KAYSERİ (AA) - Dünya Parazitoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Özcel, "Türkiye'nin bundan sonra karşılaşacağı ve uzun sürecek yeni enfeksiyonlar, parazit hastalıkları bizi bir hayli meşgul edecektir" dedi.

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Vektörler ve Vektörlerle Bulaşan Hastalıklar Uygulama ve Araştırma Merkezince düzenlenen "Çevresel Değişikliklerin Sinek Popülasyon Dinamikleri ve Vektörlerle Bulaşan Hastalıklar Üzerine Etkileri" başlıklı uluslararası konferans başladı.

Türkiye Parazitoloji Derneği Başkanı da olan Prof. Dr. Özcel, ERÜ İletişim Fakültesi Konferans Salonu'ndaki toplantının açılışında, Türkiye'nin son zamanlarda, özellikle enfeksiyon ve parazit hastalıkları konusunda büyük tehlikeyle karşı karşıya kaldığını savundu. 

Özcel, "Güneyden gelen Suriyeli vatandaşların sınır kapılarından hiçbir karantina tedbiri olmadan girişleri dolayısıyla karşı karşıya kaldığımız tehlikelere dikkatinizi çekmek istiyorum. Türkiye'nin bundan sonra karşılaşacağı ve uzun sürecek yeni enfeksiyonlar, parazit hastalıkları bizi bir hayli meşgul edecektir" ifadelerini kullandı.

Enfeksiyonlar ve parazit hastalıklarıyla başa çıkabilmek için yeni konferanslar, kongreler düzenlenmesi gerektiğini belirten Özcel, şöyle devam etti:

"Bunları nasıl temizleyeceğiz, nasıl üstesinden geleceğiz? Bu büyük bir problem. Türkiye'de hiç görülmeyen hastalıklar ortaya çıkabilir. Bir tanesi var ki kan işeme hastalığı. Eğer Güneydoğu illerimize yayılırsa, GAP çalışmasının bile tehlikeye girebileceği durumlarla karşı karşıya kalabiliriz."

- Çevresel etkiler

ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur da hem Türkiye hem de dünyada etkili bazı hastalıkların çevresel değişikliklerle ilgisi olduğuna işaret ederek, bir yandan çevreyi kirletirken bir yandan da ortaya çıkan problemlere çözümler bulmaya çalıştıklarını kaydetti.

ERÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Doğanay ise insan eliyle veya doğal afetler sonucu, çevrede önemli değişiklikler olduğunu belirtti.

Dünyanın, iklim değişikliklerinin getirdiği problemleri tartıştığına işaret eden Doğanay, şöyle konuştu:

"Ağaçlandırma çalışmaları, ağaçların yok edilmesi, barajların yapılması, bunların her birinin çevre biyolojisi üzerine olumlu ya da olumsuz etkileri var. Çevre biyolojisindeki değişiklikler ve bir takım vektörlerin aktiviteleri sonucu, insanlara bulaşan enfeksiyonlar ortaya çıkıyor. Son 10 yılda dünyada yaşanan önemli problemlerden biri 2003'teki kuş gribi, yine aynı yılda Uzak Doğu'dan çıkan SARS salgını, 2009-2010'da ABD'den başlayan domuz gribi ya da pandemik grip olayı ve bizim 2009'da başlayıp 2011'e kadar Kayseri'de yaşadığımız tularemi salgını... Bunların her birinin vektörlerle yakın ilişkisi var. Ayrıca 2003'te Türkiye'de başlayan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, bölgemizde vektörlerle bulaşan önemli bir hastalık olarak devam etmektedir."

- "Dünyada 1 milyon fazla haşere çeşidi var"

ABD'deki Clemson Üniversitesi Entomoloji, Toprak ve Bitki Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Peter Adler, açılışın ardından verdiği konferansta, dünyada 1 milyondan fazla haşere çeşidi olduğuna dikkati çekti.

Yaşayan bütün haşerelerin binde ikisinin karasineklerden oluştuğunu vurgulayan Adler, sineklerin özellikle dişi olanlarının hastalıkların yayılmasına neden olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Adler, bunların özellikle ekosistemde akarsular çevresinde bulunduklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Haşereler gerek insan sağlığı açısından gerek ekonomik açıdan pek çok problem ortaya çıkarıyor. İnsanları doğrudan sokarak, ölüme yol açabilecek hastalıklara neden olabiliyor. Gelişmiş dünyada bunlar için çözüm bulunabilmiş değil. Çiftlik hayvanlarına saldırıp kilo kaybetmelerine, ölmelerine neden oluyorlar. Sinekler, vahşi ortamda yaşayan hayvanlara da saldırarak hastalanmalarına yol açıyorlar. Sinekler kan alırlar. Dolayısıyla bu emdikleri kanla hastalık bulaştırırlar. Bunlarla mücadele etmek için hazır olmamız gerekiyor."

"Vektörlerin Moleküler Analizi" ve "Barajlardaki Sucul Ekolojinin Etkileri" gibi konuların masaya yatırılacağı, 3 gün sürecek konferans kapsamında, Sultansazlığı ve Kızılırmak'ta arazi çalışmaları yapılacak.