CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Demokrasi aynı zamanda güçler ayrılığı ilkesine inanmak demektir. Türkiye, süratle dikta yönetimine doğru gidiyor. Basını özgür olmayan ülkenin halkı da özgür değildir” dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGiAD) üyeleriyle kahvaltılı toplantıda bir araya geldi. Toplantıda bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin kan ve gözyaşı ile kurulduğunu belirterek, “Hiç kimseye el avuç açmadık. Özgürlüğümüzü ve bağımsızlığımızı korumak için, demokrasimizi geliştirmek için büyük çabalar harcadık. Hatta bedeller ödedik. Başbakanları darağaçlarına gönderdik. Gencecik çocuklarımızın yaşını büyütüp idam sehpalarına gönderdik. Ne için demokrasi için. Şimdi geldiğimiz noktada dönüp kendimize ve kendi vicdanımıza soralım. Türkiye’de demokrasi derinleşiyor mu, yoksa demokrasi kan mı kaybediyor?” diye konuştu.

“ŞUANDA TÜRKİYE’NİN EN TEMEL SORUNU DEMOKRASİDİR VE DEMOKRASİNİN KAN KAYBETMESİDİR”

“Şuanda Türkiye’nin en temel sorunu demokrasidir ve demokrasinin kan kaybetmesidir” diyen Kılıçdaroğlu, “Sorun o kadar büyük ki bizi aşmış durumda. Bütün çağdaş dünya ve bütün aydınlar Türkiye’de neler oluyor diye kaygıyla izliyorlar. Demokrasi sandığa gidip seçimlerde oy kullanmak değildir. Eğer demokrasiyi ona indirgersek o zaman vay bizim halimize. Demokrasi sıcak siyasetin müdahale etmediği alanların büyümesi demek” ifadelerini kullandı.

“DEMOKRASİ BU KADAR ÖNEMLİDİR. İNSAN HAKLARIYLA AT BAŞI GİDER”

Kişi başı gelirin 25 bin 30 bin dolar olduğu ülkelerin tamamında birinci sınıf demokrasi olduğunu, yoksulluğun kol gezdiği ülkelerin tamamında ise demokrasinin olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Demokrasi bu kadar önemlidir. İnsan haklarıyla at başı gider. Özgürlüklerle at başı gider. Kadın erkek eşitliğiyle at başı gider. Laiklikle at başı gider. Sosyal devletle at başı gider. Demokrasi budur. Birisi söyleyecek parlamento buna göre yasa çıkaracak. Bu demokrasi değildir. Demokrasi aynı zamanda güçler ayrılığı ilkesine inanmak demektir. Süratle Türkiye bir dikta yönetimine doğru gidiyor. Basını özgür olmayan ülkenin halkı da özgür değildir. Haber alma hakkınızı kullanamıyorsunuz.”

“AKLIMIZI KULLANACAKSAK, BİLİMİ KULLANACAKSAK BİZİM İKTİDAR OLMAMAK İÇİN HİÇBİR NEDENİMİZ YOK”

Nasıl iktidar olacaksınız sorusunun yanıtının çok kolay olduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, “Aklımızı kullanacaksak, bilimi kullanacaksak bizim iktidar olmamak için hiçbir neden yok. Neden yok? Eğer siz bütün bunların hepsine ‘evet’ diyorsanız, yani yapılan yasal düzenlemeler doğrudur diyorsanız, makul şüpheler doğrudur diyorsanız, ne demek kadın-erkek eşitliği kadın ve erkek eşit mi olur diye bir anlayışa evet diyorsanız, üstünlerin hukuku olsun bütün vatandaşlar eşit hukuka tabi olmasın diyorsanız, ne demek AB ne demek uygar dünya bize Ortadoğu yeter diyen bir anlayışı benimsiyorsanız, bu düzen devam edecek. Diyorsanız ki hayır bunlar yanlış; bizim 500 yıllık bir uygarlaşma sürecimiz var. Biz uygar dünyanın bir parçası olmak istiyoruz. Biz, hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Biz, seküler sisteme, layık sisteme inanıyoruz. Biz, sosyal devletten yanayız. Biz, girişimci özgürlüğünden yanayız. Biz, özgür medyadan yanayız. Biz, bize oy verseniz de vermeseniz de bu düşüncelerimizi her ortamda dile getireceğiz. CHP’nin temel felsefesi bu; demokratik, layık hukuk devletini savunmaktır” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin son 10-15 yıl içinde dar bir koridorun içine sokulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, etnik kimlik üzerinden siyaset, inanç üzerinden siyaset, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapıldığını anlattı.

“BİZ SAYGINLIĞI NEYE ENDEKSLEMİŞİZ; ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİNDEKİ SARAYA”

2015 seçimlerinin geldiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Demokrasimizi yeniden birinci sınıf demokrasi haline getirmek zorundayız. Kimsenin inancı üzerinden siyaset yapmayacağız. Kimsenin kimliği üzerinden siyaset yapmayacağız. Yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmayacağız. 1 tane değil, 100 tane Orhan Pamuk’umuz olursa ülkenin saygınlığı artar. Bir buluş değil, binlerce buluşumuz olursa ülkenin saygınlığı artar. Bir üniversite değil, 100-150 üniversite dünya sıralamasında ön sıralarda olursa ülkenin saygınlığı artar. Biz saygınlığı neye endekslemişiz; Atatürk Orman Çiftliğindeki saraya. Bu olursa Türkiye‘nin saygınlığı olur diyor. Bütün dünyayı güldürüyorlar. Geldiğimiz noktada bu ülkenin aydınlarının temel bir sorumluluğu vardır. Altını özen çiziyorum, sağ sol demeden, ileri geri demeden, demokrasi isteyen, özgürlük isteyen, kadın-erkek eşitliği isteyen, laik demokratik sosyal hukuk devleti isteyen uygar toplumun bir parçası olmak isteyen bütün yurttaşlarımı CHP çatısı altında bekliyorum. Hiçbir şekilde şöyle oldu, böyle oldu diye değil artık. Türkiye farklı bir rotanın içinde artık. Ben bunu söylemek zorundayım.”

“BİR TOPLUMU ÇÜRÜTMEK İSTİYORSANIZ YOLSUZLUĞU MEŞRULAŞTIRIN”

Yolsuzluğun meşrulaştığı sürecin içinde olunduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, "Demokrasi neden yozlaşıyor biliyor musunuz? Yolsuzluklarla yozlaşıyor. Bir toplumu çürütmek istiyorsanız yolsuzluğu meşrulaştırın. Çalıyor ama işte yapıyor. Türkiye üzerinde büyük bir oyun oynanıyor. Hepimizin gözleri önünde oynanıyor bu oyun ama biz bunun farkında değiliz. Sıcak gelişmeler belki biraz düşünmemizi engelliyor. Oysa söylenen her sözün bir amacı var. Toplum, bir yerlere aşama aşama götürülüyor. O nedenle hepimizin sorumluluğu var” dedi.