Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin yaptığı kalkınma yardımlarının 2013 rakamları itibariyle 4.3 milyar dolara çıkmış olmasının bir övünç vesilesi olduğunu belirterek, “Kalkınma yardımlarının bu anlamda baktığımız zaman nominal değer itibariyle dünya üçüncüsüyüz. Ama sonuçta bunların gayri safi milli hasılayı oranı söz konusu olduğunda Türkiye dünya birincisidir” dedi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, JW Marriot Otel’de yapılan TİKA Danışma Kurulu Toplantısı’na katıldı. Danışma kurulu toplantısının basına açık bölümünde konuşan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, TİKA’nın ve benzer kültür diplomasisiyle ilgili kurumların faaliyetleri bakımından Türkiye’nin son yıllarda değişmekte olan bir medeniyet perspektifine sahip olma arasında büyük bir ilişkinin olduğunu ifade etti.

“ESKİ TÜRKİYE’DE HALEP, ŞAM, BAKÜ UZAK DİYARLARDI”

Eski Türkiye’nin kendi medeniyet havzasına sırtını dönmüş, yakın coğrafyası başta olmak üzere dünyanın hiçbir yerinde kendi soydaşlarıyla, kendi kültürdaşlarıyla bir arada olmayı aklının ucundan dahi geçirmediğini sözlerine ekleyen Kurtulmuş, eski Türkiye için Halep’in, Şam’ın, Azerbaycan’ın, Nahçivan’ın, Saraybosna’nın, Sofya’nın, Bakü’nün çok uzak diyarlar olduğunu dile getirdi.

Yeni Türkiye’nin en önemli kazanımlarının, eski Türkiye’nin etrafındaki görünmez çelik duvarların kaldırılmış olmasının ve Türkiye’nin kendi medeniyet havzasıyla buluşması olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Bu büyük kazanımı önümüzdeki yıllarda artarak sürdürmek ve bunun getirmiş olduğu imkanlardan sonuna kadar istifade etmek durumundayız. Bu sadece Türkiye’nin gücünü arttırmak bakımından değil, Türkiye’nin bütün bu geniş coğrafyada, bütün medeniyet havzamızda ortak bir medeniyetin mensubiyeti perspektifiyle bütün kardeşlerimize hem yardım eli uzatması hem de onlarla ortak bir kaderi geliştirmesi ve paylaşması anlamına geliyor. Bu çerçevede özellikle soğuk savaş sonrası dönemde çok sıkça dile getirdiğimiz ve yeryüzünde bütün milletler bakımından, yeryüzünde iddia sahibi olan bütün devletler bakımından en önemli hususlardan birisi olan yumuşak gücün soft tabanında en önemli araçlarından birisi kültür diplomasisi olduğunun altını çizmek isterim” dedi.

Kurtulmuş, Türkiye’nin etrafındaki çelik duvarları kaldırmış olmasının ufkunu genişlettiğini, Türkiye’nin cevherinin de bütün dünyada yayılmasının imkanını sağlamış olan bir durum olduğunu vurguladı.

“TÜRKİYE İÇİN BİR ÖVÜNÇ VESİLESİDİR”

Türkiye’nin yumuşak gücünün, stratejik, jeostratejik, jeokültürel gücüne çok önemli katkı anlamına da geldiğini belirten Kurtulmuş, TİKA’nın yapmış olduğu restorasyonlardan bahsetti.

TİKA’nın yapmış olduğu çalışmalarla Türkiye’ye olan hayranlığın arttığını ve Türkiye’nin olumlu bakışların ciddi şekilde güçlendiğine dikkat çeken Kurtulmuş, “Kültür diplomasisinin bütün bu kuruluşlarını gerçekten tebrik ediyorum. Ayrıca bugün geldiğimiz nokta önemli bir seviyedir. Geldiğimiz nokta itibaren çoktan birinci ligine çıktık dünyanın. Hatta şunu da övünerek söyleyeyim, birçok alanda henüz dünyanın birinci liginde çıkmamız olmamıza rağmen çok şükür insani yardımlar bakımından dünyanın birinci olan bir ülkeyiz. Özellikle kalkınma yardımlarının 2013 rakamları itibariyle 4.3 milyar dolara çıkmış olması Türkiye için bir övünç vesilesidir. Kalkınma yardımlarının bu anlamda baktığımız zaman nominal değer itibariyle dünya üçüncüsüyüz. Ama sonuçta bunların gayri safi milli hasılayı oranı söz konusu olduğunda Türkiye dünya birincisidir. Şunu gösteriyor, bizden çok daha zengin ülkeler var. Bizden çok daha fazla para harcaya bilecek ülkeler var. Hatta proje bakımından son derece yetenekli olan ülkeler var. Ama onlar değil de gayri safi milli hasılaya vurduğunuz zaman Türkiye bu anlamda TİKA’nın katkılarıyla Türkiye dünya birincisi oluyorsa işte bizim medeniyet perspektifimizin gücü burada. İnsanların hamiyetperver olması sadece ceplerindeki paralarla mukayyet birşey değildir. Ülkelerin hamiyetperver olması da sadece kasalarının dolu olması yada dünyanın en zengin ülkeleri olmasıyla mukayyet olan bir şey değildir” diye konuştu.

