Türkiye’de ilk kez kadavra ve canlıdan böbrek ile karaciğer naklini gerçekleştiren Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın kurucusu olduğu Başkent Üniversitesi’nin Adana’daki Uygulama ve Araştırma Merkezi, bölgenin organ nakli üssü oldu.

Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Organ Nakli Koordinatörü Uzm. Dr. Ferit Erdoğan, erişkin ve çocuk böbrek yetmezliği vakalarına kadavradan veya 4. dereceye kadar akrabalardan böbrek nakli yapıldığını belirterek özellikle çocuk vakalarda bölgede, böbrek nakli yapan merkezlerin sınırlı olduğunu söyledi. Uzm. Dr. Erdoğan, Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin, bölgenin bu ihtiyaçlarına cevap verdiğini, kadavradan bağış sayısının artmasıyla daha fazla kişinin yaşamının kurtulacağını kaydetti.

NAKİLLER BAŞARIYLA SÜRÜYOR

Başkent Üniversitesi’nin organ nakli konusunda büyük bir deneyime ve bilgi birikimine sahip olduğunu anlatan Uzm. Dr. Ferit Erdoğan, Başkent Üniversitesi’ne bağlı Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde 8 Şubat 2010 tarihinden bu yana organ nakli yapılmaya başlandığını ve böbrek ile karaciğer nakillerinin başarıyla gerçekleştiğini vurguladı.

MERKEZDEN KOORDİNASYON SAĞLANIYOR

Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde çocuk ve erişkin karaciğer yetmezliği hastalarına da kadavradan ve 4. dereceye kadar akrabalardan başarılı bir şekilde karaciğer naklinin yapıldığının altını çizen Uzm. Dr. Ferit Erdoğan, nakil sürecine dair değerlendirmelerde de bulundu.

BİZİM YAPMAMIZ GURUR VERİCİ

Özellikle çocuk vakalarda ve canlıdan yapılan karaciğer nakillerinde bölgemizde sıkıntı yaşandığını, her merkezin bu nakilleri yapmadığını bildiren Uzm. Dr. Ferit Erdoğan,”Bu çok önemli sağlık gereksinimini bölgemizde, merkezimizin karşılıyor olması bizim açımızdan gurur verici” dedi.

NAKİL SONRASI ÇOK ÖNEMLİ

Nakil yapmayla sağlık sorununun çözümlenmiş olmadığını, nakil sonrası takiplerin çok önemli olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Erdoğan,”Nakillerin bir çok açıdan, mümkünse hastanın yaşadığı şehirde veya o şehre yakın bir yerde yapılması gerekmektedir. Zira nakil sonrası başka şehirlere giden kişilerde, nakil sonrası takipte ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Buna ailelerin maddi ve manevi yönden yıpranmalarını da eklersek, bölgemizde böyle bir merkezin varlığının önemi daha iyi anlaşılabilir” diye konuştu.

MERKEZDEN KOORDİNASYON SAĞLANIYOR

Sağlık Bakanlığı’na bağlı Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistemi’ne bağlı Türkiye’deki 9 merkezden koordinasyon sağlandığını anlatan Uzm. Dr. Erdoğan, “Bir hastanede beyin ölümü gerçekleştiğinde ve ailesi organ bağışında bulunduğunda sistem devreye girmekte, dağıtım ve çıkarım sırasına göre nakli yapacak merkez belirlenmektedir. Durumun aciliyetine ve hastaneler arasındaki mesafeye göre gerektiğinde Sağlık Bakanlığı özel uçak tahsis edebilmektedir” şeklinde konuştu.

ORGAN BAĞIŞI EN BÜYÜK SADAKA

Türkiye’de organ bağışının yetersiz olduğuna değinen Uzm. Dr. Ferit Erdoğan, “Organ, hayat veremeden toprak oluyor” diye konuştu. İslam dini açısından organ bağışında bir sakınca olmadığına dikkat çeken Uzm. Dr. Erdoğan, “Diyanet İşleri Başkanı’nın organ bağışının ‘bir kişinin, başka bir kişiye yapabileceği en büyük iyilik ve sadaka’ olarak tanımlaması da, bağışın dini açıdan da desteklendiğini ortaya koyuyor.” dedi.