Gebelik insan yaşamında beslenmenin en önemli olduğu devrelerden biridir. Bu gerçek, halk arasında gebe kadının iki kişilik yemesi gerektiği fikrini doğurmuştur. Oysaki gebelikte gereksiz kalori tüketimini kısıtlamak gereklidir. Kalorisi yüksek ancak besleyici değeri düşük olan gıdalar tercih edilmemelidir. Unutulmamalıdır ki, önemli olan annenin karnının yağ bağlaması değil içerideki bebeğin sağlıklı ve uygun gelişimidir. Çok kilolu gebelerde hipertansiyon, şeker hastalığı, doğum güçlükleri gibi problemler görülebilir. Bu nedenle anne adaylarının gebelik öncesi kontrolleri yapılması, gebe kaldıktan sonra her ay beslenme ve kilo izlenmesinin yapılması gerekmektedir. 
Çocukların sağlıklı olarak dünyaya gelebilmesi için annenin sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmelidir çünkü gebelikte annenin beslenmesi doğrudan bebeği olumlu veya olumsuz yönde etkilemektedir.
Annenin hamile kalmadan önceki beslenme durumunun doğacak bebeğin sağlığı kadar, annenin sağlığı açısından da önemi büyüktür. Annenin besin öğeleri depoları gebeliği süresince bebeği tarafından kullanılacağı için annenin depoları dolu olmalıdır. Planlı gebeliklerde hamilelikten 3 ay öncesinde magnezyum, B12 vitamini, D vitamini, çinko, demir, kalsiyum depolarınızı kontrol ettirilmelidir. Özellikle hamileliğinizin ilk 3 ayında eksiklikleri, mutlaka vitamin-mineral takviyeleri ile desteklenmelidir. Hamilelikte, nöral tüp defekti gibi sakatlıkların, düşük doğum ağırlıklarının önüne geçmek için özellikle gebeliğin ilk haftalardan itibaren "B9 vitamini" yani folik asit alınması çok önemlidir.
Hamileliğin ilk aylarında hormonal değişimlere de bağlı olarak özellikle sabahları bulantı çok görülür. Kahvaltıda bulantıya neden olabilecek kokulardan uzak durarak, beyaz peynirli hafif bir sandviç veya yağsız tostla bulantınızı bastırabilirsiniz. Mide bulantısı ve kusma vücudunuzdan elektrolit kaybına yol açacaktır. Tuzlu bir içecek olan ayranı maden suyu ile birlikte tüketerek hem bulantınızı bastırabilir hem de kaybedilen elektrolitleri karşılayabilirsiniz
Gebelik hormonlarının barsak hareketlerini yavaşlatıcı etkisi, kilo artışı ve az miktarda su tüketme,  günlük hareketlerde azalma, beslenme düzeninde olan değişiklikler nedeniyle gebelerde kabızlık sıklıkla görülmektedir.  Ortaya çıkan bu soruna çözümü için; kuru baklagil, bulgur, yulaf ezmesi sebze ve meyvelerin çiğ ve iyi yıkanarak kabukları ile tüketilmesi,  günlük 2- 2,5 litre sıvı alınması,  kuru kayısı,  erik, incir gibi besinlerin yenilmesi veya komposto, hoşaf tüketilmesi, günlük fiziksel aktivitenin arttırılması önerilir.
HAMİLELİKTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BESLENME ÖNERİLER
Mümkün olduğunca doğal besinlerden ve doğal yollardan hazırlanan besinleri tüketmek gerekir.
Gebelerde demir eksikliği halsizlik, bitkinlik, nefes darlığı, uykuya meyillilik ve çarpıntı gibi şikayetler oluşturabileceği gibi gebelikle ilgili olarak da erken doğum, bebeğin rahim içinde gelişememesi, ölü doğum ve düşükler gibi komplikasyonlara zemin hazırlar. Demir eksikliğini en aza indirebilmek için kan yapıcı; pekmez, kuru üzüm, kırmızı et, yumurta ve kuru baklagillerden zengin gıdaların tüketilmesine önem verilmelidir. Ayrıca C vitamininden zengin meyve ve sebzeler de barsaklardan demir emilimini arttıracaklardır. 
Gebelikte iyot gereksinmesi karşılanamadığı zaman mental gerilik ve doğumsal anomaliler ortaya çıkmaktadır. İyot insan vücudunda çok az miktarlarda bulunan eser elementtir. Deniz ürünleri iyotun en önemli kaynaklarındandır. Hamilelik süresince deniz ürünlerini mutlaka düzenli olarak tüketmek gerekir (haftada en az 1 kere balık ) Yemeklerde kullanılan tuzlar mutlak iyot ile desteklenmiş olmalıdır. 
Kalsiyum eksikliğine bağlı diş kaybı ve kemik kütlesinde azalma olmaması için; süt, yoğurt, peynir, ayran tüketimini artırın.
Gebelikte çay, kahve, kolalı içecekler ve kakao önerilmez. Çay içerdiği ‘tein’ maddesiyle demir eksikliğine yol açarken, diğer maddeler ‘kafein’ içerdiğinden ötürü bebek üzerine olumsuz etkide olabileceğinden dolayı önerilmemektedir. Maden suyu (soda) içilmesinin ise hiçbir olumsuz etkisi yoktur. 
Vücudunuzu salmonella riskinden korumak için tam pişmiş yumurta tüketin. Pastörize olmamış ürünlerden uzak durun. Doğum kusurlarına neden olabilecek toksoplazma kaynağı olan et ve et ürünlerinin iyi pişmesine dikkat edin. Salam, sosis gibi işlenmiş et ürünlerinden uzak durun. Çiğ köfte tüketmeyin.
Kuruyemişler aşırı kalorili oldukları için fazla tüketilmemelidir.
Çikolata, pasta, şekerleme, şerbetli tatlılar fazla tüketilmemelidir.
Alkol az miktarda dahi olsa alınmamalıdır.
Meyve ve sebzelerin iyi yıkanmasına özen gösterin. Dışarıda güvenmediğiniz yerde salata tüketmeyiniz.
Sonuç olarak; gebelik süresince bebek iyi beslensin diye fazla ve dengesiz beslenmek doğru olmadığı gibi doğum sonrası eski görünüme kolayca ulaşmak için az yemek de doğru değildir. Temel prensip; içerideki bebeğin yeterince yararlanacağı doğru ve dengeli beslenmeden geçer.