Bulgur sadece aşımız değil, önemli anılarımızın da tadı tuzu aslında. Bugün hala pek çok evde Pazar kahvaltısında pişen sulu pilavın kokusu hangimizi sobanın kurulu olduğu o beyaz badanalı evin küçük odasındaki kalabalık yer sofrasına taşımıyor sizi…

         Bulgur sadece aşımız değil, anılarımızın da ta kendisi aslında. Tereyağlı mercimekli pilav yanında cacığımız en önemli katığımız değil miydi bir zamanlar… “bulgur bulamaçla büyüdük” cümlesi en iyi bizi anlatmadı mı?

         Bulgur kazanları arasında büyüdü. Babasından devraldığı DURU BULGUR’u ve Karaman’ı dünyaya tanıtmak en büyük ideali…

         Bu hafta, bulgurhanecilikten  gelen ve bugün tüm dünyaya emin adımlarla lezzetini buluşturan DURU BULGUR’un başarı öyküsünü sizlerle paylaşmak istedik.

            Bulgur…

            Sadece aşımız değil, anılarımızın da tadı tuzu aslında…

            Bugün hala pek çok evde Pazar kahvaltısında pişen sulu pilavın kokusu hangimizi sobanın kurulu olduğu o beyaz badanalı evin küçük odasındaki kalabalık yer sofrasına taşımıyor sizi…

            Bulgur sadece aşımız değil, anılarımızın da ta kendisi aslında. Tereyağlı mercimekli pilav yanında cacığımız en önemli katığımız değil miydi bir zamanlar… “bulgur bulamaçla büyüdük” cümlesi en iyi bizi anlatmadı mı?

            Ya da yıllar önce bir röportajında Vehbi Koç üzüntüyle “Param var pulum var iki kaşık bulgur pilavı yiyemiyorum.” Derken içinizde bıraktığı cız’ı sizde hala anımsar mısınız?

            Bulgur…

            Sadece aşımız, sadece katığımız olmadı aslında…

            Duru Bulgur diye defterime not düşerken, İhsan Duru’yu düşündüm birden… Hangi basın kuruluşunda olursam olayım maddi ve manevi desteğini Karaman’ın yayın hayatı üzerinden esirgemeyen sevgili İhsan Duru benim için Karaman’ı güzel kılan isimlerden biri olmuştur. Ne zaman kendisine ulaşmak için görüşme talep ettiysem aynı gün içerisinde nezaketle geri dönmüş ve görüşmelerimizi keyifli sohbeti ile her zaman özel kılmıştır.

Onun için özeldir İhsan Duru, onun için Karaman’ı güzel ve başarılı kılan isimlerden biri olmuştur. Onun için Karaman’ın takdirini kazanmış sayılı iş adamlarımızdan birisidir ve Onun içindir ki, mütevazılığı ve beyefendi duruşu aklıma gelen ilk şey olur.

Söyleşi talebimize aynı gün içerisinde cevap veren İhsan Duru ve kardeşi Emin Duru her zaman ki gülen yüzleri ve nezaketleri ile sıcak bir karşılamayla bizi içeriye buyur ettiler.

Bitki çaylarımızı yudumlarken sohbetimize başladık.

1935 yılında Ziya Duru’nun temellerini attığı firma geleneksel bulgurun markası haline gelirken bu başarıyı neye borçlusunuz?

            Firmamızın kuruluşundan beri hiç değişmeyen ve bizim de kurucumuz ZİYA DURU’ dan devir aldığımız en önemli miras ve başarımızın arkasındaki en önemli kavram KALİTE dir.

Kaliteyi ön planda tutmak ve çalışmaları bu kavrama göre yapmak en önemli prensibimiz olmuştur. Tesislerimizde en son teknolojiyi kullanmak üretim makinelerinin tamamının paslanmaz çelikten olması, en kaliteli hammaddenin kullanılması, üretimin sürekli kontrol altında tutulması, çalışanların eğitimi ve tüketici ile sürekli irtibat halinde olunması ve tüketici memnuniyetinin sağlanması gibi sıralayabileceğimiz bir dizi olgu kaliteye verilen önemin sonuçları ve başarının anahtarıdır.

