TBMM Başkanı Cemil Çiçek, millet olarak dünya coğrafyasının en sıkıntılı bölgesinin merkezinde bulunduklarını ifade ederek, “Bu bölgenin sorunları matruşka gibi çok fazla sorun içinde sorun var. Çözdüğünüzü zan ediyorsunuz yeni sorunlar çıkıyor” dedi.

İstanbul Retaj Hotel’de Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) tarafından “1’inci Dünya Savaşının 100’üncü Yılı-Emperyalizm ve İslam Dünyası” adlı sempozyum düzenlendi. Etkinliğe TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, İstanbul Valisi Vasip Şahin, ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Toç Bir-Sen Genel Başkanı Günay Kaya, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve yurt dışından gelen çok sayıda davetli katıldı.

Sempozyumda bir konuşma yapan TBMM Başkanı Çiçek, “Balkan savaşlarını iyi anlayabilirsek, sonuçlarını iyi değerlendirebilirsek ülkemiz içindeki olup bitecekleri de iyi anlamamız gerekir diye düşündük. Bu savaşları gündeme getirirken kapanmış yaraları yeniden kaşımak, geriye dönüp bir hesaplaşma başlatmak veya yeni acılara sebebiyet vermek için değil, buradan gerekli dersleri çıkarmak içindi. Samimi olarak itiraf edeyim ki bir iki küçük mahalli, lokal toplantının dışında Balkan savaşları 100. yılı Türkiye’de bu kadar üniversitemiz var, bu kadar sivil toplum örgütlerimiz var, siyasette ağırlığın hissettirebilmek için ‘bilmem aramızda şu kadar şu var, bu var’ diyenler dahil Balkan savaşlarıyla ilgili Türkiye’de çok fazla bir şey yapılmadı. Çünkü bu türlü toplantılarla yapmak istediğimiz şey evvela milli hafızamızı canlı tutmak istiyoruz. Çünkü bu hafızamızı canlı tutamasak aynı hatalara, aynı sıkıntılara düşmemiz kaçınılmaz” dedi.

Ülke yöneticileri olarak bir özeleştiride bulunan Çiçek, “Biz yeteri kadar övündüğümüzü düşünüyorum. Özellikle siyasetçiler olarak kürsülere çıktığımızda mikrofonun önünde bir gecede 70 kadırgayı indirdiğimiz ile övünürüz ama Gölcük depremine 7 tane dozeri yedi günde indiremeyiz. Birincisi aklımıza gelir ikincisi aklımıza gelmez. Buradan kendi hesabımıza bir ders çıkarmayız. Bunun için umut ederim ki bu son olsa da bu 100.yıl dolayısıyla bu toplantılardan bir ders çıkarsak. Bu derslerle ancak olup bitenleri anlama imkânımız var. Şu an belki Balkan savaşlarından beter 1’inci Dünya Savaşına giden yolda yaşanan sıkıntıların benzeri çevrenizde yaşanıyor. Suriye’de, Irak’ta yaşanıyor, kuzey Afrika’dan Pakistan’a, Afganistan’a varıncaya kadar çok fazla bir şey değişmedi. Onun için yine bu vesileyle Mescid-i Aksa’ya yapılan bu lanetli tecavüzü bir defa daha burada lanetliyoruz, kınıyoruz. Bu son olsun temenni ve duasında bulunuyoruz. Bu olay ile İslam dünyası bir araya gelmesine, uyanmasına ve gerçekleri görmesine vesile olması için yeter de artar bile. ‘Ama bir uyanış var mıdır?’ derseniz henüz bunu da göremediğimi üzülerek ifade ediyorum” ifadelerini kullandı.

“BU BÖLGENİN SORUNLARI MATRUŞKA GİBİ ÇOK FAZLA SORUN İÇİNDE SORUN VAR”

Millet olarak dünya coğrafyasının en sıkıntılı bölgesinin merkezinde bulunduklarını ifade eden Çiçek, “Millet olarak dünya coğrafyasının en sıkıntılı bölgesinin merkezinde bulunuyoruz. Bu bölgenin sorunları çok fazla. Matruşka gibi, sorun içinde sorun var. Çözdüğünüzü zan ediyorsunuz yeni sorunlar çıkıyor. Bugün yaşadığımız siyasi süreçlere ve manzaralara baktığımızda bir aymazlık içinde olduğumuzu itiraf etmemiz lazım. Balkan savaşlarında önde iki siyasi aktör var: İttihat-Terakki, Hürriyet ve İhtilaf Partisi. İki parti birbirinin gırtlağına öylesine siyaset adına sarılmıştı ki Balkanlarda olup bitenleri göremedi, birbirlerini vatanı sevmekle sevmemekle, milliyeti kabul etmekle etmemekle, dindarlıkla dinsizlikle suçlamaya devam ettiler. Sonuçta Balkanlar ne İhtilafçılara kaldı ne de İttihatçılara kaldı. Şimdi 2014 Türkiye’sine geldiğimizde yanı başımızda bunca olay varken Türkiye içinde bunca sıkıntı yaşarken adeta İhtilaf partisi ile İttihat partisi söylemlerine benzeyen kelimeleri kanıtırcasına, hakaretamiz sözlerle bir siyaset gündemi oluşturuyoruz” diye konuştu.