ESKİŞEHİR (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Gelin kötülüğü defedelim, iyilikte doğalım. Gelin birlikte yürüyelim, güçlü Türkiye'ye ulaşalım. Gelin canlar bir olalım, iri olalım, diri duralım. Ayrılıkta hayır yoktur. Bölünmede gelecek yoktur. Kavgada dirlik yoktur" dedi.

Bahçeli, partisi tarafından Odunpazarı Meydanı'nda düzenlenen mitingde, Eskişehir'in Yunus'un yurdu, Eskişehir'in sevdanın, barışın ve sadakatin şehri olduğunu belirtti.

Konuşmasında, Yunus Emre'nin "Hoştur bana senden gelen. Ya gonca gül, yahut diken. Ya hayattır, yahut kefen. Narın da hoş, nurun da hoş, kahrın da hoş, lütfun da hoş" dizelerine yer veren Bahçeli, şöyle konuştu:

"Nitekim Eskişehir'in her şeyi hoştur. Eskişehir'in her değer ve mirası bizim güzelliğimizdir. 'Biz gelmedik kavga için, bizim işimiz sevgi için. Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik.' Yine diyor ki Yunus, 'Kırma dostun kalbini, onaracak ustası yok. Soldurma gönül çiçeğini, sulamaya ibrik yok' kalpleri kazanmak için buradayız. Vicdanlara girmek için buradayız. Ümitleri canlandırmak için Eskişehir'e elimizi uzatıyoruz. Birlikte yürümek için Eskişehir'i davet ediyoruz. Çağrım genç kardeşlerime, 'yeter artık' diyen mazlumlaradır. Çağrım iş arayan, çaresiz bırakılan mağdur evlatlarımızadır. Çağrım, milli yürekleredir. Çağrım huzur arayan, güvenlik isteyen, sükunet özleyen herkesedir. Çağrım, Eskişehir'in tamamınadır. Gelin birlikte yürüyelim, gelin Türkiye'nin kurtuluşuna birlikte imza atalım. Gelin, AKP yanlışını silelim, doğruda buluşalım. Gelin kötülüğü defedelim, iyilikte doğalım. Gelin birlikte yürüyelim, güçlü Türkiye'ye ulaşalım. Gelin canlar bir olalım, iri olalım, diri olalım. Ayrılıkta hayır yoktur. Bölünmede gelecek yoktur. Kavgada dirlik yoktur."

- "Oyalanacak vakit yoktur"

Bahçeli, Seyit Battal Gazi'nin mirasına sahip çıkmak zorunda olduklarını, Şeyh Edebali'nin hatırasına leke sürdürmemek mecburiyetinde, Hoca Nasrettin'in düşündürürken güldüren mizahını karartmamak durumunda olduklarını bildirdi.

"Dava ve demokrasi şehitlerimizin hemşehrileri vakur ve asil bir tavırla Türkiye'nin büyümesi, yükselmesi, küresel güç olması için sorumluluk üstlenmiştir" diyen Devlet Bahçeli, şunları söyledi:

"Oyalanacak vakit yoktur. Boşa harcayacak zaman kalmamıştır. Önümüz engellerle doludur. Tehditler her yerdedir. Tehlikeler kol gezmektedir. Eskişehir, huzur cellatlarından çok çekmiştir. Eskişehir, milli birlik ve kardeşlik hasımlarından bıkmıştır. Tutulmayan sözlerin kurbanıdır, Eskişehir. İhmaller zincirinin mağdurudur Eskişehir. Eskişehir üretmektedir, yatırım yapmaktadır ama yine işsiz, yine ümitsizdir. Eskişehir, milli gelire destek vermektedir, fabrika bacalarını tüttürmektedir fakat yine yoksul, yine buhrandadır. Doğrudur, sokaklarınız güzelleşiyor, Eskişehir kabuk değiştiriyor, günden güne Eskişehir farklı bir çehreye bürünüyor. Gelin görün ki her şey yüzeyde kalıyor, şekilden öteye geçemiyor. Mahalle aralarında hüzün vardır. Hanelerde hüzün hakimdir. Çünkü işsizlik vardır. Çünkü ağır borç vardır. Çünkü sefalet hüküm sürmektedir. Çünkü gelir dağılımındaki adalet fecaat boyuttadır. Bir yanda tren hızlanırken, diğer yanda ekonomik refahınız yavaşlamaktadır. Bir yanda caddeler gelişip, Eskişehir örnek bir kent olurken, diğer yanda yokluk, muhtaçlık içten içe derinleşmektedir. Eskişehir'in bir görünen, bir de görünmeyen yüzü vardır. Görünen yüzünde her şey iyidir. Her şey yolundadır. Görünmeyen yüzünde ise ekmek dilim dilim azalmaktadır."

