Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi, IŞİD terör örgütünün girdiği yerlerdeki altyapıyı yok ettiğini belirterek, "Biz, topraklarımız üzerinde herhangi bir askeri üssün oluşturulması veya yabancı herhangi bir askeri gücün gelip Irak’ın topraklarında bulunmasını istemiyoruz. Biz, uluslararası toplumun bize sadece eğitim ve donanım alanında yardımcı olmasını istiyoruz" dedi.

Irak’ta yeni hükümetin kurulmasının ardından Türkiye’ye ilk resmi ziyaretini gerçekleştiren Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi, Sheraton Otel’de televizyon ve gazetelerin Ankara temsilcilerine açıklamalarda bulundu. Caferi, "Paris’te ve en son New York’ta yapılmış toplantılarda, o toplantılara katılan uluslararası bütün ülkeleri temsil eden temsilciler Irak’ın yanında yer aldıklarını belirttiler. Aynı zamanda terörizmin kınanması ve Irak’ın desteklenmesi için ortak bir dil kullandılar. O mesajda da Irak’ın yanında terörizme karşı yer aldıklarını ifade ettiler. Kürt kardeşlerimizle hükümete katıldılar. Her şeyden önce güvenlik durumunun gözetilmesi, yolsuzluklarla mücadele, Irak’ın yeniden onarılması, komşu ülkelerden başlayarak uluslararası ülkelere kadar ilişkilerin güçlendirilmesi, komşu ve diğer ülkelerle yapılacak olan yatırımlar, diğer ilişkilerin geliştirilmesi umulmaktadır. Tabii Türkiye ile arasındaki ilişkilere gözattığımız zaman iki ülke arasındaki ilişkilerin kökleri tarihe dayanmaktadır. İki ülkeyi birbirine bağlayan canlı kaynaklar söz konusudur. Bunların başında Dicle ve Fırat gibi su kaynakları bulunmaktadır" açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin ekonomi alanında göstermiş olduğu kalkınmaya dikkati çeken Caferi, "Biz, Türkiye’nin bu tecrübesinden faydalanmak istiyorum. Gerek yatırım, gerek ticaret, gerekse ulaştırma diğer bütün alanları kapsamasını diliyoruz" dedi.

Caferi, "Türk şirketleri Saddam yıkıldıktan sonra gerçekten Irak’ta önemli rol oynamaya başladılar. Bu dönem sırasında güvenlik ortamı sağlanmamışken bile Türk şirketleri gelip Irak’ta yatırımlarına başladılar ve bu yatırımları gerçekleştirirken bazı fedakarlıkta da bulundular. Hep söylenir sermaye korkaktır, güvenliğin olmadığı yere gitmez ama Türk şirketleri gelip yatırımda bulundular" şeklinde konuştu.

PETROL VE DOĞALGAZ TİCARETİ

Türkiye’nin Irak için Avrupa’ya açılan bir kapı konumunda olduğunu belirten Caferi, "Irak ve Türkiye arasında iki kapı olarak nitelendireceğimiz husus söz konusu, bir tanesi coğrafi diğeri tarihi. İki ülke arasında petrol ve doğalgaz ticaretinin geliştirilmesi söz konusu olabilir. Bu kapı üzerinden Irak Avrupa’ya açılabilir. Üretimi yapan ülke Irak ve aracı yani üstünden geçecek ülke de Türkiye olacak. Böylece de Irak’ın Avrupa pazarlarına açılması Türkiye üzerinden olabilir" diye konuştu.

"IŞİD terör örgütüne baktığımız zaman hurafelere dayanan, çocuklar ve yaşlıların yok edilmesine yönelik girişimleri söz konusudur" diyen Caferi, "Uluslararası koalisyon Irak’a yardım yapılması hususunda bir görüş bildirdi. Tabii biz uluslararası güçlerden güvenlik ve askeri alandan yardım talep ettik fakat bu yardımlar eğitim ve donanım ve aynı zamanda diğer terörizmle mücadele alanında önemli olan bir diğer husus, istihbarati bilgilerin edinilmesi hususunda yardımlarda talepte bulunduk ki IŞİD’e karşı savaşımızı sürdürebilelim. Tabii ki IŞİD terör örgütü Musul ilini işgal ettikten sonra 1 milyon 800 bin Iraklı bu şehirden ve etrafındaki bölgelerden göç etmek durumunda. Türk hükümeti Kızılay üzerinden göç etmiş olan ve bulundukları bölgeleri terk etmiş olan vatandaşlarımıza yardımlar sundular" dedi.

Caferi, açıklamasında şunları kaydetti:

"IŞİD terör örgütü girdiği yerlerdeki altyapıyı yok etmektedir. Dolayısıyla da biz orta ve uzun vadeli dönemlerde altyapının yeniden onarılmasına ihtiyacımız söz konusudur. Komşu ve dost Türkiye’nin de terörizme karşı mücadelede derin bir tecrübesi söz konusudur, güçlü bir askeri gücü söz konusudur. BM’de belirlenmiş olan çerçeve içinde, gerek eğitim gerek donanım alanında Türkiye’nin tecrübelerinden faydalanmak ve desteğinden yararlanmak istiyoruz. Biz, topraklarımız üzerinde herhangi bir askeri üssün oluşturulması veya yabancı herhangi bir askeri gücün gelip Irak’ın topraklarında bulunmasını istemiyoruz. Biz, uluslararası toplumun bize sadece eğitim ve donanım alanında yardımcı olmasını istiyoruz."