Karabük’ün Eflani İlçesi Eflani Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yapan Aile ve İşyeri Hekimi Dr. Mustafa Mantı, mantar zehirlenmelerine karşı dikkatli olunmasını istedi.

Her yağan yağmurun ardından güneşin kendisini göstermesiyle ormanı saran mantarlar, bu yıl Türkiye genelindeki mantar zehirlenme vaka sayısını da arttırdı. Özellikle Eylül ve Ekim ayı içersinde tüm yıl boyunca meydana gelen zehirlenme vaka sayısından fazla vaka meydana geldiğini belirten Dr. Mantı, ”Mantar zehirlenmeleri özellikle yağmur yağışlarının bol olduğu ilkbahar ve sonbahar aylarında artmaktadır. Doğada yetişen onlarca mantar türü bulunmaktadır. Mantarların zehirli olup olmadıklarını şekline, rengine bakarak anlamak mümkün değildir” dedi.

Mantı, “ Bölgemiz halkı tarafından iyi bilinen ve maalesef bol tüketilen Kanlıca Mantarı isimli mantar türü doğada yetişen gerçek mantar türlerinden biridir. Bu tarz doğada yetişen zehirli ve zehirsiz mantarlar, şapka kısımlarından sporlanma ile çoğalırlar. Yani arı, kuş, böcek gibi uçan hayvanların ayaklarına, kanatlarına ya da gövdelerine tutunarak veya rüzgar yolu ile erkek mantar sporları diğer dişi mantarın şapkasına yerleşir ve üreme ve çoğalma gerçekleşir. Bu hayvanlar ise mantarın zehirli olup olmadığına bakmaz ve bölgesindeki doğada bulunan bütün mantarları ziyaret ederler. Bu sporları çıplak gözle görmek mümkün değildir ve ne kadar yıkarsak yıkayalım şapka içerisine nüfuz etmiş bir sporu oradan uzaklaştıramayız. İşte tam bu esnada halkımızın çok iyi bildiği kanlıca mantarı üzerinde zehirli bir mantarın sporu bulunursa ve kişi onu yerse maalesef ölümcül mantar zehirlenmesi kaçınılmaz olur.Hemen hemen bütün mantar zehirlenmelerine "Amanita Muscarina" ve "Amanita Phalloides" adı verilen iki cins zehirli mantar sebep olmaktadır. A.Muscarina’nın zehiri yüksek ısıda bile tesirini kaybetmediğinden; bu cins mantarlar pişirilerek yense dahi 3 saat içinde zehirlenme belirtileri gösterirler” dedi.

ZEHİRLENME BELİRTİLERİ

Zehirlenme belirtileri arasında göz yaşarması ve kararması, göz bebeklerinde küçülme, ağızdan bol tükürük salgısı gelmesi, baş dönmesi, terleme, bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı ve karın adalelerinde krampların ilk belirtiler olduğunu belirten Dr. mantı, "Hasta doktora yetiştirilmediği zaman şok ve koma hali kaçınılmaz olur ve solunum yetmezliğinden ölümle neticelenir. Zaten hangi tür mantarla zehirlenilirse zehirlenilsin, bir mantar zehirlenmesinin sorgusuz sualsiz en az 72 saat yoğun bakım ünitesinde kalma, yatma ve takip edilme endikasyonu ve zorunluluğu bulunmaktadır. A.Phalloides cinsi mantarların zehiri ısıya dayanıksız olduğundan; pişirilerek yendiği takdirde ağır bir etkisi görülmez. Ancak çiğ olanak yendiği zaman şiddetli zehirlenme belirtileri gösterir. Tesiri yemekten 6 ila 24 saat arasında ortaya çıkmaya başlar" dedi.

“ZEHİRLENME ANINDA YAPILACAKLAR”

Dr. Mustafa Mantı, zehirlenmede ilk yapılacakları ise şöyle sıraladı: "Mantar yendikten sonra, zehirlenme belirtileri görülür görülmez hasta hemen kusturulmalı. Parmakla küçük dile dokununca kusma temin edilemiyor ise, Tuzlu su veya ipeka şurubu verilerek kusma sağlanmalıdır. Ayrıca en yakın sağlık ocağına ulaşıncaya kadar bol bol ayran ve yoğurt tüketilmeli bol su alınmalıdır. Kusma ile ishal, aslında vücudun kendi kendine aldığı bir savunma şeklidir. Her iki durumda da vücut zehiri dışarı atmak istemektedir. Eğer kusmadan sonra ishal görülmez ise; mushil verilerek hastanın bağırsakları boşaltılmalıdır. Hasta en kısa zamanda doktora yetiştirilmelidir. Zehirlenmeyi önlemenin tek yolu bu mantarların yenilmemesidir. Ülkemizde doğal alanlarda yetişen yabani mantarların büyük bir çoğunluğunun zehirli olduğu unutulmamalıdır."