Acıbadem Eskişehir Hastanesi Beslenme Diyet Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili, beyinde salgılanan dopamin ve seratonin hormonlarının, alkol, sigara ve uyuşturucu maddelerinde olduğu gibi bağımlılık mekanizmasını harekete geçirdiğine dikkat çekerek konuyla ilgili şunları söyledi.

Seratonin kimyasalının kişiyi sakin, mutlu ve huzurlu hissettirdiğine değinen Acıbadem Eskişehir Hastanesi Beslenme Diyet Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili, bunun eksikliğinde duygu durum bozukluğu, yani depresyon görüldüğünü belirtti. Şekerden zengin yiyeceklerin seratonin salınımını arttırıp insanın kendisini iyi hissetmemizi sağladığını ifade eden Bilgili, "Dopamin hayatımızı şekillendirir. Enerjik, heyecanlı ve zinde hissetmemizi sağlar. Haz duygusuyla yakından ilişkilidir. Yağlı besinler de dopamin salınımını uyarır ve kişinin kendini daha zinde ve enerjik hissetmesine neden olur. Bu nedenle; çikolata, cips, şeker içeren besinler kişiye kendini mutlu hissettirmekte ve bireyler üzgün, kaygılı, öfkeli, stresli anlarda bu yiyeceklere yönelmektedirler” dedi.

DUYGUSAL AÇLIK TETİKLİYOR

Beslenme Diyet Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili, gıda bağımlılığının bu noktada başladığını belirterek, sürekli dopamin ve seratonin seviyesini arttırmak için kişinin istemsiz ve bilinçsiz bir şekilde bu besinleri tüketme eğilimini artırdığını belirtti. Bilgili şunları kaydetti:

“Sınırsızca yeme isteği görülür. Çünkü aşırı dopamin ve seratonin uyarımı sonucu beyin kimyası değişmeye başlar ve bu hücreleri taşıyan nörotransmitterler aşırı yükleme sonucu zarar görür. Artık beyin dopamin ve seratonin seviyesini normal tutabilmek için şekerli ve yağlı besinlere ihtiyaç duymaya başlar. Bu durum üzüntü, kaygı ve stresin yol açtığı duygusal açlıkla da birleşirse kişi bu durumla başa çıkabilmek için bu besinleri daha fazla tüketmek ister ve bu yiyeceklere bağımlı hale gelmeye başlar.”

GIDA BAĞIMLISI KİŞİLERİN TEPKİLERİ

Beslenme ve Diyet Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili, gıda bağımlılığının ciddi bir problem olduğunu ve çocuk yaşta başlayıp ileride obeziteye açılan bir kapı olabileceği konusunda kişileri uyardı. Bilgili, gıda bağımlılığı olan kişilerin tepkileri şöyle açıkladı:

“Akıllarından bir an olsun yeme eğilimi çıkmaz. O besini tüketene kadar rahat edemez, hiçbir şeye konsantre olamazlar. Besini bulup tükettikten sonra ise pişmanlık, öz güven eksikliği, kendilerine öfke duyarlar. Gün içerisinde birkaç kez şekerli besin tüketmek isterler. Duygu durum bozukluğu, emosyonel durumlarda tatlı besin tüketmemeleri halinde, mutsuz ve huzursuz bir ruh hali sergilerler. Sadece 1-2 adet tüketmeyi hedeflerken, kendilerini tüm paketi bitirmiş olarak bulurlar. Doğru yeme çabalarına girerler. (bir besini tamamen kesmek gibi) Sürekli yiyecekleri düşünürler. Aşırı tüketimden sonra uyku hali çöker. Sosyalleşmek yerine evde tek başına yemek yerler. Aşırı kilo artışı ve fizyolojik rahatsızlanmalara rağmen yemenin önüne geçemezler."

KİMLER RİSK GRUBUNDA

Bilgili, gıda bağımlısı risk gruplarını da “Düzensiz uyuyan kişiler, kaygı bozukluğu olan bireyler, sürekli yalnızlık çeken, duygu durum bozukluğu yaşan kişiler, hiperaktif kişiler” olarak tanımladı. Beslenme ve Diyet Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili, ’gıda bağımlılığından kurtulmak mümkün mü’ sorusunu ise “Tedavi süreci bir diyetisyen ve psikolog eşliğinde yapılmalıdır. Seratonin ve dopamini yükselten yağlı ve şekerli besinler yerine bunları yükseltici etkisi bulunan sağlıklı besinlerle yer değiştirilmeli” şeklinde yanıtladı.

SERATONİN VE DOPAMİN NASIL ARTAR

Seratonin ve Dopaminin nasıl artacağını ise Bilgili şöyle özetledi:

“Seratonin kimsayalı nasıl artar: B grubu vitaminleri, özellikle folik asit ve B 12, demir ve magnezyum seratonini arttırır. Folik asit açısından en zengin yiyecekler fasulye, ıspanak, marul, brokoli ve avokadodur. B12 vitamini açısından zengin yiyecekler karaciğer, kırmızı et, balıketi ve kabuklu deniz ürünleridir. Demir açısından zengin yiyecekler kırmızı et, karaciğer, kuruyemişler, fasulye ve koyu yeşil yapraklı sebzelerdir. Magnezyum açısından zengin yiyecekler ise koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuruyemişler, balıketi ve ay çekirdeğidir. Ayrıca spor yapmak ve stresi yönetmek seratonini artırır. Dopamin kimyasalı nasıl artar: Serotoninde olduğu gibi dopaminde de egzersiz yapmak çok önemlidir. Özellikle yarım saatten fazla süren egzersizlerde dopamin miktarı artar. Turunçgiller ve yeşil yapraklı sebzelerin tüketimi C vitamini açısından zengin olmaları nedeniyle dopamin seviyesini artırır. Şeker ve kolesterol seviyelerinin aşırı azalma veya artışı dopamin üretimini baskılamaktadır. Bu nedenle şeker ve kolestrol seviyelerinin sağlıklı sınırlarda tutulması önemlidir. Yaptığınızda size keyif veren, mutlu eden hobiler bulun. Sosyalleşin.”