Seçim saati geldi çattı. İnsanımızın geleceğinde söz sahibi olacak yeni kadroların belirlenmesi için yapılan çalışmaların sonuna gelindi. Ve artık söz gerçek iradenin…

         Kimi zaman, bu gerçek iradeyi hafife alan sözde aydınların değerlendirmelerini görsek de, duysak da, bu aziz millet hep akl-ı selim sahibi olarak sandıklara görüşünü yansıtmayı başarmıştır. Hatta egemenlik hakkını kendi adına kullanan seçilmişlerin veya zorba egemenlerin tıkandıkları anlarda, sistemin yeniden işlemesine zemin hazırlayan iradeyi de bu aziz millet birçok defa göstermiştir. Kendisine görev düştüğü anda en doğru kararı verecek olgunluğa sahip olduğunu çok kez kanıtlamıştır. Şimdi bir kez daha sandığa gidiyoruz. Ve beklenen bu aziz milletin yine en doğru kararı verebileceğidir. Verecektir de hiç şüphe duyulmasın.

Ancak, bugünlerde bazı kiralık ağızlarca Karaman kamuoyuna pompalanmaya çalışılan bir tuzağa dikkat çekmek gerektiğini düşünerek, biz de bu konuya eğilelim istedik. Bazılarınca çağın hastalığı olarak ifade edilen “mikromilliyetçilik” argümanı ile, Karaman Milletvekili adayı Recep Konuk’un Karaman’lı olmadığından dem vuran ve yukarıdan siparişle gönderilen bir isim olarak takdim etmeye çalışan algı operasyonudur kastettiğimiz. Acaba bu tür bir manipülasyon başarılı olabilir mi? Başta söylediğimiz gibi, aziz milletimiz böyle ayak oyunlarına pabuç bırakmamıştır. Gelecekte de bırakmayacağından şüphemiz yok. Bu durumda acaba birilerinin Karaman insanına enjekte etmeye çalıştıkları gibi, Recep Konuk bir sipariş isim, Karaman’ı ve insanını bilmeyen, onların duygularını, özelliklerini anlayamayacak kadar uzak bir kültürün parçası mıdır? Sadece kişisel ikbali için çıktığı yolculukta, her fırsatı sonuna kadar kullanmaktan kaçınmayan bir oportinist midir? Ya da milletvekili olarak ün kazanmaya çalışan bir isim midir? Bu soruların yanıtlarını doğru verebilirsek, Recep Konuk hakkında doğru bir değerlendirme yapmış oluruz.

Peki, nedir bu soruların cevapları? Öncelikle Recep Konuk için, Karaman halkından kopuk, onların kültürünü, geleneğini, adetlerini bilmeyen bir insan olduğunu söylemek tam anlamıyla iftira atmak olur. Haritalarda oluşan coğrafi sınırlar, insanların gönül bağlarının da sınırlandırılması anlamına gelemez. Recep Konuk, Karaman’ın hemen yanı başındaki bir komşu köyün insanıdır. Karaman ile yoğun ilişkileri olan ve bu ilişkilerini, Karaman-Konya ayrılığından sonra sürdürmekte olan bölgenin insanıdır. Kendisi de yıllarca Karaman ile haşır neşir olmuş, Karaman insanı ile iş yapmış bir kişidir. Bunu anlamak için sadece bir konuşmasını dinlemek dahi yeterlidir. Aksanı, duruşu, davranışı ile bu halkın tam içinden geldiğini kolayca anlayabilirsiniz. 

Oluşturulmak istenen algı ile Recep Konuk, ömrünü Nişantaşı’nın imtiyazlı atmosferinde geçirmiş “Beyaz Türk” gibi lanse edilmek isteniyorsa en hafifinden ayıptır. Karaman ve Konya’nın kesiştiği bir köyün ortalama bir Anadolu insanına böyle sıfat yakıştırılamaz. Bu toprakların nasırlı ellerinin yetiştirdiği, hayatını da yine bu kendisini yetiştiren nasırlı ellerine hizmet etmeye adamış bir kişidir Recep Konuk. Doğuştan elit kesimin bir parçası olmadığı gibi, elde ettiği fırsatlarıyla da kendisini söz konusu zümreye dahil etmeye de tenezzül etmemiştir. Yetiştiği coğrafya ve insanlarının arasında kalmaya, bölgesinin ve ülkesinin refahı için mücadele etmeye, yine aynı kesimlerle birlikte devam etmiştir.  

