CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Aktekke Kent Meydanı'nda düzenlediği mitinge katıldı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, mitingde yaptığı konuşmasında, başbakanlık yolunun 7 Haziran'da sandığa gitmekle, CHP’ye oy vermeyen vatandaşları da alıp gitmekle başladığını ifade etti. 
Karaman’ı herkesin çok iyi bildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Türkçe’nin başkenti Karaman. 738 yıl önce Türkçe konuşacaksınız demiş Karamanoğlu. Unutmayın, Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu kurumlardan birisi Türk Dil Kurumu. Türkçe'miz bizim ses bayrağımız olacak. 17 milyon yoksul var. 6 milyon 200 işsiz var. Atama bekleyen öğretmenler var. Refahı tabana yayarak güzel bir Türkiye’yi yeniden inşa etmeliyiz. Eski algılarımızı bir tarafa bırakalım. Yeni, yaşanabilir bir Türkiye için yola çıkmalıyız. Refahı tabana yaymanın yolu siyasetçi önce vatandaşı düşünecek, cebini değil, işsizliği çözmeyi düşünecek, önce esnafı düşünecek. Vatandaşları, atama bekleyen öğretmenleri düşünecek ki, refah tabana yayılsın. Güçlü bir Türkiye için yeni bir proje hazırladık ve yayınladık. Orada refahı tabana yaymanın yollarını tek tek saydık. Dedik ki, Türkiye üretecek. Bir ülke üretirse güçlü olur. Bunun için de toprağı ekip biçeceksin, ürün elde edeceksin. Koskoca Türkiye’nin tarım üretim ekonomisi 12 milyar dolar. Bizim neyimiz eksik. Her şeyimiz var. Ne eksik, namuslu siyaseti eksik. Halkı düşünen siyaseti eksik. Politikacı cebini düşünürse vatandaş fakirleşir. Son 10 yılda 2 Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor. Çünkü çiftçi zarar ediyor. En pahalı mazotu veriyorsun. Her şey pahalı, çiftçi nasıl üreteceğim diyor. Biz ne diyoruz, mazotu 1,5 liradan vereceğiz. Nasıl verirsin diyorlar? Petrol dışarıdan geliyor, bunu bende biliyorum, doğrudur. Fiyatı 1,21 kuruş. Biz ise 1,5 liradan vereceğiz. Zarar eden var mı, yok. Neden dünyanın en pahalı mazotunu Türk çiftçisine veriyoruz, yazık değil mi? Söz verdim ve arkasında duruyorum, sözüm sözdür, çiftçi mazotu alınca nereye gidecek, tatile mi, izine mi, hayır, tarlaya gidecek üretecek. Çiftçiye alın terinin karşılığını vereceğim. İtiraz ediyorlar, efendim mazotu bu fiyata veremezsin. Karaman’dan soruyorum; kardeşim sen 1,21 kuruşa mazotu yata, gemiciklerine verirken itiraz eden var mı? Yok. Ben bu fiyattan vereceğim derken kıyameti koparıyorsun. Sen hortumcudan yanasın, ben çiftçiden yanayım. Aramızda Ağrı Dağı kadar fark var. Ben fakiri, üreteni, emeği düşünüyorum, sen de başka şeyler düşünüyorsun. Çatlasalar da patlasalar da vereceğim. Refahı tabana nasıl yayacağız. Mazotu üzerine de kar koyarak 1,5 liradan verince çiftçi üretecek, kazanacak düğününü yapacak, alış veriş yapacak ve bakkal kazanacak, esnaf kazanacak, halk kazanacak. Kim kaybedecek, hortumcular kaybedecek" dedi. 

"TÜRKİYE  PEŞKEŞ ÇEKİLECEK ÜLKE DEĞİL"
CHP olduğu sürece Türkiye'nin elden gitmeyeceğini savunan Kılıçdaroğlu, "Bayrağımız, Türkiye için kanımızı dökeceğiz. Türkiye peşkeş çekilecek ülke değil. Ben de biliyorum devleti nasıl soyduklarını. Ben de biliyorum herkesi nasıl mağdur ettiklerini, onların bakanlarının yatak odalarında boy boy kasalar olduğunu. Ama şimdi önce millete neden iktidar olduğumuzu anlatmamız lazım. Ne yapacağız, onu anlatmamız lazım. Türkiye üretecek. Üretsin ki kazansın. 11 milyon emeklimiz var. Emekliye Ramazan ve Kurban’da 1 ay maaş ikramiye vereceğiz. Elbette vereceğiz. Yine kıyameti kopardılar. Dediler ki nereden vereceksin. Bunun kaynağı ne dediler. Benim size sözüm var, benim çocuklarımın yatak odasında boy boy kasalar olmayacak. Bakanlarımın evlerinde ayakkabı kutuları olmayacak. Bakanlarım birilerinin önüne gidip yatmayacak. Bakanlarım kul hakkı yemeyecek. Ben dahil, benim bakanlarımın tümü size hesap verecek. Hepiniz vergi ödüyorsunuz. Her şeye vergi veriyorsunuz. Vergi vermediğiniz tek şey hava. O zaman siyasetçi vergiyi topluyor ve harcıyor. Kime harcadığını sizin bilme hakkınız var. Onlar size hesap vermiyorlar. Ben size hesap vermeyi namusun gereği kabul ediyorum. Emekliye parayı nereden vereceğini sormaları en büyük ayıp. 8 milyon emekli bin liranın altında maaş alıyor. Nasıl geçinecek. Emekli dediğiniz bu toplumun emekliye vefa borcu var. Bu ülkenin kalkınmasında, büyümesinde emeklinin alın teri var. Siz bir Ramazan’da, Kurban’da emeklinin torunlarından kaçmasını nasıl sindirebilirsiniz. Ben sindiremiyorum. Bu ikramiyeyi onlara vereceğim. Bu ayıp mı yahu. O kaçak saraya bağlanan bütün hortumları kesip bu millete vereceğim. Asgari ücret 949 lira. Günde öğün başına bir simit bir çay. 5 kişi 10 lira. 1 ayda 900 lira ediyor 5 kişilik ailede. Geriye 49 lira kalıyor. Bununla ev kirasını mı versin, telefon mu ödesin, elektrik mi ödesin. Sizlerde vicdan var mı, bunu düşünenlerde vicdan yoktur. Bunların bir Maliye Bakanı var, işçiye bin 500 lira vermek işçiye zulümdür diyor. Ben de buradan ona sesleniyorum; sen ayda 14 bin lira alırken zulüm değil de bu mu zulüm. Asgari ücretli parayı alınca ne yapacak. Bakkaldan alış veriş yapacak, yine esnaf kazanacak" diye konuştu.