DURU BULGUR sadece bulguru üretmekle kalmıyor bulgurun tanıtımı konusunda da ciddi projelere imza atıyor. Bulgurun kentleşmesi nasıl olacak? ( Peki, Bulgur Sınıf atladı diyebilir miyiz?)

Bulgur Anadolu coğrafyasında undan sonra en fazla tüketilen gıda maddesidir. Dolayısıyla temel gıda maddesi ve 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Yüzün üzerinde yemekte ana madde veya yardımca madde olarak kullanılmaktadır. Tek başına insanın yaşamasını idame ettirebilen zengin içerikli nadir gıda maddelerindendir. Dünya sağlık örgütünün sürekli tüketilmesi gereken gıda maddeleri arasında gösterdiği bir üründür.

 Bu kadar olumlu yönü bulunmasına rağmen bulgur hala hak ettiği yerde değildir. Büyük kentlerde tat aracımızla yaptığımız ikramlarda ilk defa bulgur yiyen veya bulgur bu kadar güzel ve lezzetli olur mu diyen kişilerle karşılaşıyoruz. Bu durum bize bulgurun yeterince tanınmadığını ve bulguru kentli tüketici için yeniden konumlandırma gereğini anlatıyor. Bu şekilde bulgurun kentlileştirilmesi projesini hayata geçirdik.

BULGUR yeniden keşfedilmeye başlarken, DURU BULGURUN farkı nedir diye sorsak?

Bulgur Anadolu ya has bir gıda maddesidir. Dünya üzerinde en yoğun bulgur üretiminin yapıldığı, bulgurun ana maddesi sert buğdayın en kaliteli yetiştiği bölge de Anadolu dur. Karaman da hem rakım olarak hemde arazi yapısı olarak kaliteli sert buğdayın yetiştirildiği bölgelerin başında gelmektedir. Karamanın kaliteli buğdayı, Duru Bulgurun uzun yılların bilgi birikimi ve taş değirmenle bütünleşmiş eşsiz teknolojisi birleşince ortaya Duru Bulgurun farkı çıkmaktadır.

Duru Bulgur Türkiye’nin hemen hemen her yerinde tüketilmeye başlandı. Peki, dünya ülkelerinde ne durumdayız?

Bulgur son yıllarda hak ettiği şekilde anılmaya ve anlatılmaya başlandı. Mineraller ve vitaminler açısından zenginliği folik asit içermesi gilisemik indeksinin düşük olması doğal olması nedeni ile Dünya sağlık örgütü sürekli tüketilmesi gereken on beş gıda arasında bulguru da saymaktadır. Oluşan bu olumlu hava ile birlikte Dünya ülkelerinde gerekli tanıtımı ve tattırımları yapabilirsek yeni piyasalar açabileceğimizi ümit ediyoruz.

Vakumlu Paket uygulamasına başladınız. Biraz bahseder misiniz?

Gıda denilince ilk akla gelen soru insan sağlığına uygun mu deniliyor. Vakumlu paket bu konuda mucizevi bir ambalaj şekli, içine koyulan gıda maddesinin tamamen dış faktörlerden koruyan ve paketlendiği andaki tazeliğini aylarca muhafaza edebilen bir paket türü. Vakumlu paket uygulamasını sektörde ilk uygulayan firma Duru Bulgur olmuştur.

Bulgur haneden bugüne gelmek İhsan Duru için neler ifade ediyor?

