Özel Level Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Yücel Alagöz, grip ve soğuk algınlığının bulaşma şekilleri ve belirtilerinin benzerlik gösterdiğine dikkat çekti.

Özel Level Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Yücel Alagöz, soğuk algınlığı ve grip tedavisine ilişkin açıklamalarda bulundu. Gribin; ateş, halsizlik ve kas ağrıları ile seyreden bağışıklık sistemi zayıf olan insanlarda pnömoniye yol açabilen daha ciddi bir hastalık olduğunu söyleyen Alagöz, şöyle konuştu: “Soğuk algınlığı; virüslere bağlı meydana gelen, üst solunum yollarında rahatsızlık yapan hafif seyirli bir hastalıktır. Grip ise ateş, halsizlik ve kas ağrıları ile seyreden, bağışıklık sistemi zayıf olan insanlarda pnömoniye yol açabilen daha ciddi bir hastalıktır. Grip ve soğuk algınlığı bulaşma şekilleri ve belirtileri yönünden benzerlik gösterir. Gripte ateş ve kas ağrıları ön plandadır. Soğuk algınlığı çocuklarda ve yetişkinlerde en sık görülen hastalıktır. Soğuk algınlığı Sonbahar mevsiminde görülmeye başlar, en sık kış mevsiminde görülür. Bunun nedenleri; kapalı ortamlar ile dış ortam arasında ciddi ısı farklılıkları olması, daha çok toplu halde yaşanması, havalandırması yetersiz ortamlarda daha fazla vakit geçirilmesi, güneş ışınlarının daha az olması sayılabilir. Soğuğun direkt olarak hastalığa yol açtığı söylenemez.”

“GRİP AŞILARI, EYLÜL VE ARALIK AYLARINDA YAPTIRILMALI”

Soğuk algınlığı ve grip tedavisinde antibiyotikler yerine bazı antiviral ilaçların kullanıldığını ifade eden Alagöz, şunları söyledi:

“Soğuk algınlığı ve grip tedavisinde antibiyotiklerin yeri yok. Grip tedavisinde bazı antiviral ilaçlar kullanılır. Soğuk algınlığı ve grip virüsleri hastaların mikrop içeren burun veya ağız salgılarıyla, kirlenmiş elleriyle bulaşabileceği gibi hapşırık ve öksürükle havayla yayılan virüslerin solunmasıyla da bulaşır. Soğuk algınlığı ve grip bebekler, çok yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde çok ciddi seyredebilir, hatta ölümcül olabilir. Grip ve soğuk algınlığı virüslerinden korunmak için açık hava da ve havalandırması iyi olan yerlerde bulunmalı ve ellerimizi sık sık sabunlu suyla yıkamalıyız. Ayrıca, gripten korunmanın en güvenilir yolu grip aşılarıdır. Grip aşıları Eylül ve Aralık ayları arasında yaptırılmalı. Grip olduğunda hastalık riskinin arttığı gruplar; astım, KOAH, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, şeker hastalığı, kan hastalığı, kanser gibi hastalığı olanlar ile 65 yaşın üzerinde olanlar. Bu gruplara dahil olanlara mutlaka grip aşısı yapılmalı. Vücut direncinin düştüğü durumlarda kişi soğuk algınlığı ve gribe çabuk yakalanır. Bol sebze ve meyve tüketmek, bol su içmek istirahat etmek, uyumak, egzersiz yapmak, stresten uzak durmak vücut direncini artıran etkenlerdir.”

“İSTİRAHAT ÇOK ÖNEMLİ”

Soğuk algınlığında istirahatın önemine dikkat çeken Alagöz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Soğuk algınlığı virüsünün vücuda girmesinden sonra 24-72 saat arasında belirtiler başlar. İlk belirti sıklıkla kuru kaşıntısı boğaz ağrısıdır. Ateş normaldir veya hafif yükselebilir. Bebek ve küçük çocuklarda ateş daha yüksek olur. En sık görülen belirtiler burun akıntısı, burun tıkanıklığı, boğazda yanma, öksürük ve hapşırmadır. Belirtiler ortalama 3-7 gün sürer. Soğuk algınlığında tıbbi tedaviye ek olarak en önemli yapılması gereken istirahat edilmesidir. Ateş yüksekliği, üşüme ve titreme ile kendini gösterir. Mutlaka hekime gitmeyi gerektiren bir belirtidir. Ayrıca, destek tedavi olarak sarımsak, çinko ve yüksek dozda (1-2 gram) C vitamini yarar sağlar. Bol su tüketilmelidir.”