SEN YETER Kİ HAK ÜZERE YÜRÜ

Olan biten hadiselerin meydana getirdiği/oluşturduğu veya oluşturacağı muhtemel sonuçlara baktığımızda, bir fayda zarar analizi yaptığımızda milletimizin, memleketimizin zarar gördüğü çok aşikardır.

Özellikle son iki yüzyıldır kapıldığı bir aşağılık kompleksi yüzünden kendi büyüklük ve gücünü, aldığı değerlerden uzaklaşarak kaybeden ülkemiz yeni yapılanmasını oluştururken ne karga ne de bülbül olabilmiştir. Bu durum uluslar arası güç odaklarının kullandığı/kullandırıldığı bir olgu algısını oluşturmuştur. Bir adım atacak olsa hep başına vurulmuş, bir adım geriye düşse hep tekme yemiş. Sebep ne? Senin gibi olacağım, senin değerlerini yanlış doğru demeden benimseyeceğim anlayışıdır.

2002’de Ak Parti iktidarıyla bu zillet dönemi Allah’a binlerce şükürler olsun ki kapanmıştır. Artık uluslar arası güç odaklarının ve onların yerli işbirlikçilerinin bu ülke üzerindeki tasarrufları, bölme, biçme, dikme, adam etme yaklaşımları büyük oranda görülmüş ve bertaraf edilmiştir. En azından resim millet tarafından algılanmış ve kayda geçilmiştir.

Vay efendim sen nasıl Amerika’nın çizdiği politikaların dışına çıkabilirsin, sen nasıl İsrail’in imajını zedeleyecek yaklaşımlar sergileyebilirsin, Birleşmiş Milletlerin anti demokratik yapısını nasıl eleştirebilirsin, sen nasıl mağdur, mazlum, itilmiş, sömürülmüş, yalnız bırakılmış, aşağılanmış milletlere sahip çıkabilir, onlarla ikili ilişkilerini geliştirebilir ve yardım edebilirsin. Sen nasıl Avrupa Birliğinin çifte standart uyguladığını söyleyebilirsin. Sen nasıl uluslar arası arenada bir aktör olma, söz sahibi olma, denge kurma işine girişebilirsin. Sen nasıl Mısırda ki millet iradesine inen darbeyi haksızlık olarak görür ve bunun mücadelesini sürdürürsün. Sen nasıl Suriye’deki zalim Esed’in gitmesi gerektiğini söyleyebilirsin.

Bütün mesele budur. Kumpaslar, olaylar bu yüzdendir.  Gezi olayları da, 17 Aralık operasyonu da buna yöneliktir.

Yapılanlar var olma mücadelesine,  yeni ve adil bir dünyanın kurulmasına, Müslümanların/ümmetin yeniden dünyayı şekillendirmesine engel olmak içindir. Kimse kendisini kandırmasın çok derin bir yapının,  ince ince işlenmiş bir planın, görülmemiş bir alçaklığın pençesindeyiz.  

30 Mart ve sonrasında Cumhurbaşkanlığı ile genel seçimler bizden daha çok ABD’nin, İsrail’in ve AB’nin gündemindedir. Şayet 30 Mart seçimlerinde Ak Parti yeniden oy oranını koruyarak iktidar olursa dünya dengelerinin önemli ölçüde değişme işaretleri vereceği ortadadır. Onlar bunun farkında da sen hala farkında değil misin abi!

Ey ağabeyler, ablalar kimin değirmenine su taşıdığınızı fark edin biran evvel. Yanlış zamanda ve yanlış kişiye elinizi kaldırttınız, dişlerinizi bilettirdiniz, parmağınızı sallandırttınız.

30 Mart seçimleri elbette ki milli mücadelenin önemeli bir kilometre taşı olacaktır. Hakkı üstün tutan, kuvveti hakta gören anlayışı milletimiz güçlendirerek taçlandıracaktır.

Çok açıktır ki bu bir savaş. Hak ile batılın savaşı. Büyük resimde bu var. Bunu anla be kardeşim. Allah güçlünün değil hakkın yanındadır. Ne kadar güçlü olursa olsun batılın üzerine hak inşa edilemez. Ne kadar zayıf görünse de hak her zaman güçlüdür ve daima kazanacaktır. Biz ancak tarafımızı belirlemekle emrolunmuşuz.

Mahkeme kadıya mülk değildir. Elbette ki başbakan da fanidir, hükümetlerde fanidir. Zamanı gelince bunlarda tarihteki yerlerini alacaklardır. Unutulmasın ki başbakanı da, hükümeti de millet getirdi ve ancak millet götürebilir. Demokrasi putunuzu yemeyin. Mademki seçim var, mademki sandık var demokratlığa, erdeme, erliğe, yiğitliğe yakışan sandıkta hesap sormaktır.

Anlamayan idrake şunu bir kez daha haykıralım başbakanın kellesini millet değil milletin düşmanları istiyor. Kendine güveniyorsan, aklına güveniyorsan sandıkta hesabını görürüsün.

Taşeron olarak CHP’nin kullanılmasını anlarım. Çünkü CHP hiçbir dönemde milletin iradesiyle iktidara gelmemiştir. Kolundan tutulup o koltuğa oturtulmuştur. Fakat camiaya ne oluyor. Millet nazarında oluşmuş bir hizmet algısını yıkmaya değer mi? Buna değer mi gerçekten ABD’nin, İsrail’in ve CHP’nin değirmenine su taşımak.

Büyük usta millet hakikatı görüyor. Büyük resmi de küçük resmi de görüyor. Hakkı da batılı da görüyör. Sen yeter ki hak üzere yürü. Allah yar ve yardımcın olsun. Bütün dualarımız seninle.

 

M.ABDULKADİR YUSUFOĞLU