 “ Şu an ki yapılan üretimi 25 sene önce hayal bile etmek zordu…”

İhsan Duru başarılı bir iş adamı olmasının yanı sıra baba emanetine duyduğu vefayı en üst seviyede yaşayan birisi… Kardeşi Emin Duru ile birlikte bulgurhane kazanları arasından bugün geldikleri noktada gerçek bir başarı öyküsünü gözler önüne seriyorlar. Azimle ve inançla büyüyen DURU BULGUR Karaman’ın yüzakı olurken, İhsan Duru sorumuza cevap vermeden önce hemen arkasında asılı duran babası Ziya Duru’nun fotoğrafına bakarak anlatmaya başlıyor;

“Gerçekten çok şey ifade ediyor. Çok büyük mesafeler kat ettik. Yer kazanlarında odunla bulgur pişirmek sergilerde ayakaltında bulgur kurutmak daha dün yaptığımız üretim böyle iken bu gün basınçlı kazanlarda bulgur pişiriyoruz, paslanmaz çelikten yapılan kulelerde kurutuyoruz, özgül ağırlıkla taşını ayırıyoruz, lazerli renk ayırıcılar ile içindeki yabancı maddeleri alıyoruz. Şu andaki yapılan üretimi 25 sene önce hayal bile etmek zordu.”

Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?

Bulguru Dünya ya tanıtmak ve sevdirmek için ülkelerin damak tadına uygun olarak hazır yemek çalışmalarına hız vermek.

DURU BULGUR olarak pek çok fuarlara katıldınız. Fuarların önemi ve katkısından bahseder misiniz?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bulgurun dış ülkelere tanıtılması için yoğun şekilde gıda fuarlarına katılıyoruz. Bu fuarlarda bulgur yemekleri hazırlayıp sunum yapıyoruz. Çok olumlu tepkiler alıyoruz. Fuarlar hem tanıtım hem de yeni müşteri oluşumu için bulunmaz fırsatlardır diye düşünüyoruz.

Ekonomi ve 2009 yılı için neler söyleyeceksiniz?

            “ 2009 yılını zor bir yıl olarak hep anımsayacağız.”

Gıda sektöründe yer aldığımız için üretim ve pazarlama açısından fazla sıkıntı yaşamadık. Üretim kapasitemizde de herhangi bir azalma olmadı. Kapasite artışımızı planladığımız gibi gerçekleştirdik. Bunda kurumsal yapımızın ve yönetimin payı büyüktür.

Bildiğiniz gibi 2009 yılı uluslararası bir ekonomik krize maruz kalmıştır. Gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında birçok sanayi kuruluşu ve buralarda çalışanları zor durumda bırakmış, gelir ve tüketimlerinde büyük azalmalara neden olmuştur.

2009 yılını gerçekten zor bir yıl olarak hep anımsayacağız.

DURU BULGUR, Doysa Bulgur Fabrikasını bünyesine alarak kapasitesini ikiye katladı.

Son olarak, ihracattaki hedefiniz ve yeni yatırımlarınızdan bahseder misiniz?

2007 yılı sonunda Doysa Bulgur fabrikasını bünyemize kattık ve tamamen yenileyerek üretime aldık. Kapasitemizi ikiye katladık. Bu durum bizi hem iç piyasada hem de ihracatta çok rahatlattı. Şu anda yapımı devam fabrikayı 2010 yılı sonunda çalıştırmayı hedefliyoruz. Yeni yapılan tesisimizde devreye girdiği zaman şu anki kapasitemizi iki ye katlamış olacağız. İhracatta bu sene 10 bin tonu geçeceğimizi umut ediyorum.

            Bir inancın öyküsünüz paylaşan Duru kardeşlere teşekkür ediyoruz. Keyifli bir sohbet bırakırken gerimizde, gördüğümüze ve dinlediklerimize sevinerek, her zaman olduğu gibi özel izlerle ayrılıyoruz DURU BULGUR’dan…

            Onbeş gün sonra bir başka Pazartesi sohbetimizde buluşuncaya kadar, iki kaşık bulgur pilavını turşuyla yiyebilecek sağlık ve afiyet diliyorum herkese…