Daha çok küçük kemik kırıklarında kullanılan fakat son yıllardaki biyomateryal teknolojisindeki hızlı gelişmelerle, ortopedi ve travmatolojiyi ilgilendiren birçok hastalıkta da kullanılmaya başlanan kendi kendine eriyen implantlarla metal implantlardaki ikinci ameliyat zorunluluğu ortadan kalkıyor.

Prof. Dr. İsmet Teoman Benli, son yıllarda biyomateryal teknolojisindeki hızlı gelişmelerle, ortopedi ve travmatolojiyi ilgilendiren birçok hastalıkta, kendi kendine eriyen implantlar, metal implantların yerini almaya başladığını belirtti. Yaklaşık 20 yıldır sadece eldeki küçük kemik kırıklarında kullanılabilen bu implantların ortopedi ve travmatolojiyle ilgili her alanda kullanılmaya başladığına dikkat çeken Hisar Intercontinental Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmet Teoman Benli konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: "Artık sadece küçük kemik kırıklarında değil; özellikle yük taşımayan ve mekanik olarak ciddi baskı altında olmayan bütün kemiklerde kendi kendine eriyen implantları kullanıyoruz. Bu implantlara “bioabsorbable “ implantlar deniyor ve belli bir süre sonra gerçekten kemikle bütünleşerek kayboluyor. Üstelik yapılan biyomekanik testler, bu implantların metallere göre daha hafif ve aynı dayanıklılıkta olduğunu gösteriyor. Ayrıca bu implantlar, kırıklar dışında özellikle dizde ön çapraz bağ tamiri, omuzda tendon ve kapsül yırtıkları gibi spor yaralanmalarının onarılmasında güvenle kullanılabiliyor. Böylece hastalar erken rehabilitasyon ile çok kısa zamanda işlerine ve normal hayatlarına dönebiliyorlar. Ayrıca bu materyaller kendi kendine eridiğinden metal implantlarda olduğu gibi implantın çıkartılması için ikinci bir operasyon gerekliliğini ortadan kaldırıyor. Daha da önemlisi, direkt röntgen grafilerde ve MR görüntüleme tekniğinde görüntüyü bozmadığı ve anatomik yapıları maskelemediği için ameliyat sonrası değerlendirme ve takip de daha sağlıklı yapılabiliyor".