Recep Konuk, önce kendi ilçesinde Belediye Başkanı olmuş ve insanının büyük bir teveccühünü kazanmıştır. Öyle ki, seçilirken o zamanki kendi partisinin pek şanslı görülmediği bir atmosferde girdiği seçim yarışını şaşırtıcı parlak bir sonuçla kazanmıştır. Bu başarıda kişisel ağırlığının olduğunu inkar edemeyiz. Belki başka bir isimle aynı parti, söz konusu yarışı kazanamayacaktı. Sonrasında kendi isteği ile yeniden aday olmayıp, bu kez ülkesine ve bölge insanına bir girişimci olarak nasıl hizmet edilebileceğinin en güzel örneğini Türk insanına gösteren bir isimdir. Yıllarca zarar eden, sübvansiyonlar ve itelemeler ile ayakta kalmaya çalışan bir çiftçi kooperatifinin başına geçerek adeta mucizevi bir başarıyı elde etmiştir. Eksikliği hissedilen alanlara yatırım yapıp, kollektif anlayışla da kalkınma ve gelişme elde edilebilir mesajını, önce bölge insanına daha sonra da ülkeye ve bütün dünyaya ilan eden bir “bilge kişilik” olmuştur. Sadece devletin eteklerinin altına sığınarak medet bekleyen bir kollektif yapıyı, şahlandırmıştır Recep Konuk. Batmamak için çırpınan bir yapıyı, ayağa kaldırıp bir dünya markası haline getirmiştir. Bugün “Torku” ismini duyup da gurur duymayan kaç bölge insanı vardır ki? Elbette bazı negatif bakış açıları içine hapsolmuş kafaların da varlığından haberdarız. Ama böyle kişiliklerin sayısı, yok denecek kadar azdır. Ya da yok sayılacak kadar azdır. Bu bölgenin bir küresel markasının doğuşundan heyecanlanmayanlara söylenecek çok söz de olamaz.

Konya Şeker, bugün bir efsane olarak ülkemiz ekonomik yaşamında parlamaya devam ediyorsa, aslan payı şüphesiz Recep Konuk’a aittir, olmalıdır. Çumra’da başlayan bu şahlanış, Konya’da devleşmiş ve ülkenin bir gurur abidesi haline gelmiştir. Konya Şeker’in yürüttüğü atılımlardan en çok nasiplenen yerler arasında Karaman da bulunmaktadır. Bugün, Konya Şeker ile ekonomik ve ticari bağlantısı olmayan tarım üreticisi yok gibidir. Pancarın merkezini oluşturduğu bu üretim atılımı, onu aşan sayıda diğer ürünleri de kapsar hale gelmiştir. Tohumdan, gübreye, tarım ilaçlarından, tarımsal teknik donanımlara kadar geniş bir yelpazede Konya Şeker, Karaman halkına katkı sağlamaya devam ediyor. Meydana getirilen katma değer, bu kuruluşun ülkenin en büyükleri arasına girmesini sağlamıştır. Söylediğimiz gibi, yakın gelecekte göreceğiz ki Konya Şeker kollektif bir çiftçi kuruluşu olarak artık bir dünya devi olacaktır.

O zaman Recep Konuk milletvekili olarak kendisi bir kazanç elde edecek diyebilir miyiz? Kesinlikle hayır! Zaten Konya Şeker gibi büyük bir imparatorluğun! yöneticisi olarak Recep Konuk’a milletvekili olmak çok değer katar mı? Elbette milletin derdiyle dertlenen, kendisini insanına adamış idealist kişiler için siyasi kulvarlar bir fırsathanedir. Hizmeti ibadet gören bilge kişiler için, en büyük haz yoludur. Ama bireysel maddi açıdan hiçbir anlam ifade etmez. Recep Konuk, milletvekili olmadan da ülkenin önemli nüfuz ve güç sahibi kişilerinden birisidir. Bunu kanıtlamıştır da. Ama siyasetin belli bir yetkinliğe ulaşan ve dünyevi beklentilerinden arınmış kişilerce yapılması da bir ayrı avantaj olacaktır. Özellikle siyaseti kişisel çıkarları için araçsallaştırma peşindeki “rant kollayıcılar” etrafta dolaşırken, Yunus Emre’nin deyişiyle “Pişmiş” insanların siyaset kurumunu layık olduğu biçimde doldurmaları gerekir.

Evet, başladığı her projesinde göz kamaştıran başarılar yakalamış bir deha insan, Karaman’a milletvekili adayı olarak gelmişse, bu bir nimettir. Üstelik, son on yıllık dönemde Karaman için siyasi ağırlığını kullanan Ömer Dinçer gibi bir isim siyasetten ayrılmışken, Recep Konuk, bir şanstır. Lütfü Elvan’ın başka bir ile kaydırılması ile oluşabilecek güç kaybı, ancak Recep Konuk gibi bir marka isimle ortadan kaldırılabilirdi. Başbakan Davutoğlu’na Karaman olarak ne kadar teşekkür azdır. Çünkü Recep Konuk, adeta can simidi olacaktır önümüzdeki dönemde. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Recep Konuk, Konya’dan Davutoğlu’ndan sonraki sıraya rahatlıkla gelebilirdi. Konya ilinden Davutoğlu Başbakan iken, ikinci bir Bakan’ın atanması bölgesel dengeler açısından çok mümkün değildi. Belki de, Recep Konuk bakanlık koltuğu için Karaman’a kaydırılmıştır. Bu sadece bir temenni değil, aynı zamanda bir rasyonel bakış açısı sonucunda ortaya koyduğumuz düşüncedir. Hem umudumuz, hem de beklentimiz Recep Konuk’un ikinci Davutoğlu kabinesinin bir bakanı olacağı yönünde…
O zaman şöyle noktalayalım. “Haydi Karaman! yine, yeniden, Büyük Türkiye İçin!”
Sağlıcakla kalın!