"4 YIL YETKİ İSTİYORUM"
Yabancıların çalıştırılması hakkında çıkarılan kanun hakkında da konuşan Kılıçdaroğlu, "6 milyon 250 bin işsizimiz var. Şimdi bir kanun getirdiler. Bakanların imzası var. Kanun yabancıların çalıştırılması hakkında. Bu kadar işsiz var, dışarıdan adam getirip çalıştıracaklar. Ayranın yok içmeye gibi başlar... Sen ülkeni düşünüyorsan önce kendi ülkendeki işsize iş bul. Onun oyunu çantada keklik sanıyor. Ben tüm işsizlere sesleniyorum. 13 yıl kredi verdin, yetmez mi artık, uyanmayacak mısın, uyan kardeşim uyan. Devleti, milleti soydular, seni işsiz bıraktılar. Binlerce esnaf dükkan kapattı. Yazık günah değil mi. Bu evde her evde tencere kaynayacak. Sen bunu nasıl yapacaksın diyor. Adam gibi yapacağım. Kul hakkı yemeyeceğim. Ben sizden sadece 4 yıl için yetki istiyorum. 4’üncü yılın sonunda hiçbir aile ben fakirim demeyecek. Hiçbir ailenin geliri 720 liranın altında olmayacak. Siyaset köseyi dönme aracı olarak kullanılıyor. Bu siyaset değildir. Devletin hazinesini soymak siyaset değildir. Türkiye’ye temiz siyaset getirmek, namusu ile yönetmek istiyorum. Asgari ücretliye vereceğimiz para bin 500 lira. Buna bile itiraz ediyorlar. Sizlerde vicdan var mı. Asgari ücretin kaç lira olduğunu bile bilmiyorlar" şeklinde konuştu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: 
"Devletimiz zengin, Türkiye dünyanın ekonomik büyüklük olarak 18 inci ülkesi. Peki kardeşim neden bu kadar 17 milyon yoksulumuz var. Onlar bilmezler, açlıktan ölen Kübra bebeği bilmezler. Zatürreden ölen Ayaz bebeği unutmadım. Siyaset farklıdır. Halk için, millet için yapacaksınız. Siyaset yalan söyleme, halkı kandırma sanatı değildir. Halk için yapılan bir şeydir. Halk üretirse Türkiye zenginleşir. Dış politikada Orta Doğu’nun bütün kirli işine bulaştılar. 2 milyon Suriyelimiz var. 5,5 milyar dolar para harcadık. Güzel bir başlangıç yapmalıyız. Her evde bir huzur olsun. İnsanların birbirlerine gülümsemeli. Bunları yapmanın yolu namuslu siyasetten geçiyor. Yeni bir siyaset için, yoksulluğu yenmek, işsizliği yenmek için, emeklinin, esnafın, sanayinin kazanabileceği bir Türkiye yapacağız. Türkiye küfredilen ülke değil, başvurulan ülke olacak. Türkiye’nin büyüklüğünü göstereceğiz. Kendi ülkemizde barış ve huzur içinde yaşayacağız. Ama bunun yolu iktidardan geçiyor. O nedenle sizden söz aldım. Sandığa giderken geçen seçimde oy kullanmayan vatandaşları da götüreceksiniz. Türkiye’nin düzelmesi lazım. CHP gelirse faizler artar diyorlar. Söz verdim, kredi kartlarının faizlerinin yüzde 80’ini sileceğim. Ben sileceğim onlar faiz artar diyor. Artmayacak kardeşim artmayacak. Faizi silersen parayı nereden bulacaksın diyorlar. Bunun devlete yükü yok. Onlar vatandaşı düşünmüyor, ceplerini düşünüyor. Benim derdim vatandaş, vatandaşı borç batağından kurtarmaya çalışıyorum. Biz halkı, insanımızı düşünüyoruz. Taşeron işçiliği de bitireceğim. Taşeron işçi kalmayacak. Ücreti taşerona değil, işçiye vereceksin. Peki neden taşerona veriyorlar. Çünkü parayı verirken işçinin parasını, yüzde 18 KDV ödüyorlar. Biz de o KDV’nin devlette kalmasını sağlayacağız. O parayı da emeklimize, vatandaşımıza harcayacağız. Başbakan olayım, bunlara devlet nasıl yönetilir diye kurs açacağım. Ben de size söz veriyorum, çalışacağım, emek harcayacağım, alın teri dökeceğim ve alın terim size helal olsun. 7 Haziran’da sandığa gidiyoruz, umarım yaşanacak bir Türkiye’yi el birliği ile kurarız” dedi.