Proje ile, karaciğer hastalıklarının teşhisinde analizi gereken kolik asitin tespiti için bir nanosensör hazırlanarak kolik asit ölçümlerinin maliyetinin düşürülmesi, daha hızlı ve az prosedür isteyen kullanışlı bir cihaz geliştirilmesi amaçlandı.

KMÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu (BAP) tarafından desteklenen projenin yöneticiliğini KMÜ Mühendislik Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aytaç Gültekin yaparken projede Mühendislik Fakültesi Malzeme Bilimi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Sönmezoğlu ve Mühendislik Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Elemanı Arş. Gör. Gamze Karanfil araştırmacı olarak görev aldı.

Amaç Daha Hızlı, Daha Ucuz Bir Cihaz Geliştirmek

Vücut sıvıları içindeki (örneğin plazma ve idrar gibi) safra asitlerinin miktar tayiniyle karaciğer hastalıklarının teşhisinde kullanılan kromatografiksel cihazların pahalı, daha fazla işlem prosedürü istemesi ve çok fazla yer kaplaması nedeniyle ucuz, hızlı ve fazla yer kaplamayan yeni cihazlar gerekiyor.

Kütlesel değişiklikleri bir elektrik sinyaline çevirebilen ve nanogram seviyesindeki kütle değişikliklerine aşırı duyarlı olan kuvars kristal mikroterazi (QCM); basit, ucuz, etkili, az yer kaplayan ve yüksek hızda kütle değişikliğine duyarlı olmasına rağmen herhangi bir yapı için seçiciliği olmamasıyla dikkat çekiyor. QCM elektrotunun yüzeyinde seçici bir polimer tabaka elde etmek için kullanılan en etkili yöntemlerden birisini moleküler baskılanmış polimerler (MIP) sentezleme yöntemi teşkil ediyor. Proje ile; hazırlanması kolay, kararlı, ucuz ve moleküler tanımaya oldukça yetenekli olan bu moleküler baskılanmış polimerler (MIP), kolik asit tespiti için QCM elektrotun üzerinde oluşturuldu.

Karaciğer Hastalıklarının Teşhisi İçin Önemli Bir Araç

Proje kapsamında, karaciğer hastalıklarının teşhisi için önemli bir araç olan ve birçok tıp fakültesi ile devlet hastanesinde miktar analizi yapılamayan kolik asit tespiti için kuvars kristal mikroterazi (QCM) cihazında moleküler baskılama temelli nanosensör hazırlanarak bu doğrultuda kan serumu ve idrar içerisindeki kolik asit miktarları tespit edildi.

“Yöntem, gerçek numune analizlerine uygun sonuçlar gösterdi”

Araştırma sonuçlarını değerlendiren Proje Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Aytaç Gültekin, bilim adamlarının son yıllarda karaciğer hastalıklarını doğru ve güvenilir bir yöntemle tespit etmek için yeni yöntemlerin geliştirilmesi veya mevcut yöntemlerin modifiye edilmesi üzerine yoğunlaştığını belirterek, proje ile geliştirdikleri MIP temelli QCM nanosensörün başarıyla hazırlanarak gerçek numune analizine uygun sonuçlara varıldığını söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Aytaç Gültekin “Sağlıklı ve şeker hastası olan kişilerin kan serumu ve idrar numunelerinde gerçekleştirilmiş analiz sonuçlarına bakıldığında, kolik asit baskılı QCM sensörden elde edilen sonuçların diğer metotlarla yapılmış analiz sonuçlarını destekler nitelikte olduğu görüldü.” şeklinde konuştu.

“Hastane laboratuvarlarında önemli bir yere sahip olacak”

Çalışmada hazırlanan kolik asit baskılı QCM nanosensörün düşük tayin sınırı, yüksek seçiciliği ve gerçek numunelere uygunluğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Gültekin, “Geliştirdiğimiz nanosensörün özellikle hastane laboratuvarlarında hepatit ve şeker hastalığı gibi karaciğer hastalıklarıyla doğrudan ilgili olan safra asitlerinin kan serumu ve idrar numunelerindeki miktarının tayininde kullanılmak üzere pratik bir yöntem olarak önemli bir yere sahip olacağını düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.

“Projenin patent alma potansiyeli mevcut”

Yöntemin ucuz, hızlı ve tekrar kullanılabilme özelliklerine sahip olması nedeniyle bütün hastanelerde kullanılmasının mümkün olabileceğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Aytaç Gültekin, ayrıca sentezlenen sensör üzerinde daha kapsamlı ve derinlemesine çalışmalarla patent işlemlerinin de gündeme gelebileceğini söyleyerek desteklerinden ötürü KMÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğüne teşekkür etti.