Kuruluşunu geçtiğimiz günlerde ilan eden Partiya Azadiya Kurdistan’ın (Kürdistan Özgürlük Partisi) Genel Başkanı Mustafa Özçelik, partisinin kendini Kürdistan’da 200 yılı aşkın süredir sürdürülmekte olan özgürlük, adalet, eşitlik ve devletleşme mücadelesinin devamı ve mirasçısı olarak gördüğünü kaydetti. Partide yer alan insanların herhangi birilerine ve bir yerlere endeksli olmadığını belirten Özçelik, "Siyaseti yapanlar kendi kendilerine yönetebilmelidir" dedi.

1980 öncesinin güçlü Kürt grupları, yaklaşık 2 yıl önce Diyarbakır’da yaptığı geniş katılımlı toplantıda bir Kürt partisi kurmak için diyalog komisyonu oluşturdu. Bu toplantıdan yaklaşık 6 ay sonra bir araya gelen gruplar, önce Kürdistan Parti Girişimi’ni, bundan yaklaşık bir yıl sonra da Kürdistan Özgürlük Partisi’ni kurdu. Partinin kuruluşu geçtiğimiz günlerde ilan edildi. Resmi başvuru ise önümüzdeki günlerde yapılacak. PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, partileşmeleriyle ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulundu.

"ÇIKIŞ NOKTAMIZ DEVLETLEŞME SORUNUDUR"

Çıkış noktalarının Kürt ve Kürdistan sorununun çözümü yönündeki hedefleri olduğunu kaydeden Özçelik, "Bir sorunun ve bir ülkenin varlığından söz ediyoruz. Kürdistan diye bir ülke vardır. Kürt milleti ve onlarla birlikte yaşayan birçok etnik, dinsel, mezhepsel ve sosyal kesim vardır. Bu sorun Kürtlerin ve Kürdistanlıların kendi kendilerini özgürce yönetebilme sorunudur. Yani aslında kendi devletlerini kurabilme sorunudur. Bizim en önemli çıkış noktalarımızdan biri budur" diye konuştu.

"FEDERE YA DA KONFEDERAL DEVLET"

Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nde yaşanan federe devlet gibi Türkiye’de eşitlik, özgürlük ve adalet temelinde bu devletleşmeyi oluşturmak istediklerini anlatan Özçelik, "Eşitlik temelinde bir federe devlet ya da konfederal devlette olabilir. Ama eğer Türkiye 90 yılı aşkın bir süredir izlemiş olduğu bu tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek vatan anlayışını diretirse elbetteki Kürt milletinin ve Kürdistanlıların bunu kabul etmeme ve kendi devletlerini kurma hakkı ortaya çıkar. Bunun için de biz eşitlik temelinde bir sürecin, her iki tarafın bugünkü koşullarda öne getirebilecekleri bir çözüm olduğunu düşünüyoruz. Bu yönde de devletleşme talebimizi halkımızın bir talebi olarak görüyoruz" şeklinde konuştu.

"KÜRT MÜCADELESİNİN MİRASÇISIYIZ"

Partisinin kendini Kürdistan’da 200 yılı aşkın süredir sürdürülmekte olan özgürlük, adalet, eşitlik ve devletleşme mücadelesinin devamı ve mirasçısı olarak gördüğünü dile getiren Özçelik, yıllardır Kürt mücadelesi yürüten birçok siyasal gruptan kadrolar ile eski geleneklere ait olmayıp da Kürt siyasetinde yer almış genç, kadın, yeni nesil ve toplumun farklı kesimlerinden insanların partilerinde yer aldığını aktardı. Partisinin en önemli çıkış noktalarından birinin de Kürt ve Kürdistan toplumunda çok seslilik ile çok renkliliği artık siyasal bir kültür haline getirebilmek olduğunu vurgulayan Özçelik, şunları söyledi:

"Kürdistan toplumu geniş bir toplumdur. Değişik etnik köken, dinsel, mezhepsel ve sosyal kesimlerden oluşmaktadır. Bütün bu toplumu tek bir partiye sığdırmak mümkün değildir. Nitelik olarak biz kendimizi herhangi bir dinin, sınıfın ya da kategorinin partisi olarak görmüyoruz. Kürt ve Kürdistan meselesi çok geniş bir Kürdistan’i meseledir. Bu nedenle Kürdistan’ın en geniş kesimlerine ulaşmayı hedefleyen bir kitle partisi niteliğindeyiz.”

"SORUNU ÇÖZECEK ÇALIŞMA GÖREMİYORUZ"

Çözüm sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Özçelik, sürecin iki yıldır devam ettiğini ve en büyük kazanımının kan dökülmemesi olduğunu söyledi. Hiçbir insanın canının yitirilmemesini önemli bir kazanım olarak gördüklerini vurgulayan Özçelik, "Bu nedenle sürecin devam etmesinden yanayız. Kürt sorunun barışçıl, siyasal, demokratik ve kitlesel çalışmalarla yürütülmesinden yanayız. Ama ne yazık ki burada gerçek anlamda bir çözüm sürecinden söz edemiyoruz. Devletin yaklaşımı, daha çok PKK’nın silahsızlandırılması ve savaşın durmasına yoğunlaşmıştır. Bu ciddi bir eksikliktir. Bugüne kadar Kürt ve Kürdistan sorunun çözümü yönünde herhangi bir program göremiyoruz. Ayrıca çözüm süreci dediğimiz sorun sadece İmralı’da sürdürülecek ya da Kürt toplumunun belli bir siyasal grubu ile yürütülecek bir çalışma değildir. Kürt ve Kürdistan toplumunun en geniş temsiliyetini sağlayacak olan bir kurul ve dünyada kabul görecek garantörlerle yürütülmesinin çok daha olumlu olacağını düşünüyoruz. Türkiye devletine çağrımız şudur; gelin Kürt ve Kürdistan toplumun en geniş kesimleriyle masaya oturun. Adı Kürt ve Kürdistan sorunu olan bu sorunun ilaçlarını da hep birlikte, bütün süreci birlikte örgütleyerek çözmeye çalışalım" şeklinde konuştu.

"SİYASETİ YAPANLAR KENDİLERİNİ YÖNETEBİLMELİDİR"

Özçelik son olarak, Kürdistan Özgürlük Partisi’nin en önemli karakterlerinden birinin partiyi oluşturan insanların siyaset, düşünce, maddi imkan ve diğer boyutları kendi irade, imkan ve fedakarlıkları ile geliştirilmesi olduğuna da dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz hiçbir şekilde bu çalışmayı, bu iradeyi herhangi birilerine, bir yerlere endeksli olarak düşünmüyoruz. Bunu da Kürt siyasetinin yeniden yapılanma ve kendisine yol açma çabası olarak görüyoruz. Siyaseti yapanlar kendi kendilerine yönetebilmelidir. Ancak bu şekilde toplumumuza öncülük edebiliriz."

Özçelik, partinin resmi başvurusunu önümüzdeki günlerde yapacakları da sözlerine ekledi.