Kaplan, "Çözüm süreci konusunda muhatabımız Türkiye halkıdır, 77 milyon Türk insanıdır. 77 milyon insanın büyük çoğunluğu çözüm sürecini destekliyor. ’Çatışma olmasın, barışçıl, demokratik yollarla bu sorunu çözün’ diyorlar. Biz de kararlıyız ve asla umudumuzu yitirmedik, çünkü halk bunu istiyor" yanıtını verdi.