21’inci yüzyılın en önemli hareketlerinden biri olan Arap baharının bu kez kışı konuşuldu. İstanbul Gelişim Üniversite’sinde düzenlenen “Bahardan Kışa Ortadoğu” panelinde iç karışıklık yaşanan ülkelerin dünya haritası üzerindeki değişimleri ele alındı. Panele konuşmacı olarak katılan İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Köni kaynayan coğrafyada çeşitli yapılanmaların meydana gelebileceğine ve gelecek 10 yıl içinde barış beklenmediğine dikkat çekerek bölgedeki ülkelere ‘kabadayı’ benzetmesinde bulundu.

İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde düzenlenen “Bahardan Kışa Ortadoğu” konulu panele İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Köni, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esra Hatipoğlu, Ahi Evran Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhat Erkmen, İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. R. Kutay Karaca katılmışlardır. Panelin başında İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. F. Zeynep Özkurt ve Araş. Gör. Akın Pilgir tarafından sorunların tarihsel boyutunu ortaya koyan bir sunu yapıldı. İstanbul Gelişim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdülkadir Gayretli ve İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhan Aykaç’ın da hazır bulunduğu panele çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı. Panelde iç karışıklığın hâkim olduğu Ortadoğu ülkelerinin dünya haritası üzerindeki değişimleri ele alındı.

“BELA OLUŞTURAN KABADAYILAR GİBİ”

Konuşmacılardan İstanbul Kültür Üniversitesi Prof. Dr. Hasan Köni Ortadoğu coğrafyasına ‘kaynayan kazan’ benzetmesinde bulunarak bölgede tırmanan gerilim kaynağının batı dünyası olduğunu işaret etti. Özellikle Osmanlı Devletinin parçalanmasının ardından bölgedeki tansiyonda ciddi anlamda değişikliklerin olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Köni; “Bu olayların nedeni batı dünyasının sürekli olarak orada bu alanda faaliyet göstermeleri. Osmanlı yıkıldıktan sonra batı bir türlü bu alanı düzeltemedi. En önemli faktör de İsrail’in bu bölgede bulunması. Filistin sorunu bugünkü gelişmelerin temelini oluşturuyor. Çünkü buradaki savaş 1948 yılından bu yana sürüyor. 1948’den bu yana buradaki toplumlar radikalleştiler, sertleştiler. Yeni yapılar kurulmaya çalışıldı ama yeni yapılar yıkılmaya çalışıyor ve batı yine müdahale ediyor. Belirli çözümünde belgelere göre 10 yıl içinde olmayacağı bekleniyor” dedi.

10 yıl içinde bölgede farklı yapılanmalar olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Hasan Köni: “Yakın bir zamanda bir çözüm yok. Fakat sonunda Suriye’nin değişik bir devlet yapılanmasına gideceğini tahmin ediyoruz. Alevi-Sünni açısından. Irak’ı tamamen kurtaracaklar gibi geliyor. Zaten federal bir yapı var orada. Yukarıda Kuzey Kürt bölgesi, ortada Sünni bölgesi. O üçlü yapıyı yeni anayasal düzende toparlayabilirler ama asıl sorun Filistin-İsrail sorunu çözülmedikçe ikide bir patlama yaşanıyor. 1948 yılından bu yana Türkiye’nin Ortadoğu’dan başına gelen bütün belaların sebebi burası. Türkiye’nin hiç müdahil olmadan devamlı buradan sol hareketler geldi, aşırı hareketler geldi PKK hareketi de yine buradan geldi. Hem müttefiklerimiz hem de aynı zamanda bela yaratan kabadayılar gibi bir durum ortaya çıkıyor maalesef.”

Prof. Dr. Esra Hatipoğlu ise IŞİD’in bir anda ortaya çıktığını iddia etmenin büyük bir yanılgı olduğunu belirterek, İŞİD vasıtasıyla Batının bölgeye yönelik operasyonlarına meşruiyet kazandırdığını söyledi. Hatipoğlu, “Bugün Suriye’deki rejimin çok daha fazla kazanmaya yakın olduğunu, düşünülmesi gereken noktanın Rusya ve Çin muhalif olmasaydı Suriye’de durum farklı olur muydu? Sorusudur” diye konuştu.

Irak konusunda alan çalışmalarıyla tanınan Doç.Dr. Serhat Erkmen de Irak’ta yavaş yavaş oluşmaya başlayan istikrarın İŞİD’le beraber tarihe karıştığını ve artık gelecek belirsizliğinin Irak’ta çok daha fazla hissedildiğini belirtti. Mevcut dinamikler içerisinde Irak’ın geleceğinde yaşanabilecek parçalanmanın tüm bölgeyi etkileyeceği üzerinde duran Erkmen bölgede iplerin kimin elinde olduğunun artık bilinmediğini, bu durumun da çok çok aktörlü ama çok bilinmeyenli bir denklem ortaya çıkardığını söyledi.

Bugün Suriye ve Irak sorunu üzerinde duran Türk kamuoyunun yakın gelecekte tüm bu bölgeleri etkileyebilecek Afganistan meselesi ile meşgul olmak zorunda kalacağını belirten Doç.Dr. R. Kutay Karaca ise , “Afganistan’da akacak kan yalnızca Ortadoğu’yu değil Hint Alt Kıtasını da boğacak. ABD yönetiminin Afganistan’da bırakacağı askeri güçleriyle kendi kamuoyuna Vietnam’a benzer bir şekilde onurlu bir çekilme görüntüsü verecek ancak bırakılan gücün Afganistan’ın geleceğinde bir garanti unsuru olmayacağını belirtmiştir.”

İstanbul Gelişim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdülkadir Gayretli ise üniversite olarak bölgenin değişen tansiyonunu göz önünde bulundurduklarını kapılarını bölgedeki öğrencilere açtıklarını söyledi. Mütevelli Heyeti Başkanı Gayretli; “Ortadoğu ülkeleri devamlı parçalanıp bölünüyor ve böl parçala yönet sistemi ile yutuluyor. Biz de üniversite olarak Ortadoğu ülkelerinden gelen öğrencilere kapımızı açtık. Belirli bir kontenjan dâhilinde hareket ediyoruz. Hükümetin çalışmaları kapsamında ilkokul-lise ve üniversite dalında diplomasız da alacağız.” diye konuştu.