Karaman Turan Ocakları İl Teşkilatı Aktekke Kent Meydanı'nda gündemle ilgili olarak basın açıklamasında bulundu.

Açıklamada;''Çok kıymetli hemşerilerim burada bugün toplanmamızın amacı kimseyi kırmak ya da başkalarına ivmeli laflar söylemek değildir. Biz birliğin ve beraberliğin, kardeşliğin dostluğun temsilcileriyiz. Her kim ne görüşte olursa olsun, ister  Türk, ister Kürt, ister alevi isterse başka inançlardan olsun… Biz Mevlana torunlarıyız. Kardeşliğin dostluğun ve bilirlik beraberliğin temsilcileriyiz. 

Bakın Mevlana Ne güzel söylemiş;
GEL, GEL, NE OLURSAN OL YİNE GEL,
İSTER KAFİR, İSTER MECUSİ,İSTER PUTA TAPAN OL YİNE GEL,
BİZİM DERGAHIMIZ, ÜMİTSİZLİK DERGAHI DEĞİLDİR,
YÜZ KERE TÖVBENİ BOZMUŞ OLSAN DA YİNE GEL...

"Biz milliyet fikirlerini tatbikte çok gecikmiş ve çok ilgisizlik göstermiş bir milletiz Bunun zararlarını fazla faaliyetle telafiye çalışmalıyız Çünkü tarih, hadiseler ve müsaadelerinsanlar ve milletler arasında, hep milliyetin hakim olduğunu göstermiştir" 
"Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak, ilk önce biz kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti; hissi, fikri, ve fiili olarak bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki milli benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır Milli mücadeleyi yapan, doğrudan doğruya milletin kendisidir; Milletin evlatlarıdır Milli mücadelede şahsi hırs değil, milli izzeti nefs, gerçek saik olmuştur"
İlk çağlardan beri tüm uluslar kendilerini temsil eden sembolleri kullana gelmişler, sonuçta devleti temsil eden bayrak ve silâhlı kuvvetlerin onur timsali olan sancaklar ortaya çıkmıştır. Bayrak ve sancaklar, ulusların moral ve övünç kaynağı olduğu gibi, özgürlüğün de simgesi olmuştur.
Orta Asya’dan dünyanın dört bir tarafına yayılan Türk boyları, bayraklarının gölgesinde toplanarak zaferden zafere koşmuşlar ve dünyanın çeşitli bölgelerinde pek çok beylik, atabeylik, hanlık, devlet ve imparatorluk kurmuşlardır.
Bunlardan sadece bir tanesi de bugün yaşadığımız topraklar olan ve bin yıldır barışın ve kardeşliğin hüküm sürdüğü Türk topraklarıdır. Türkelidir, Türkistandır, Anadoludur.
Son günlerde sözde barış ve kardeşlik adı altında Türk milletine bir dayatma söz konusudur. Şöyledir ki! Bu topraklar hepimizin, herkesin bu anayasa sadece Türklerin değil Tüm Türkiye halklarının bu bayrak Türk bayrağı değil Türkiye Cumhuriyeti  devleti bayrağı gibi söylemler sıkça kulağımıza gelmekte. Dur arkadaş orada dur… Bu topraklar Türk toprağıdır. Bu anayasa Türk anayasasıdır. Bu devlet Türk devletidir. Bu bayrak Türk bayrağıdır.
Bu topraklarda isteyen herkes yaşayabilir, memur olabilir amir olabilir. Asker, polis olabilir. Başbakan hatta cumhurbaşkanı olabilir ama bu ülke Türk örf ve adetlerine göre yönetilir. Anayasası Türk anayasasıdır. Bayrağı Türk bayrağıdır.


Rengini kanımızdan, ay-yıldızını göklerden almış olan bayrağımız uğruna nice Türk evlâdı canlarını savaş meydanlarında feda etmiştir Atalarımız al bayrağımızı üç kıt’a üzerinde şerefle dalgalandırmışlardır Genç kızlar göz nuru dökerek ay-yıldızını işlemiş; genç erkekler, kahramanlar onu akından akına taşımışlardır Şairler bayrağımızı en içli mısralarla dillendirmişlerdir Bayrağa büyük bir içtenlikle seslenen ve bu seslenişi ile nesiller boyunca bayrak şairi diye anılmaya hak kazanan Arif Nihat Asya onu gönülden kopan bir dille deyimlendirmiştir:
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü!
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Buradan sözde kardeşlik ve beraberlik adı altında Türk milletinin adını tarihten silmeye çalışanlara sesleniyoruz. Beş bin yıldır bunu kimse başaramadı sizde başaramayacaksınız,''denildi.

Basın açıklamasının ardından toplanan grup meydandan ayrıldı.