“AFRİKA ÜLKELERİ TİKA’YI ÇAĞIRDI”

Türkiye’nin bundan sonra kalkınma ve insani yardımlarda yarışacak olduğu ülkenin sadece kendisi olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Bundan sonra hem daha yukarı çıkarmak hemde bu hedeflerimizi gerçekleştirme gücümüzü çok daha kuvvetli bir hale getirmek zorundayız. Yardımlarımızın ve bu anlamdaki faaliyetlerimizi daha farzla arttıracağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika ziyaretinde yaşananları anlatan Kurtulmuş, Afrika ülkelerinin başkanlarının TİKA’nın ülkelerine yardım etmesini istediklerini kaydetti.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş. TİKA’nın çalışmalarından övgü dolu sözlerle bahsetti. TİKA’nın tarihçesini anlatan Kurtulmuş, TİKA’nın 12 yıl içerisinde 40 koordinasyon ofisi bulunan bir teşkilat haline geldiğini dile getirdi. Yeni koordinasyon ofislerinin açılması için süratle devam edeceklerini ve TİKA’nın ulaşmadığı yer kalmayacağına dikkat çekti.

“PROJE SAYISINI 13 BİNİN ÜZERİNE ÇIKARDIK”

Proje yardımları bakımından gelinen durumun da son derece önemli olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, projesi sayısını 2 bin 241’den 13 bin 263’e çıkarıldığını kaydetti. Yer yıl binin üzerinde projeyi TİKA vasıtasıyla Türkiye’nin gerçekleştirdiğini belirten Kurtulmuş, “TİKA’nın Türk dünyasının her yerinde Moğolistan’dan Türkmenistan’a kadar bir çok alanda faaliyetlerini sürdürmüştür” dedi.

“TÜRKİYE SİYASİ VE İKTİSADİ İSTİKRARINI EN SAĞLAM ŞEKİLDE SÜRDÜRMEYE DEVAM EDECEK”

TİKA’nın ve diğer kurumların Türk dünyası ve Afrika ülkelerindeki restorasyon, su, tarım, hayvancılık, sağlık, eğitim, medya, iletişim ve emniyet güçlerinin eğitim alanındaki çalışmaları hakkında da bilgiler veren Kurtulmuş,Türkiye’nin geniş medeniyet havzasının kilit taşı olduğunu, bu kilit taşını çok sağlam birşekilde yerinde tutacaklarını belirterek, “Türkiye siyasi ve iktisadi istikrarını en sağlam şekilde sürdürmeye devam edecek. Türkiye kilit taşı olarak sağlam olacak ki Myanmar’daki, Filistin’deki Cezayir’deki, Çad’daki, Somali’deki adam da rahat olsun o da ayağını yere sağlam bassın. Onun için bütün medeniyet havzamızda faaliyet gösteren kuruluşlarımız arasında bu koordinasyonu en üst düzeyde sağlayacak, arttıracak ve medeniyet havzamızdaki bütün eksikliklerden, bir takım noksanlıklardan sorumlu olduğumuz bilinciyle hareket etmeye devam edeceğiz. Yine aynı şekilde bu kilit taşının sağlam olması, sağlam bir medeniyet perspektifi ile hareket etmemize bağlıdır. Özellikle günümüzün siyasi şartlarının fevkalade olumsuz olduğunu biliyoruz. Bir tarafta İslamın adına son derece yanlış bir şekilde kullanarak İslamı kafa kesmek, İslamı halklara, insanlara zulmetmek, İslamı terör, İslamı baskı, İslamı bir takım karanlık faaliyetlerden ibaretmiş gibi gösteren maalesef İslam adına yanlış uygulamalar içerisinde olan bazı karanlık çevreler, bazı terör gurupları, diğer tarafta da bütün bunları ‘ne güzel malzeme bulduk’ diyerek eline alan ve zaten 1.5 milyar Müslüman dünyasının hepsini topyekun terörist olarak, çağdışı olarak yaftalamaya dünden hazır bekleyen İslamofobiya lobisi, İslam düşmanları lobisi… Maalesef İslam dünyası bu aslında her ikisi de aynı kapıya hizmet eden, her ikisi de aynı karanlık amaçlara hizmet eden bu iki uçtaki İslam karşıtı baskıların baskısı altındadır. Bunu önlemenin yolu İslamı doğru bir şekilde dünya anlatılmasını, gösterilmesini sağlamaktır. Bunu önlemenin yolu aynen bizim milletimizin tarihte yaptığı gibi Horasan erenlerinin, Anadolu erenlerinin, Rumeli erenlerinin yolunun bir kere daha bugünün diliyle bütün dünyaya gösterilmesidir. Yani Horasan erenlerinin insanları barışa, adalete davet eden yoludur. Nakşibendilerin, Abdülkadir Geylani’lerin, Ali Semerkandi’lerin, Yunus Emre’lerin ve bütün bu sislilerin içerisinde bu kültürü, insanlık kültürünü asırlarca yoğurmuş olanların dilini bugünün diliyle bütün dünyaya gösterilmesidir” şeklinde konuştu.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş ve TİKA Başkanı Serdar Çam’ın yaptığı açılış konuşmalarının ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti.