Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK), Tüberküloz Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüce, 2012 yılında dünyada tüberküloz hastalığından 1,3 milyon insanın hayatını kaybettiğini belirterek, vakaların yarısının çocuklarda görüldüğünü söyledi.

KLİMİK Tüberküloz Çalışma Grubu, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde VII. Tüberküloz Sempozyumu düzenledi. Sempozyumda önlenebilir ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alan tüberküloz ile ilgili son gelişmeler ele alındı. KLİMİK Derneği Tüberküloz Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüce, halk dilinde “verem” olarak bilinen tüberkülozun belirtilerinden bahsetti. Sempozyumda Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre 2002- 2020 yılları arasında 1 milyar yeni olgu,150 milyon yeni hasta ve 36 milyon ölüm beklenmektedir. Düzenlenen sempozyumda tüberküloz olgularının ve ölümlerin çoğunun erkek olduğu belirtildi.

Dünyada kadınların ölümünden sorumlu üç etkenden birisinin de tüberküloz olduğunun vurgulandığı sempozyumda, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre yılda 13 bin 535 yeni tüberküloz olgusunun kaydedildiği açıklandı.

“EN ÇOK MARMARA VE KARADENİZ’DE GÖRÜLÜYOR”

Tüberküloz ile ilgili ortaya çıkan yeni olgular ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Ayşe Yüce, "Bu olguların yaklaşık yarısı 15 yaşın altında çocuklardır. Olguların yüzde 60’ı erkek, yüzde 40’ı kadın olup erkeklerde akciğer tutulumu ön planda iken, kadınlarda akciğer ve akciğer dışı organ tutulumu benzer olarak görülmektedir. Türkiye’de verem savaş dispanserlerinde kayıtlı hastalar nüfusa oranlandığında en yüksek olgu hızları Marmara ve Karadeniz bölgesinde görülüyor. En düşük olgu hızı ise İç Anadolu ve Akdeniz’dedir. Dağılımı ise 15-59 yaş arasında olup, daha çok genç nüfusta görülmektedir" dedi.

Ayşe Yüce, "Ülkemizdeki sorunları özetlersek erken tanı, bildirim sorunları, doğru ve gözetimli tedavi, izlem, direnç sorunu, çoğul ilaca dirençli olgular ve sosyal güvence sayılabilir. Bu kapsamda tüberküloz ile mücadelede politik kararlılık ve organizasyonun sağlanması, yetki ve sorunlulukların tek merkezde toplanması, tüm hastaların kayıt altına alınması, laboratuarların standardizasyonu, doğru ve hızlı tanı, etkili tedavi ve izlem, temaslıların taraması ve olguların saptanması, risk gruplarının ve sağlık çalışanların taranması önemlidir" diye konuştu.

“UZUN SÜREDİR ÖKSÜRÜYORSANIZ DOKTORA BAŞVURUN”

Ayşe Yüce, toplumda hasta olduğunu bilmeyen bireylerin olduğunu vurgulayarak, "Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemesi ve özellikle 2-3 haftadan daha uzun süren öksürüğü olan kişiler mutlaka doktora başvurmalı ve araştırılmalıdır. Toplumda tüberküloz açısından doktorlar, hemşireler, diğer sağlık çalışanları, acil servis çalışanları, göğüs hastanesinde çalışanlar, patologlar daha yüksek bulaş riskine sahiptir. Ayrıca tüberküloz hastası ile temas edenler, ceza evlerinde ve huzur evlerinde bulunanlar bağışıklığı baskılanmış kişiler, göçmenler alkolikler, evsizler, ,ilaç bağımlıları risk altındadır" şeklinde konuştu.

Prof. Ayşe Yüce, "Yeni ilaç geliştirme çabaları konusunda isteksizlik ve ilaçlara direnç gelişmiş olguların giderek artması endişe vericidir. Bütün bunlara karşın yeni ilaç ve aşı geliştirme çabaları devam etmektedir. Halen kullanılmakta olan BCG aşısına alternatif olarak 200 den fazla yeni aşı adayı geliştirilmiş, 11 yeni aşı adayı için klinik çalışmalara başlanmıştır. Hızlı ve doğru tanı konup uygun tedavi alan ve düzenli izlenen hastalarda tedavi başarısı yüksektir" dedi.