Mhp Karaman İl Başkanı İsmet İlmi Hatipoğlu sordu;
''Bir milleti oluşturan; dil birliği, din birliği, ortak kültür, ortak bir geçmiş ve aidiyet duygusudur. Bu unsurları taşımayan birlikteliklere millet denmez, alelade topluluklar denir. Türk milleti; binlerce yıllık geçmişi olan, bu güne kadar devletler kurmuş, birçok devleti tarih sahnesinden silmiş, birçok milleti, devleti ve ülkeleri yönetmiş, dünyaya nam salmış bir millettir.

Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar tüm devletler hep Türkçe düşünmüş, Türkçe konuşmuş, Türkçe yazmıştır. Hiçbir zaman sömürge olunmamış, sömürge olan ülkelerdeki gibi emperyalist ülkelerin dillerini ana dili gibi konuşmamıştır. Karamanoğlu Mehmet Bey bir fermanla Türkçeyi resmi dil olarak ilan etmiş, Osmanlı Devleti dâhil resmi dil Türkçe olmuştur.  Karaman da Türk dilinin başkenti olarak kabul edilmiştir. Bu gün de devletin dili Türkçedir.

Bu gün tarihi süreç yok sayılarak Türk milletini oluşturan unsurlar yok edilmeye çalışılmaktadır. Okullarda değişik lehçeler adı altında başka diller seçmeli dil olarak okutulmaktadır. Artık resmi kurumlarda Kürtçe tercümanlar bulundurulacaktır. “Ana dilde savunma” bir hak gibi değerlendirilerek yasalaştırılmıştır.

Düne kadar yazılı bir dili bulunmayan Kürtçe, yazı dili haline getirilmiş, alfabesi yapılmış, hatta uyumluluğu sağlamak için alfabemize yeni harfler eklenmiştir. Artık üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri kurularak Kürtçe öğreten öğretmenler yetiştirilecektir.

Türk milletinin değerleri ile oynanmaktadır. Milleti oluşturan temel unsur olan Türkçenin anayasadan çıkarılması konuşulabilmektedir.

Türk adı geçen kelimeler de kaldırılmaktadır. Dağlara yazılan” Ne Mutlu Türküm Diyene “yazılarının kaldırılması ile başlatılan süreç, en son Ziraat Bankalarındaki T.C. ve Sağlık Bakanlığının logosundaki T.C. lerin kaldırılması devam etmektedir.

Karamanoğlu Türkçeyi resmi dil haline getirirken bu gün resmi dil olmaktan çıkarılmaya çalışılmasına ülkenin geleceği ile ilgili bu değişimlere Karaman insanı tepki göstermektedir.
İnsanlarımızın bu olaylara duyarsız kalmasına çalışılmaktadır. Türk insanı olaylara hazırlanmakta, baskı yapılmakta korkutulmaktadır. Milletini sevenler, kafatasçı gibi gösterilmekte, dinimizin kavmiyetçiliği yasakladığı ifade edilerek milliyetçiler ayaklar altına alınmaktadır. Kendi değerlerine sahip çıkan Türk insanı, barışı istemeyenler, şehit cenazelerinden mutlu olanlar gibi gösterilebilmektedir. Medyanın; terörist başı, bebek katili Öcalan ile BDP milletvekillerinin yaptığı görüşme tutanaklarını yayınlaması üzerine sürece karşı olan herkese yönelik olarak baskı içeren sözler sarf edilmektedir. Basın sözde anketlerle insanları hazırlama görevini yerine getirmekte, toplum mühendisliği yapılmaktadır.

Bu ülkenin adı: Türkiye’dir.

Marşı; İstiklâl Marşı’dır.

Resmi dili Tükçe’dir.

Bu Milletin adı da TÜRK Milletidir!

Şu hiç unutulmamalıdır ki; Türkiye Cumhuriyetini kurmak için yapılan savaşın adı da Türk İstiklâl Savaşı’dır.

Ak Partililere, Milletvekillerine ve siyasetçilerine, bürokratlarına soruyorum; Her yıl coşku ile kutladığımız Türk Dil Bayramını nasıl kutlayacağız.''