Soğukların kendini iyiden iyiye hissettirdiği şu kış günlerinde içimizi ısıtan, sofralarımızın baş tacı, damak tadımızın vazgeçilmezi çorbalar; birçok sağlık sorununa iyi gelmekle birlikte, deyim yerindeyse tam bir şifa deposu ve en büyük kurtarıcılarımızdandır.
Kış aylarında yakalandığımız amansız griplerden korunmak için tavuk çorbaları doğal ilaç olarak önerilebilir. Tavuk ve et suyuna yapılan çorbalar bünyenin kendini toplamasına imkân sağlarken, adeta bir antibiyotik rolü de üstlenmektedir. Bunların başında gelen kış aylarının vazgeçilmez yöresel lezzeti; Arabaşı çorbası. İçinde barındırdığı tavuk suyu ve tavuk parçaları; protein ve enerji verdiği gibi bünyenin güçlü ve zinde kalmasına yardımcı olmaktadır. Tavuk suyu ile yapılan çorbalar; hücreler için gerekli elzem aminoasitler açısından zengin olmakla, diğer karbonhidrat ağırlıklı çorbalara nazaran daha besleyicidir. Aynı zamanda içerdiği B grubu vitaminler ile deri, saç, bağışıklık sistemine ve eklemlere katkısı bilinen bir gerçektir.
Ağır işte çalışanların mutlaka tüketmesi önerilen arabaşı; kırmızı et ile yapılan çorbalarla kıyaslandığında yağ içeriği açısından daha tercih edilebilir bir seçenektir.
Tüm bunların yanında böylesine sağlıklı bir çorbayı, hazırlarken bile sağlıksız hale getirdiğimiz durumlar söz konusu olabilir;
Fazla yağ kullanmamaya özen göstermeliyiz. Özellikle tere yağ-margarin gibi katı yağları kızartıp, üzerine sos niyetli hazırladıklarımız bize faydadan çok zararı olur; reflü-gastrit gibi rahatsızlıklara, ya da tavuk suyu yeterince yağ içermekte iken kullanılan ek yağlar; fazladan kalori alımı ile hareketsiz kaldığımız kış aylarında, kilo artışına sebep olabilir. Çorbamızı; Yağ alımını azaltmak amaçlı; tavuk suyunu azaltıp, protein açısından zengin tanelerini artırarak yapmak daha doğru olacaktır.
İçine kavrularak konan un, kimilerinin damak lezzetine lezzet katmak için, fazlaca konan isot ya da çeşitli baharatlarla renklendirdiği arabaşı; yine mide- bağırsak sistemi rahatsızlıkları tetikleyebilmektedir.
Boş kalori, boş karbonhidrat diyebileceğimiz; çorbanın yanında, ekmeğin yerini alan; hamurunda kullanılan ve içeriğinde barındırdığı, ruşeyminden, kabuklarından ve liflerinden; faydalı kısımlarından ayrılmış; beyaz un; şeker hastaları ve insülin direnci olanların dikkat etmesi gereken bir husustur.
Gelenekselleşmiş adetlerle, gece geç saatlerde ikramı yapılan arabaşı da sindirimi gecikeceği için sakınılmalıdır.
Her besinde olduğu gibi 3N faktörü önemlidir; ne yediğimiz ( az yağlı/ az baharatlı),  ne kadar yediğimiz ( 1 küçük porsiyon kâfi), ne zaman yediğimiz (gün içinde, sindirimini tamamlayabileceğimiz ve aldığımız kaloriyi yakabileceğimiz zaman ).
Ve her zaman söylediğimiz gibi; her şey dozunda güzel; azı karar, çoğu zarar…
Sağlıcakla kalın…
Feyza Betül TOLU
Beslenme ve Diyetetik Uzmanı