Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş İstanbul’da katıldığı bir konferansta, Kudüs kriterleri kurulursa Ortadoğu’da barış sağlanabileceğini belirterek, “İsrail Ortadoğu’da apartheid rejimi kuracaktır” dedi.

Numan Kurtulmuş, İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) tarafından düzenlenen "Kudüs’teki İslam Kültür ve Mimarı Mirasının Korunması Konferansı”na katıldı. Konferansta bir konuşma yapan Kurtulmuş, “Maalesef İsrail hükümetinin son dönemde artırmış olduğu baskıları ve saldırgan tavırları, Ortadoğu ve küresel barışın sağlanmasına dönük çabaları neredeyse berhava etmektedir. İsrail ve dünyadaki ülkelerde biliyor ki; dünya barışının ana kapısı Ortadoğu’dur. Ortadoğu’nun ve barışının kapısını açacak kilit ise Filistin barışıdır. Filistin de tam manasıyla özgür, kağıt üzerinde değil. Tam manasıyla özgür ve baş şehri Kudüs olan bir Filistin Devleti kurulmadan Ortadoğu’da barışın sağlanması mümkün değildir. Bu temel perspektif sadece Filistinlileri ya da Filistin davasına sahip çıkan ülkelerin değil aynı zamanda dünyada barışı isteyen tüm ülkelerin ortak noktası ve ortak bakış açısı olmak zorundadır. Maalesef İsrail’in uyguladığı, son dönemlerdeki İsrail hükümetinin uyguladığı politikalar çerçevesinde maalesef bu gerçekten tamamen uzaklaşmakta ve hem Filistin hem Ortadoğu hem de küresel barışı ciddi şekilde tehlike içerisine atmak zorundadır” dedi.

“TÜRKİYE OLARAK 2 FARKLI FİLİSTİNİN OLMASINA SICAK BAKMADIK”

İsrail hükümetinin saldırgan tavırlarından birisinin de bağımsız Filistin devletinin varlığının sürekli dibini oymakta olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “ Uluslararası camianın baskılarından kaçamadığı için belki bir Bağımsız Filistin Devletinin varlığına bir şey dememektedir ama sürekli olarak sürekli olarak da Filistin Devletinin altına oymakta, Filistin Devletinin altına oymakta ve onu kağıt üzerinde bir devlet haline getirmektedir. Kurulan duvarların, ortaya koyulan Filistin halkları arasındaki derin barikatların, Batı Şeria ve Gazze şeridindeki insanların birbirlerinden sürekli olarak uzaklaştırılmasındaki temel neden Filistin Devletinin dibine dinamit koymaktır. Dolayısıyla biz başından itibaren Filistin topraklarının birbirinden ayrılmasını aslında hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Bunun içinde Filistin’de de hiçbir zaman 2 tane farklı Filistin’in olması fikrine sıcak bakmadık. Biz Türkiye olarak Filistin’de birlik hükümetini, Filistin halklarının kültürel birliği esas alındığı gibi aynı zamanda siyasi olarak birliğinin olduğunu düşünüyor, bu konuda Filistinli kardeşlerimize her türlü desteği vermeyi ve sürdürmeyi gayret ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“İSRAİL ORTADOĞU’DA APARTHEİD REJİMİ KURACAKTIR”

