Medicana International Ankara Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Alev Leventoğlu, “Kötü uykunuz varsa gün içinde kendinizi yorgun hisseder, konsantrasyon bozukluğu çeker, gün içinde sinirli ve verimsiz olabilirsiniz” uyarısında bulundu.

Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Leventoğlu, yetişkinlerin yaklaşık beşte birinin istedikleri kadar uyuyamadıklarına dikkat çekerek, “Kötü uyku; uykuya dalmakta zorlanmak, çok erken uyanmak, gece uzun süre uyanık kalmak, gece uykusu sonrası dinlenmiş olarak uyanmamak gibi yakınmalar varsa akla gelmelidir. Kötü uykunuz varsa gün içinde kendinizi yorgun hisseder, konsantrasyon bozukluğu çeker, gün içinde sinirli ve verimsiz olabilirsiniz” dedi.

Doç. Dr. Leventoğlu, gece uyanmaları normal değilse ve tekrar uykuya dalmakta zorlanıyorsanız uykunuzun kalitesinin kötü olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Stres, ailevi veya iş sorunları, jet-lag, günlük rutinde değişiklik, alışılmadık bir yatakta uyumak gibi geçici nedenler uyku sorunlarına neden olabilir. Kaygı bozukluğu ve depresyonda kötü uykuya neden olan psikiyatrik problemlerdir. Özellikle obez kişilerde görülen horlama sıklıkla uyku apnesine neden olabilir. Bazı hastalıklar ise kişilerin uyanık kalmasına neden olur. Örneğin ağrıya neden olan hastalıklar, bacak krampları, solunum yetmezliği, hazımsızlık, öksürük, kaşınma, sıcak basması, akıl sağlığındaki bozukluklar gibi. Alkol, kafein, nikotin, sokak ilaçları gibi uyarıcılar ve bazen de herhangi bir hastalık nedeni ile kullanılan ilaçlar normal uyku sürecini bozabilir.”

“Eğer narkolepsiniz varsa gün içinde sürekli aşırı yorgun ve sersemlemiş gibi hissedersiniz” diyen Doç. Dr. Leventoğlu şunları kaydetti:

“Üstelik gece uykularınız da bozuktur. Gün içinde bazen herhangi bir neden olmaksızın ani uyuklamalarınız, uyku ataklarınız olabilir. Narkolepsisi olan birçok hastada katapleksi de görülebilir. Bu durumda vücudunuzdaki kasların aniden kontrolünü kaybedersiniz. Narkolepsi hastalarında bazen halüsinasyonlar (gerçekten var olmayan şeyleri görmek, duymak veya hissetmek) özellikle uykuya dalarken veya uyanırken görülür. Kesin nedeni bilinmemektedir. Narkolepsi çok nadir olarak görülen, yaklaşık olarak on binde 3-5 kişide görülür. Tanı nörolojik muayene ve uyku laboratuarı incelemesi ile olur. Tedavi nöroloji uzmanları tarafından yapılır.”

Doç. Dr. Leventoğlu, “Tıkayıcı uyku apnesi (TUA) uyku sırasında aralıklı ve tekrarlayan üst solunum yolunun kapandığı klinik bir durumdur. TUA, uyku sırasında solunum bozukluğuna gün içinde de aşırı uyku haline neden olan dünyada oldukça yaygın görülen orta yaştaki erkeklerin yüzde 2-4’ünde, orta yaştaki kadınların ise yüzde 1-2 ‘sinde görülen bir durumdur.. Çoğunlukla erkeklerde orta yaşta (erkekler için 55-59, kadınlar için 60-64), sigara içenlerde, aşırı kilolularda, sakinleştirici ilaç kullananlarda, aşırı alkol tüketenlerde ve genetik olarak çene yapısı bozuk olanlarda görülür. TUA’da gün içinde aşırı uyuma, bozulmuş konsantrasyon, gece uykuda horlama, dinlendirici olmayan uyku, gece sık sık uyanma, görgü tanıklarınca teyit edilen solunum durması atakları, huzursuz uyku, gün içinde sinirlilik, kişilik değişikliği, geceleri sık sık idrara çıkma ve özellikle erkeklerde cinsel isteksizlik yapar. Özellikle kişilik değişiklikleri, apne atakları, sinirlilik ve gece uykudaki huzursuzlukla ilgili bilgiler kişi ile birlikte uyuyan tanıklardan elde edilebilir. TUA’da sıklıkla hipertansiyon, kadiyovasküler hastalıklar, özellikle koroner kalp hastalığı, inme, konjestif kalp yetmezliği, obezite, metabolik sendrom, diyabet, astım ile birlikte görülür. Horlaması ve astımı olan kişilerde TUA riski daha fazladır” diye konuştu.

“Laboratuvar testleri, uyku laboratuvarı incelemesi ve nörolojik muayene birlikte değerlendirildiğinde kesin tanı için yol göstericidir” diyen Doç. Dr. Leventoğlu, tedavinin dört ana başlıkta toplanabileceğini ifade ederek, “Gerektiğinde KBB, göğüs hastalıkları uzmanı, diş hekimi yardımı ile nöroloji doktoruyla birlikte tedavi süreci tespit edilir. Davranış tedavisi (uyku hijyeni), sürekli pozitif hava yolu basınç uygulaması (CPAP), ağız içi cihazlar, ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi seçenekleri söz konusudur” dedi.