Viral Hepatitle Savaşım Derneği Başkanı Doç.Dr. Selma Tosun, Türkiye’de 8 bin 238 kişinin taşıdığı HIV virüsü ile ilgili bilinçlenme çağrısı yaptı.

Dünya AİDS Günü dolayısıyla HIV/AIDS Farkındalık Konferansı düzenleyen Viral Hepatitle Savaşım Derneği Başkanı Doç.Dr. Selma Tosun dünyada resmi rakamlara göre HIV ile yaşayan 35 milyon kişinin olduğunu, Türkiye’de bu sayının 8 bin 238’e ulaştığını belirtti. Tosun, son yıllarda koruyucu önlemlere uyumun artışı ve yeni tedavi yöntemleri sayesinde HIV enfeksiyonuyla ilişkili ölümlerin belirgin olarak azaldığını söyledi. Türkiye’de erkeklerin yüzde 74,5’i ile daha fazla bu virüse yakalandığını ifade eden Tosun, şöyle konuştu: “Human Immunodeficiency Virus (HIV) virüsü insanlarda bağışıklık sistemini bozan bir virüstür ve AIDS hastalığına sebep olur. HIV, vücudun bağışıklık sistemini bozduğu için, kişiyi bazı enfeksiyonlara karşı güçsüz ve savunmasız duruma düşürür. Bunun sonucunda normalden fazla zarar vermeyecek olan basit mikroplar bile çok ağır hastalık tablosuna yol açar ve kişi ölebilir. HIV virüsünün vücudu, hasta duruma getirecek kadar, yani AIDS tablosu oluşuncaya kadar bağışıklık sistemini zayıflatması birçok yıl alabilir. Bu zaman süresince HIV’li bir kişi hasta olmayabilir ve AIDS’e dönüşmeden yıllarca yaşayabilir. Ya da bazen hızlı seyredebilir.”

“CİNSEL İLİŞKİ YOLUYLA BULAŞABİLİR”

HIV virüsünün çeşitli yollarla bulaştığını anlatan Tosun, şunları söyledi: “HIV’li birisiyle, prezervatif kullanmadan, vajinal veya anal cinsel ilişkide bulunarak, HIV mikrobu olan kanın bulaştığı şırıngaları kullanılarak, HIV’li hamile bir kadından, doğum sırasında veya anne sütü emme yoluyla, çocuğuna, HIV’li birisinin kanını, kan nakli yoluyla bulaşabilir. HIV virüsü nezaket öpüşmesi, dokunma, sarılma, el sıkmakla, aynı yüzme havuzunda yüzmek, aynı tuvaleti, tabağı, çatal, bıçağı kullanmak veya HIV’li birisinin hazırladığı yemeği yemekle, öksürük, hapşırık, göz yaşı, böcek ısırması veya hayvan ısırmasıyla asla bulaşmaz. Prezervatif kullanmadan, HIV’li birisiyle vajinal veya anal ilişkiye girilirse, hem HIV, hem de daha başka cinsel ilişki yoluyla geçen hastalıklar bulaşabilir. Bunun yanı sıra uyuşturucu kullananlar şırıngasını başkalarıyla paylaşıyorsa hem HIV, hem de Hepatit B, hepatit C gibi daha başka kan yoluyla bulaşan virüsler bulaşabilir.”

HIV’Lİ KADIN HAMİLE KALIRSA…

HIV virüsü taşıyan bir kadının hamile kalması durumunda bazı şeylere dikkat etmesi gerektiğini dile getiren Selma Tosun, “Hamile bir kadın HIV’li ise doğum öncesi, doğum esnasında ve doğumdan sonra gerekli bakımlar yapılarak, HIV’nin bebeğe geçme tehlikesi yüzde 20’den yüzde 1’e indirilebilir. HIV geçmesi tehlikesini azaltmak için hamilelik sırasında, anti-HIV ilaçları kullanılabilir. Doğumu sezaryenle yapılabilir. HIV’in anne sütünden geçme tehlikesi yüzde 10 kadar olduğu için, bebeğin emzirilmemesi önerilir” ifadelerini kullandı. Bir kişinin HIV virüsü taşıyıp taşımadığını anlamasının tek yolunun kan tetkiki yaptırması olduğunu söyleyen Tosun, ancak şüpheli bir ilişki olursa ilişkiden sonraki 3. ve 6. ayda da testlerin yapılması gerektiğini ifade etti.

“KİLO KAYBI, ÖKSÜRÜK BAŞLAR”

HIV virüsünün bulaştıktan sonra AIDS hastalığı belirtileri kişinin yaşam koşullarına ve vücut direncine göre, 3 - 5 yıl, hatta bazen daha uzun sürede ortaya çıkabileceğini aktaran Tosun, şöyle konuştu: “HIV bulaştığı vücutta çeşitli hücrelere, özellikle de vücut savunmasında rol oynayan hücrelere yerleşerek çoğalır. Zarar gören savunma hücreleri giderek azalır ve bunun sonucu olarak vücudun bağışıklık sistemi yıkıma uğrar. Vücut direnci zayıflayan hastada, normalde zararsız olan hafif geçen ya da ender rastlanan bazı hastalıklar belirir. Ayrıca, lenf bezlerinde büyümeler, ağız ve deride tekrarlayan uçuk, yara ve lekeler, nedeni bilinmeyen uzun süreli ateş, gece terlemeleri, kilo kaybı, ishal, öksürük görülür. Tüberküloz, pamukçuk, diğer bakteri, mantar ve parazit hastalıkları fırsatçı enfeksiyonlar ortaya çıkar. Kişi de bu belirtilerin ancak birkaç tanesinin bir arada bulunması durumunda AIDS düşünülebilir. Bazı deri kanserleri de AIDS olduğunu düşündürür.”

“HIV AŞISI YOK”

HIV virüsünün Anti-HIV tedavisi ile tedavi edildiğini ancak virüsün tamamen yok edilemediğini belirten Tosun, çok sayıda yeni ilaç geliştirildiğini ve bu ilaçların hastaların yaşam kalitelerini artırdığını ifade etti. Tosun, HIV enfeksiyonunu engellemek için koruyucu bir aşının da henüz olmadığını sözlerine ekledi.