İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, bir konferans için 30 Kasım 2014 tarihinde geldiği Zonguldak’ta Genel Maden İşçileri Sendikası’nı (GMİS) ziyaret ederek Genel Başkan Eyüp Alabaş ile görüştü. Ziyarette İP Genel Başkan Yardımcısı Utku Reyhan, GMİS Genel Sekreteri Behzat Cinkılıç, İP İl Başkanı Mehmet Uslubaş, il ve ilçe teşkilat yöneticileri hazır bulundu. GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in ziyaretinin 1990-1991 Büyük Madenci Grevi’nin başladığı 30 Kasım gününe denk gelmesinin anlamlı olduğunu belirtti.

ZONGULDAK, HER ZAMAN HEYECANLA GELDİĞİMİZ BİR İL

İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, Zonguldak’ı, emeğin başkenti olması nedeniyle her zaman heyecanla ziyaret ettiklerini belirterek şöyle konuştu; "Tarihi bir günde Genel Maden-İş Sendikamızı, Sayın Genel Başkan Eyüp Alabaş ve değerli yöneticilerimizi ziyaret ediyoruz ve maden işçilerinin 1990 hareketinden heyecan duyuyoruz. Türkiye tarihine, emek tarihine altın sayfa olarak yazıldı ve hükümet devirdi."

Maden işçilerinin 1991 seçimlerinde iktidar değişikliğinde çok belirleyici bir görev yaptığını anlatan Perinçek, şunları söyledi: "Zonguldak bizim emek tarihimizin başkentidir. O nedenle her zaman heyecanla geldiğimiz ilimizdir. Ama özelleştirmelerle çok ağır darbe yedi. O zamanlar bu özelleştirmelerin sonuçlarını anlatmıştık. O sonuçlarla bugün karşılaşmış olmamız çok üzücü. Ama bu bizim için çok büyük bir ders. Önümüzde Türkiye’de tekrar üretim ekonomisinin yükseleceği bir dönem var.

Dağın altında yatan kömürlerimizi yeniden çıkaracağız ve dışarıdan getirmeyeceğiz. Bu büyük bir istihdam kaynağıdır. Aynı zamanda Türkiye’nin ithalata dayalı dış açık vermesine en büyük önlemlerden biridir. Onun için bir üretim ekonomisinin eşiğinde Zonguldak’ı ziyaret ediyoruz ve Genel Maden İşçileri Sendikamıza her zaman olduğu gibi başarılar diliyoruz. Emekçilerimize ve sendika liderlerimize sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.”

TTK, KAPASİTESİNİN 3’TE BİRİYLE VE NORM KADROSUNUN 4 BİN 750 EKSİĞİYLE ÇALIŞTIRILIYOR

GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş da ziyaretten memnuniyet duyduklarını belirterek, TTK’nın kurulu kapasitesinin 3’te 1’iyle ve norm kadrosunun 4 bin 750 eksiğiyle çalıştırıldığına dikkat çekti.

Alabaş, şunları söyledi; "Öncelikle Genel Maden İşçileri Sendikası, şahsım ve maden işçileri adına Sayın Genel Başkanımıza ziyareti nedeniyle çok teşekkür ediyorum. Genel Başkanımızın ziyareti çok anlamlı bir güne denk geldi. Maden işçilerinin 1990-1991 grevinin başladığı gün 30 Kasım’dır. Böyle bir günde bizi ziyaret ettiğiniz için teşekkür ediyoruz."

Zonguldak’ın emeğin başkenti olduğunu anlatan Alabaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye’nin ilk sanayi bölgesidir. Cumhuriyetimizin kurulmasıyla birlikte Türkiye sanayileşme hamlesine başladı. Bu sanayi hamlesinin başlatıldığı ilk illerden biri de Zonguldak’tır. Yıllarca Türkiye ekonomisini sırtlamış, kanıyla, canıyla, 5 bin maden şehidiyle ülkemiz ekonomisine katkı vermiş bir ildir. Ama maalesef 1980 sonrası uygulanan ekonomik politikalar neticesinde bugün Zonguldak emek kentinden daha çok emekli kentine dönüşmüş durumdadır."

Türkiye’nin dış ticaret açığının 100 milyar dolarken sadece enerji ithalatına ödenen paranın 60 milyar dolar olduğunu anlatan Alabaş, şöyle konuştu: "Türkiye, sadece taşkömürü ithalatına yılda 5 milyar dolar ödüyor. Uygulanan ekonomik politikalar nedeniyle yeterince üretemiyoruz, ürettirilmiyoruz. Böyle bir süreçte üretmeyeceksek ne zaman üreteceğiz, bunu da anlayabilmiş değiliz. Yerin altında 1 milyar 300 milyon ton civarında taşkömürü var ve Türkiye’nin tek taşkömürü havzası olan Zonguldak’ta işçi sayısı 45 binden 9 bin 250’ye inmiş durumda. Yıllık 25 milyon ton taşkömürü kullanılan bir ülkede kamu ve özel sektör eliyle ancak 3 milyon ton civarında taşkömürü üretimi yapılabiliyor. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun norm kadrosu 12 bini yeraltı, 2 bini yer üstü olmak üzere 14 bin işçi, kurulu kapasitesi yıllık 5 milyon ton. Buna rağmen bugün 9 bin 250 seviyesinde ve norm kadronun 4 bin 750 eksiğiyle çalışıyor ve yaklaşık 1 milyon 500 bin ton taşkömürü üretebiliyor. Dolayısıyla kurulu kapasitesinin 3’te biriyle ve norm kadrosunun çok altında işçi sayısıyla çalışan bir kurumun ülkemize ve kendisine yeterli katkı sağlaması beklenemez. İşçi Partisi’ni, sendikamızın bugüne kadar yapmış olduğu her eylemde desteğini gördük. Bundan böyle de sizlerin bizim yanımızda yer alacağınızdan şüphemiz yok.”