-"Yönetemeyen iktidar yanlıştadır"

Bahçeli, haksızlığın, hukuksuzluğun, usulsüzlüğün yaygınlaştığını öne sürerek, Eskişehir'in sürekli kan kaybettiğini iddia etti.

İç Anadolu'nun parlayan kenti Eskişehir'in çelişkilere teslim edildiğini ileri süren Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

"Eskişehirli fedakarlık yapmaktadır, birileri fenalıkları sizlere layık görmektedir. Eskişehirli çalışmakta, çabalamakta, çırpınmaktadır. Birileri yattığı yerde devlet imkanlarını ceplerine indirmektedir. Eskişehirli sabahın erken saatlerinden akşamın geç saatlerine kadar ekmek parası için mücadele verirken, birileri hortumu hazineye bağlamış, devletin kasasına üşüşmüştür. Yorulan sizsiniz, yolsuzluk yapanlar onlardır. Rahata muhtaç olan sizsiniz, rüşvet alıp veren onlardır. Huzur arayan sizsiniz, hırsızlıkta ustalaşanlar onlardır. Emek veren sizsiniz, emeğinizi çalan onlardır. Aç gezen sizsiniz, aşıran, yürüten, götüren onlardır. 'Vatan' diyen sizsiniz, vatan satan, vatan topraklarını bırakıp kaçan onlardır. Onlar size eziyet etti. Onlar size hep zulmü reva gördü. Baskı size, saldırı size, hayat pahalılığı size, saltanat sürmek, israfa batmak, keyif çatmak onlardadır. Başbakan diyor ki, eski Türkiye partilerinden oluşan dört yanlış tek bir doğru olan AKP'yi hedef alıyormuş. Yani tek doğru AKP'ymiş. Bu sakat mantık Eskişehir'de tutar mı? Bu marazi hesap, Eskişehir'de kabul görür mü? Oysaki AKP baştan ayağa yanlıştır, yanlıştadır. Bunu en iyi sizler biliyorsunuz. Yönetemeyen iktidar yanlıştadır. Teslimiyetçi yönetim yanlıştadır."

- "AKP, 12 yıl 6 ay 4 gündür yanlış yoldadır"

Bahçeli, AK Parti'nin 4 bin 568 gündür iktidarda olduğunu anımsattı.

