Polyanna’yı bilmeyenimiz yoktur. Yaşanan bütün olumsuzluklarda ve kötü gidişlerde olayların çok küçükte olsa güzel bir yanını görüp mutlu olmayı becerebilen, kısacası mutluluk oyunu oynayan bir karakterdir. Hedef gözetmeksizin olayların akış doğrultusunda sonuç ne olursa olsun Polyanna için bir önemi yoktur. Hayatın akışı ne kadar olumsuz olsa da Polyanna kendince oyunlar oynar mutlaka kendini mutlu edecek bir neden üretebilir. Sonuçta kendi mutlu olur, bu olumsuzluklardan etkilenmez, ancak bir temsil noktasında olursa bu oynadığı mutluluk oyunu telafisi olmayacak derecede bir çok insanı yaralar. Temsil noktasında ki yönetici kendini kandırarak mutlu olsa da temsil ettiği şehir, takım, kurum çok büyük hezeyanlara sürüklenir. Bencilik duygusu sadece kendi yaşamımızı ilgilendiren olaylarda pozitif sonuçlar verse de, herhangi bir temsil noktasında BEN’ci olmak çevremizde yer alan sevenlerimize telafisi mümkün olmayacak çok derin, silinmeyecek yaralar açar.
 
Her yaşanan olumsuzluğun bir sebebi mutlaka vardır. Kan uyuşmaz, liderlik vasıflarında eksiklik olabilir. Sporda başarılı olmanın garantisini kimse veremez. Futbol da değil alt liglerde üst düzey takımlarda bile yaşanır bu olumsuzluklar. Bu olumsuzlukların ve başarısızlıkların sebebi olan birçok değişkenlerde olabilir. Bu tür değişkenler neticesinde başarı gelmiyorsa son noktada yapılabilecek tek şey kan değişikliğidir. Hasta için durum acildir, damarlarda dolaşan kanın kalitesi hayati fonksiyonların düzenli şekilde çalışmasına yeterli değilse hastanın hayati tehlikesini atlatmak amacı ile gelinen son noktadır kan değişikliği…
 
Kaleler bir bir çökmüş, hedefler kaf dağının arkasında kalmıştır. Hedefsiz bir gemiye hiçbir rüzgar fayda vermez. Bir kaptanın ustalığı, fırtınalı bir denizde belli olur. Bütün fırtınada dümende tek başına, doğru kararlar alması gerekir, gemiyi ve içindeki mürettebatı sağlam tutup fırtınayı en az hasarla atlatmak kaptanın işidir. Fakat en sonunda fırtına da gemiyi limana sağ salim çıkardığın önemli olmaz, sadece çıkarıp çıkaramadığına bakılır. Bu da bu işin çelişkisidir. Kısacası gemi batmıştır beyler, değil kıyıya sağ salim çıkmak kara bile gözükmemişken batmıştır hem de…
 
Gelinen nokta aynıdır. Aynı hikayeler, aynı nakarat… Artık taşın altına eller konmalıdır ki şehrin adı kişilerin adının çok üstündedir. Yazımın başlığında olduğu gibi Polyanna değilsiniz, Polyanna gibi mutluluk oyunları oynayacaksanız bu işin vebali üzerinizde yıllar boyu silinmeden kalacaktır. İsim zikretmeye gerek yok Karaman sporuna en büyük darbeleri vuran hafızalarda kalan isimlere, eklenecek yeni isimlerde siz olursunuz… Şehrin kaderi ile oynamaya bir son verip,  birlik olup çareler üretmeye bakalım.
 
Karaman futbolunu düştüğü bu durumdan ivedilikle kurtarmak Karaman sevdalısı hepimizin boynunun borcudur. Aynı filmleri lütfen tekrar izlemeyelim ve kendimizi kandırmayalım. Başarısızlığa bahane üretmek yerine en kısa zamanda başarılı bir grafik ve mevcut durumdan kurtulmak adına hep beraber el ele verelim çareler, projeler üretelim. Herkes asaletini ortaya koyup üstüne düşen vazifeyi yerine getirsin. Kendine yakışanı nefsine zor gelse de yapmak büyük bir asillik örneğidir. Sonunda ne olacak diye düşünmeden yakışanı yapalım. Anlayana benden açık bir davet değerli Karamanlılar…
 
Sonunu düşünen KAHRAMAN olamaz…
 
Saygılarımla…