Akademik anlamda bilgi edinilen kaynak olarak kabul edilen okul aynı zamanda çocuğun sosyal, duygusal ve fiziksel gelişimine yönelik birçok kazanımın da gerçekleştiği bir kurumdur. Tüm bu kazanımları gerçekleştirebilmek için de çocuklarımız çaba ve enerji sarf etmek zorunda kalırlar. Hızlı ve yoğun geçen bu dönemin sonunda gelen yarıyıl tatili öğrenciler için dinlenmek, eğlenmek ve ikinci döneme hazır olmak anlamına gelmektedir.

Karaman Devlet Hastanesinde görev yapan Çocuk Gelişim Uzmanı Nazlı Doğan anne ve babalara karne alan çocuğa nasıl yaklaşılması gerektiği ve 15 günlük tatili nasıl verimli geçirileceğine dair açıklamalarda bulundu.

Çocuk Gelişim Uzmanı ( Pedagog) Nazlı Doğan karnenin en yalın haliyle başarılı olunan ya da bazı derslerde eksikliklerin olduğunu ve daha fazla çaba göstermesi gerektiğini gösteren bir belge olduğunun unutulmaması gerektiğini belirtti.  Çocuğun karnesini incelerken öncelikle başarılı olduğu dersler hakkında konuşulmasının ve takdir edilmesinin yararlı olacağını vurguladı. “Başarısız olduğu dersler hakkında konuşurken olumsuz bir tavır takınmamak, suçlayıcı, yargılayıcı olmamak bunun yerine; bu dersler hakkında onun düşüncesini almak, bunlar için neler yapılabileceği hakkında konuşmak ders başarısını yükseltmede ve çocuğun özgüvenini kazanmasında yardımcı olacaktır.. Unutulmamalıdır ki başarının anahtarı motivasyondur. “ dedi.

Pedagog  Nazlı Doğan açıklamasına şöyle devam etti:

“Çocuğunuza koşulsuz olarak onu sevdiğiniz mesajını vermelisiniz. Okul başarısı onu sevmenizde ona değer vermeniz ve saygı göstermenizde kıstas olmamalıdır.

Her çocuğun kendine özgü özellikleri vardır. Akademik başarısı düşük olan bir çocuğun başka bir alanda başarılı olabilmektedir (spor, sanat, olumlu sosyal ilişkiler gibi). Bu yönleri ortaya çıkarıp takdir etmek ebeveyn-çocuk ilişkisinin desteklenmesine ve çocuğun özgüvenine direkt etki edecektir. Karnesindeki zayıf notlara bakarak onu diğer çocuklarla “kıyaslamak” çocuğunuzda yetersizlik, değersizlik gibi olumsuz duyguların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Aynı zamanda kıyasladığınız çocukla ilişkisinin bozulmasına sebep olmaktadır.

“Televizyon, Bilgisayar, Playstation Ve Tabletlerin Başında 15 Gün Geçmemesine Dikkat Etmelisiniz.”

Çocuklar için en iyi tatil eğlendirirken geliştiren, bir sonraki döneme çocuğu hazırlayan tatildir. Bunun için daha tatil başlamadan tatil programını yapmak önemlidir. Bu tatil çocuklar için verilen bir tatil olduğu için onların fikirlerini almak, kendi programlarını kendilerinin hazırlanmasında onlara rehberlik etmek anne ve babaların görevidir.

Tatil sürecinin 2-3 gününü dinlenerek geçirmesi, bu süreçte okul ve dersle ilgili hatırlatmalar yapılmaması gerekmektedir. Eğer eksik kaldığı bir ders varsa öğretmeninden bunları öğrenip bu 2-3 gün sonunda çocukla bu eksiklikler hakkında konuşulup bir program oluşturulmalıdır. Ödevler, dersler yapılırken bunların eğlenmenin ve dinlenmenin önüne geçmemesine dikkat etmelisiniz. 15 günlük kısa bir tatile tüm dönemi sığdırmak doğru değildir. Bu tatilin asıl amacı onların bir sonraki döneme yüksek motivasyonla dönmelerini sağlamaktır.

Televizyon, bilgisayar, playstation ve tabletlerin başında 15 gün geçmemesine dikkat etmelisiniz. Obezite, göz hastalıkları ve postur bozukluğu gibi birçok rahatsızlığa sebep olmakla birlikte, çocuklar için uygun olmayan içerikler yer almaktadır. 2 saat zaman sınırlaması bunların toplamı için verilmelidir. Kısıtlama yapmadan önce ona alternatif sunmalısınız. Örneğin;”Bugün bowling oynayacağız gelmek ister misin?” gibi. Geri kalan zamanlar mümkün olduğunca onun sosyal, duygusal, fiziksel ve zihinsel becerilerini geliştirecek aktivitelere ayrılmalıdır.

Okul döneminde kısıtlı olarak yaptığınız tüm ailenin bir arada olduğu o en bilindik haliyle “kaliteli zaman” geçirmeyi unutmayınız. Nedir bu kaliteli zaman?  Yaşına uygun bir yap-bozu birlikte yapmak, birlikte yemek yapmak, evdeki eşyaları yeniden tasarımlamak, dolapları düzenlemek, eski albümleri karıştırmak ve anılarınızı paylaşmak… Tüm bunları yaparken onun duygu ve düşüncesini ifade etmesine fırsat tanımaktır.

Akademik başarısını kişiliği ve hayat başarısı gibi görerek, çocuğa okul başarısı için sürekli baskı uygulamayın. Anne baba olarak yapacağınız en önemli adım ona “sorumluluk sahibi” olmasını öğretmektir. Bu da ona sorumluluk alabileceği görevler vererek olur. Böyle bir durumda da yarıyıl tatilinde çocuğunuza “ders çalış” diye baskı uygulamanıza gerek kalmayacak ve çocuklar tatilin tadını çıkaracaktır.”