"İktidar, her şeyi eline yüzüne, gözüne bulaştırmıştır" görüşünü savunan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bölücülüğü meşrulaştırmış, yanlış yapmıştır. Açılım kılıfıyla yıkımı maskelemiş, yanlış yapmıştır. Helal bahanesiyle yolsuzluğu örtmüş, yanlış yapmıştır. Harama inançlarımızı alet etmiş, yanlış yapmıştır. Bitmeyen kalkınma masalları anlatmış, yanlış yapmıştır. Hukukun çivisini çıkarmış, yanlış yapmıştır. Ahlaka operasyon yapmış, yanlışa gömülmüştür. 'Çözüm' diye çözülmeyi savunmuş, yanlışa düşmüştür. Devleti kilitlemiş, demokrasiyi zedelemiş, özgürlükleri zayıflatmış yanlışın dibine oturmuştur. Kaldı ki 17-25 Erdoğan yanlıştır. Serok Ahmet ise her şeyiyle yanlış bir isimdir. AKP, 12 yıl 6 ay 4 gündür yanlış yoldadır. Bu partinin bir defa varlığı yanlış, iktidarda olması tamamen talihsizliktir. Türkiye'de doğru olan ne bırakılmıştır ki, Davutoğlu AKP'nin doğruluğundan bahsetmektedir? Doğru olan bir iktidar havuzculara sahip çıkar mı? Doğru olan bir iktidar rüşvetçileri kollar mı? Doğru olan bir iktidar soygunculara 'hayırsever' der mi? Doğru olan bir iktidar adalet terazisini bozar mı? Doğru olan bir iktidar mahkemeden kaçar mı? Doğru olan bir iktidar hırsızlık yaparken, suçüstü basılır mı, ihanete ortak olur mu?"

Bahçeli, iktidarın, yanlışların görülmesini istemediğini ve hak arama yollarını engellediğini savundu.

"Her muhalif ve demokratik tepkiye darbe çamuru attılar" ifadesini kullanan Bahçeli,  "Dış güçler, karanlık odaklar, milli irade düşmanları var' diyerek algı operasyonu yaptılar. Haşhaşi ilan ettikleriyle yıllarca paralel hareket ettiler, işbirliği yaptılar. Devlete, millete, vatana, bayrağa en ağır hücum ve husumeti özendirdiler, teşvik ettiler. Durmadılar, yediler. Durmadılar, yalan söylediler. Durmadılar, çalmakta ustalık dönemi yaşadılar" diye konuştu.

- "Vizyonsuzluklarının kurbanı oldular"

Bahçeli, yaşanacak Türkiye iddiasında olanların, Türkiye'nin yaşaması için destek çıkmadığını vurguladı.

"Yüzyılın projesi" söylemiyle üretimin dışlandığını anlatan Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

"Vizyonsuzluklarının kurbanı oldular, AKP'ye kol kanat gerdiler. Türkiye'yi lojistik merkez yapma ve Anadolu'da mega kentler kurma hayaliyle durumu kurtarmanın, bir şey yapıyor imajı vermenin arayışına girdiler. Herşey ortadadır. AKP, bundan 12 yıl 6 ay 4 gün önce iktidara geldiğinde '3 Y' ile yani yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele edeceğini söylemişti. Soruyorum sizlere, bugün geldiğimiz zaman diliminde yolsuzluklar ortadan kalkmış mıdır? Elbette ki hayır. Bırakınız ortadan kalkmasını, her sene katlanarak büyümüştür. Başbakan ve bakanlarının çocuklarıyla birlikte içinde çırpındıkları pislik çukurları oluşmuştur. AKP'nin vaadettiği ikinci konu yoksulluktu. Sözüm ona istihdam oluşturacaklardı, işsizliğe son vereceklerdi. Kaymakamların kapı kapı gezerek AKP etiketli çuvallarla kömür, un ve bulgur dağıtmasından başka akıllarda ne kalmıştır? Bunu da soruyorum sizlere, Yoksulluk sona erdi mi? Yoksullar iş ve aş buldu mu? Buna da elbette 'hayır' diyorsunuz ve haklısınız. Yoksul sayısı aradan geçen yıllar içinde azalmadığı gibi, yüzbinlerce vatandaşımız da yoksulluk sınırına geldi dayandı. Sizler de biliyorsunuz ki birileri elbette ki zenginleşti. AKP'nin soygun şebekeleri varlıklarına varlık kattı. Erdoğan'ın çevreleri, bakanların çocukları haramlarına haram ekledi. Çalınan sizin malınız, çalan onlardır. Azalan sizin geliriniz, artan onların malları, mülkleri, paralarıdır."

(Sürecek)