Numan Kurtulmuş, “Bunların haricinde şimdi ise önümüzde ilave yeni bir durumla karşı karşıyayız. O da önümüzdeki hafta İsrail Parlamentosunda oylanacak olan İsrail Ulusal Yasası teklifidir. Bu hükümetin bir yasasıdır, hükümetin dışındaki bazı partilerde buna karşı çıktılar. Zaten kıl payı bu yasa çıktı, ümit ederiz ki, İsrail parlamentosundan da çıkmaz. Ancak bu yasa yasalaşırsa, çok açık söylüyorum ki, İsrail Ortadoğu’nun göbeğinde dünyanın merkezinde yeni bir apartheid rejimi kuracaktır. Yıllardır dünya güney Afrika’daki apartheid olan ırk ayrımcılığına dayalı rejimden yeni kurtulmuş ve apartheid rejimlerinin tarihe gömdüğünü zannettiği bir dönemde öyle görünüyor ki, İsrail yeni bir apartheid rejini olarak ortaya çıkacaktır. Bu en başta İsrail’deki Yahudilerin de aleyhine olan bir durumdur. Bu yasayla 2 şey getirilmeye çalışılıyor. Bunlardan birisi İsrail’de yaşayan Yahudi asıllı olmayan herkes Araplar, Müslüman Araplar ve Hristiyan Araplar ve diğer dinlerin mensupları, yasa önünde 2’inci sınıf vatandaş ilan ediliyor. Haklarına sahip olamayacaklar, ana dillerini konuşamayacaklar ve eğitimlerini alamayacaklar. Böylece mevcut yerleşimciler politikası İsrail’in Ortadoğu’ya sapladığı bir hançerken, bu yasa yasalaşırsa bununla birlikte yeni bir hançer Ortadoğu’nun kalbine saplanacaktır” dedi.

“İSRAİL’İN YAPTIĞI HAK İHLALLERİNİN ULUSLAR ARASI CAMİAYA TAŞINMASI GEREKİYOR”

Kudüs’teki İslam mirasını korumak için Uluslararası Kudüs Vakfı altında uluslararası bir vakfın kurulması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, “Böylece Kudüs’te yok edilmeye çalışılan tek tek İslami eserlerin, İslami adet ve geleneklerin hem derlenip toparlanması hem de bunların uluslararası camiaya takdim edilmesi için böylesine ciddi bir çabaya, böylesine uluslararası bir çabaya, mevcut kuruluşlarımız yanında büyük ihtiyaç vardır. Bu kuruluş Batı başta olmak üzere İslam ülkeleri dışındaki ülkelerde de ciddi bir kamuoyunun oluşmasına vesile olacaktır. İsrail biz burada konuşma yaparken bile onlarca insan hakları olmaya devam etti. Her gün de devam ediyor. Bunların uluslararası camiaya taşınması ve uluslararası hukuk alanında da mücadelelerinin verilmesi gerekiyor. Bu konuda İslam ülkeleri ve Filistin davasına dost olan ülkeler bu konuda da destek olabilir, ikinci mücadele alanımızda budur diye düşünüyorum” diye konuştu.

“KUDÜS KRİTERLERİNİN KURARSAK, ORTADOĞU’DA BİR BARIŞ KURABİLİRİZ”

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş konuşmasını şöyle sürdürdü: “Eninde sonunda Filistin davası bütün dünya tarafından kabul edilecek ve Filistin davası tüm dünya tarafından tanınacak. Biliyorsunuz bazı Avrupa devletleri Filistin’i tanımaya başladılar. Bunun arkası devam edecek. Çünkü zulüm ebediyete kadar sürmez. Çünkü mazlumlar ebediyen mazlum olarak kalmazlar. Her zaman mazlumlar haklarını sonunda alırlar, zalimler de bu zulümlerinden vazgeçmek zorunda kalırlar. Esas soru şudur, Filistin’deki İsrail saldırganlığı karşısında dünyadaki diğer olaylar karşısındaki cevap bulmak zorunda kaldığımız soru şudur; bugünün şartlarında dünyada yeni bir barış düzeni kurulabilir mi? Evet kurulabilir. Yeni bir barış düzeni kuracaksanız, bu soruya cevap vermeden şunu kuracaksınız. Barış düzenini kimin barış açısıyla hangi perspektif ile kuracağız? Eğer biz dünyaya bugün var olduğu gibi hegomonya çerçevesi bakarsak, yani gücü olanın gücünü kullanarak dünyada diğer ülkeleri tanzim ettiği bir düzeni savunursak, tabi ki barış düzeni olmaz. O zaman orada zulüm ve çifte düzen olur. Ama biz insanları hegemonya çerçevesinde değil, yaradılıştan hepsinin insan olduğuna inanır ve herkesin de eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğu inancıyla hareket edersek, yeryüzünde barış düzeni kurulabilir. Kudüs kriterlerinin kurarsak, bugün de Ortadoğu’da bir barış kurabiliriz.”