Şifa Üniversitesi Hastanesi Psikiyatristi Yrd. Doç. Dr. Haluk Aksu, panik atak hastalarının 3-4 kardiyoloğa gittikten sonra ancak psikiyatristlere başvurduklarını belirtti.

Panik atak hastalığı günümüzde bir çok insanın yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Panik atak hastalığının belirtileri, ilk etapta yaşamı tehdit eden başka hastalıkları akla getiriyor. Bu durum hastaların korkusunu daha da büyütüyor.

Panik atak hastalarının genellikle 3-4 kez kardiyoloğa gittikten sonra kendilerine başvurduğunu belirten Şifa Üniversitesi Hastanesi Psikiyatristi Yrd. Doç. Dr. Haluk Aksu, 30 yaşın altındaki hastaların bile panik atağında öncelikle acil servislere veya kardiyologlara başvurduğunu söyledi.

Panik atağın beklenmedik bir anda ortaya çıkan yoğun korku ve kaygı duygusu olarak tanımlandığını belirten Yrd. Doç. Dr. Aksu, “Bu yoğun korku ve kaygıya dayalı 13 tane belirtisi var. Başta çarpıntı, nefes darlığı, terleme olmak üzere aklını kaçırma korkusu, bulantı, karın ağrısı, göğüs bölgesinde sıkışma tarzı ağrı, düşüp bayılacakmış hissi, ölüm korkusu, çevrenin değişiyormuş gibi algılanması vb. belirtiler buna eşlik eder. Bu duyguları yaşayan kişi ‘aklımı kaçırır mıyım’, ‘tuhaf bir şey yapar mıyım’ veya ‘çocuğuma zarar verir miyim’ gibi bir çok farklı korkular yaşamaya başlar. Bu da korkuyu daha da büyütür.

DOKTOR BİLE İKNA EDEMİYOR

Kişi göğüs ağrısı eşliğinde sol tarafında da uyuşma hissettiğinde;bu panik atağın belirtilerinden biridir, el ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma da hissedilir. Bu durumda hasta ‘eyvah kalp krizi geçiriyorum’ diyerek hemen kardiyoloğa ya da en yakın hastanenin acil servisine koşturur. İşin en ilginç yanı, panik atak hastaları en son bize, yani psikiyatristlere gelirler. Hatta çoğu bize gelene kadar da 4-5 tane kardiyolog dolaşmış oluyor. Kardiyolog ‘bir şeyin yok’ dediğinde de kişi tatmin olmuyor. Çünkü insanlar ruhsal rahatsızlıkları çok zor kabullenirler. O yüzden bir sıkıntı olduğunda onun psikolojik değil fiziki bir rahatsızlık olduğunu düşünürler” diye konuştu.

PSİKİYATRA YÖNLENDİRİN

Kardiyolog veya acil servis hekimlerinin gerekli tetkikleri yaptıktan sonra çoğunlukla, ‘önemli bir şeyin yok, sıkıntıdandır, sen kafana takma geçer’ diyerek hastayı tekrar evine gönderdiğini belirten Aksu, “Oysa bu tür hastaların mutlaka psikiyatriste yönlendirmesi gerekiyor. Kişi psikiyatriste gitmediği için de hastalığın belirtilerini tam olarak tanımıyor. Aynı belirtileri yaşadığında tekrar tekrar kardiyoloğa gidebiliyor. Ya da ‘ben felç oluyorum’ diyerek nöroloğa koşuyor” dedi.

TEDAVİSİ MÜMKÜN

Panik atağının 15 dakika, nadiren de bir saat sürdüğünü belirten Aksu, “Bir kere hastanın mutlaka psikiyatriste gitmesi gerekiyor. Bazen kan şekeri düşüklüğü, bir takım kalp hastalıkları, kullanılan ilaçlar, troid hastalıkları gibi psikolojik temelli olmayan, fiziki rahatsızlıklar da panik atağa neden olabiliyor. Hasta doğrudan bize gelse bile fiziki bir hastalığı olup olmadığını tespit etmek için öncelikle tam teşekküllü bir tıbbi muayeneden geçiriyoruz. Panik atak tanısı konulduktan sonra psikiyatrist ile terapi ve gerekirse ilaç tedavisine başlıyoruz” bilgisini verdi.