Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zerrin Erginkaya, evde yapılan bazı ürünlerin sanayiden daha fazla riskli olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Erginkaya, yaptığı açıklamada, gıda güvenliği sistemlerinin, gıda kaynaklı tehlikelerin azaltılması için etkin bir yöntem olan “çiftlikten sofraya gıda güvenliği” yaklaşımının daha fazla öne çıkartılması gerektiğini belirterek, gıda kaynaklı tehlikelerin önlenmesi için temel yaklaşımın ham maddeden başlayarak gıda tüketimine kadar gıda zincirindeki her bir aşamanın dikkatle incelenmesi ve kontrol tedbirlerinin uygulanması olduğunu söyledi.

TEHLİKELERİ ÖNLEMEYE KARŞI 5 ALTIN KURAL

Son 10 yılda bilimsel olarak gıda kaynaklı hastalıklar ve nedenlerine dayanan risk analizlerine doğru bir eğilim göze çarptığını saptadıklarını vurgulayan Prof. Dr. Erginkaya, “Bu eğilim ulusal ve global düzeyde gıda güvenliğine yönelik uygulanması gereken tedbirler için ‘önleyici/koruyucu’ yaklaşım temelini oluşturmaktadır. Risk analizleri temeline dayalı bu yaklaşım, gıda kaynaklı tehlikelerin kontrol altına alınması için en uygun ve en etkin yöntem olup gıda üretim zincirinde uygun kontrol sistemlerinin uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Özellikle gıda kaynaklı tehlikeleri önlemek amacıyla 5 altın anahtar kuralına dikkat edilmelidir. Bunlar şu şekildedir; temiz ol. Çiğ ve işlem görmüş materyali ayır. Isıl işlemi doğru uygula. Doğru sıcaklıklarda muhafaza et. Güvenli su ve hammadde kullan” dedi.

“UZUN ÖMÜRLÜ SÜTLER KORUYUCU İÇERMEZ”

Evde yapılan bazı ürünlerin sanayiden daha riskli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Zerrin Erginkaya, tüketicilere önemli tavsiyelerde bulundu. Bazı tüketicilerin birçok ürünü evde yapma çılgınlığına tutulduğunu ve tüketicilerin bilgi kirliliği ile karşı karşıya kaldığını belirten Erginkaya, şöyle devam etti:

“Tüketici uzman diye tanıtılan ve gıda ile ilgili bilgi veren konuşmacının, eğitimi nedir diye sorgulaması gerekmektedir. Artık teknoloji çağındayız ve üniversitelerin eğitim programlarına ve kişilerin bilimsel alt yapısına yönelik bilgilere rahatlıkla ulaşılmaktadır. Gıda güvenliği konusundaki bu bilgi kirliliği, tüketiciyi ciddi biçimde yanıltmaktadır. En yanıltıcı ve sıklıkla gündeme gelen gıdaların başında süt gelmektedir. Uzun ömürlü sütler (sterilize veya UHT olarak da bilinirler) bu teknolojiyi hiç bilmeyen bir kısım konuşmacıların iddia ettiği gibi koruyucu kimyasal içermezler, yine bu kişilerin iddia ettiği gibi protein yapılarında insan sağlığı için risk oluşturacak, ya da besin öğelerini kaybettirecek teknolojiler değildir.”

"SOKAKLARDA YAPILAN SÜT SATIŞI YASAL DEĞİL"

Ülkemizde tüketilen sütün büyük bir bölümünün hijyenik açıdan yetersiz altyapıya sahip işletmeler tarafından üretildiğine vurgu yapan Prof. Dr. Erginkaya, denetimden uzak, her türlü mikrobun bulaşmasına açık bir şekilde hayvandan sağılıp steril olmayan kaplar içerisinde yine açık bir şekilde sütün sokakta satıldığını hatırlattı.

Sokakta satılan sütün sağlıklı olmadığına dikkat çeken Erginkaya, "Bozulmadan tüketiciye ulaşması amacıyla süte karbonat ve soda gibi maddelerin yanı sıra yine hile amacıyla su katılmaktadır. Ayrıca, sütü 10-15 dakika kaynatmak, hastalık yapan mikropları öldürebilir, ancak, içinde bulunabilecek antibiyotik, toksin gibi tehlikeler yok edilemez. Sokak sütü satışı yasal değildir" şeklinde konuştu.