Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde görevli Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Evrüke, erken doğan bebeklerde yüzde 8 ila 12 arasında prematüre riski olduğunu söyledi.

Erken doğumun öngörüsü, gelişimi ve beraberindeki sorunlar hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Cüneyt Evrüke, prematüre bebekleri yaşatabilmek için büyük masraflar ve çabalar harcandığını kaydetti. "Bu tip bebekleri eğer yaşatabilirsek belki de onlar bizim geleceğimiz olacaklar" diyen Prof. Dr. Evrüke, prematüre riskinde olan gebelerin mutlaka hastane kontrolünde olması gerektiğini vurguladı. Erken doğum için rahim ağzında açıklığın çok sıkı takip edilmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Evrüke, seri ultrasonografik takipler ve erken doğumu önleyecek tedaviler uygulanması gerektiğini söyledi. Bir risk olması durumunda mutlaka annenin hastaneye yatırılıp gözlem altında tutulması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Evrüke, annelerin endişelenmemesi gerektiğine vurgu yaptı.

"ÜNİVERSİTE HASTANELERİNDE CİDDİ ÜNİTELER VAR"

Günümüz teknolojisinde prematüre bebeklerin doğduktan sonra yaşaması ve akciğerlerinin hızlı gelişmesine yardımcı olan ilaçların Türkiye’de rahatlıkla bulunabildiğini söyleyen Prof. Dr. Cüneyt Evrüke, tüm üniversite hastanelerinde de ciddi yoğun bakım üniteleri bulunduğunu söyledi. En büyük korkunun aile ve doktor iletişimi olduğunu anlatan Prof. Dr. Evrüke, doğum komplikasyonlarının sadece solunum sıkıntısı değil, kanama gibi durumlar da olduğunu ifade etti. Ailenin her türlü sorunda doktora destek olması ve yüreklendirmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Evrüke kurulan iyi iletişimle doktorun imkanlar dahilindeki her şeyi yapacağını dile getirdi. Bazı ailelerin prematüre bebekleri hastanede bırakıp gittiğini de söyleyen Prof. Dr. Evrüke, ailelerin bebekleri sıkı takip etmesi gerektiğinin altını çizdi.

"LİSE ÇAĞLARINDA BİLE BAŞLAYAN BİR EĞİTİM YOK"

Özellikle annelerin iyi eğitilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Cüneyt Evrüke, şöyle devam etti:

"Önceden anlaşılması ve mümkün olduğu kadar erken doğum riski olan haftalardan daha ileri haftalara kadar götürülebilmeye çalışılması hem aile açısından büyük bir kazanç olacak hem de doktoru ve ülkesi açısından büyük bir kazanç olacak. O yüzden eğitim burada gene birinci aşamada geliyor. Ülkemizdeki sıkıntılardan en büyüklerinden bir tanesi, gebenin takibinde, gebenim eğitim konusunda birçok sıkıntılarımız. Sosyokültürel olarak gelen bir toplumun içinde yeteri kadar anneler nasıl anne olacakları, annelik esnasında karşılaşılabilecek sıkıntılar hakkında erken yıllarda, lise çağlarında bile başlayan bir eğitim yok. Dolayısıyla eğitimli insanlar bile gebe kaldıktan sonra hekimin karşısına geldiğinde bir erken doğumla karşı karşıya kaldığında neler hissedebileceğini bile bilmiyor. O yüzden bu erken doğum konusunda annelerin geliştirebilmesi, eğitilebilmesi daha doğrusu annelik eğitimi, annelikten sonra da beslenme eğitimine toplumumuzda son derece önem verilmeli."

"ÇÜNKÜ DOĞACAK OLAN ÇOCUKLAR BİZİM GELECEĞİMİZ"

"Çünkü bu doğacak olan çocuklar bizim geleceğimiz" diyen Prof. Dr. Cüneyt Evrüke, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Dolayısıyla eğer geleceğimize sağlıklı bakabilmek istiyorsak, erken doğumdan ortaya çıkabilecek komplikasyonlar açısından, hem anne açısından hem bebek açısından, hem devlet açısından sıkıntıları önlemek istiyorsak erken dönemde daha anneliğe başladığı andan itibaren anne eğitimine başlamalı, gebelik eğitimini sürdürebilmeli, tüm gebelik boyunca doktorun görevi sadece gebeyi takip etmek değil aynı zamanda eğitmek, sadece eğitmekle de kalmayıp doğumun nasıl olacağını eğitmek. Erken doğumda öngörü dediğimiz erken doğum olabilecek problemleri önceden hissederek doktoruna erken müdahaleye gidip, erken tanıyla onu önleyebilecek şartları doktorunun sağlayabilmesi gibi durumlarda toplumun anne adaylarının eğitimleri düşünülmeli. Erken doğan bebeklerde yüzde 8-12 arasında prematüre riski var."