Tıp; İnsan yaşamı ve İnsanlığa saygının en yüce ifadesidir. Bir İnsan acı duyabiliyorsa Canlıdır, bir başkasının acısını duyabiliyorsa İnsandır. Eşref-i mahlûk olarak yaratılan İnsanın yaşamına değer verme ilk İnsanla başlar. Kendi yaşamına değer verebilen İnsan; elbette başka yaşamlarında değerli olduğunu bilebilir ve ilişkilerini İnsani değerler üzerine inşa edebilir.

Bilgi insanı erdem ve fazilete, bilgisizlik ise cehalet ve rezalete götürmektedir. Erdem; doğru ve yeterli bilgi ile oluşur ki bu da ahlak ve vicdan olarak nitelendirdiğimiz yazılı kuralları olmayan ve fakat bireysel ve toplumsal muhakeme reflekslerini oluşturarak; İnsan ve etkileşimi içinde olduğu çevreyi sürdürülebilir iyilik süreçleri geliştirerek korur ve tekâmül ettirir.
Okuyun! Okuyun! Okuyun! Zira mürekkebin akmadığı yerden kan akar! Okudukça bildiklerimizin bilmediklerimizden nedenli fazla olduğunu anlayabilir, benliğimizi idrak ederek, bencillikten ve mücadeleden ziyade yaşamın birliktelik ve paylaşımla anlam kazandığını ve tekâmül edebileceğini öğrenebilir, hissedebilir ve yaşam tarzı haline getirebiliriz. Bir başka ifadeyle bilgiyle inşa edilmiş tüm vicdanlar kendi yaşamları kadar diğer tüm yaşamların kıymetini bilir, şefkat, merhamet, hoşgörü, sabır ve inatla yaşamların korunmasına ve gelişmesine ışık olur, yol olur, yoldaş olur, yaren olur.
Felsefe ve Tıp, kendini tanımanın öteki adı olmaya devam etmektedir. "Kendini Bil" buyruğunun “Oku” buyruğu ile taçlandırılması bir bakıma Tıp biliminin başlangıcı ve gelişim noktası olduğu ve buradan hareketle diğer bilimlerin oluştuğu aşikârdır.
Tıp adamı; İnsan’ı tanıma yolculuğuna adım attığı ve yaşam boyu devam edecek eğitiminkinde ki detayların her adımında yudumladığı bilginin derinliğiyle, soluduğu atmosferin iklimiyle yaşamlara karşı olan vicdani sorumluluğun doruğuna, erdem ve faziletin hazzına, hekimlik sanatının ustalığına ulaşır. Hekimlik güzel yaşama ve yaşamların güzelliğine katkı sağlama sanatıdır.
Yaşam felsefesi ve düşlerinin temelinde, İnsani değerler taşıyan, tüm canlıların yaşam hakkını vicdani bir teslimiyetle yorumlayan, yaşamın mücadeleden ziyade ancak yardımlaşmayla ve bilgelikle tekâmül edebileceğine inanan; güzel ve ideal İnsandır. Güzel bakabilen güzeli görür, güzeli görebilen güzeli düşünür, güzeli düşünebilen güzel yaşamlar sergiler ve dahi yeryüzünde ki güzel yaşam sanatlarının oluşumuna ve gelişimine katkı sağlar.
Bu gün 14 mart tıp bayramı; bu bayram özünde kendini bilmenin, İnsan’ı okumanın, yaşamlara saygılı olmanın, tüm canlı yaşamlar arasında yardımlaşma ve paylaşımda ki erdemin, bir başka ifadeyle İnsanlığın, İnsan olabilmenin bayramıdır.
Hangi konumda olursak olalım, hangi meslekte olursak olalım, hangi coğrafyada olursak olalım, hangi irk, inanç ve cinsten olursak olalım hiç fark eder mi ? Asıl olan tüm ahval ve şeraitte İnsan olmak, İnsan kalabilmek tüm yaşamlara saygılı olabilmek ve yaşamların kalitesine katkı sağlayabilmek değil midir? Yaşamı anlamlı kılan; ahlaki değerlerle örülmüş yeryüzü inşa etmek değil mi dir?
Her anımızın tüm yaşamların bayramına vesile olması dileklerimle, tüm yaşamların her anının bayram hazzında olması umuduyla, sağlıcakla kalınız.
Dr.Mustafa Akgün