“1 Kasım’da Daha Güçlü Çıkmak Zorundayız”
Seçime sayılı günler kala partiler ve adaylarda çalışmalarını hızlandırdı. AK Parti Karaman Milletvekili ve 26’ncı Dönem Milletvekili Adayı Recep Konuk, seçim çalışmalar kapsamında Karaman Madeni Tornacılar, Kaynakçılar-Oto Motor Tamirciler Odası üyeleriyle bir araya geldi. Odaya üye çok sayıda esnaf ve çalışanlarının katıldığı programda konuşan Recep Konuk, Esnafın güven ve istikrarın sürmesinden yana olduğunu ifade ederek bunun sağlanması ve istikrarın sürmesi için de Ak Parti olarak 1 Kasım seçimlerinde Karaman’da ve ülke genelinde daha güçlü çıkmak zorunda olduklarını söyledi. Esnaf buluşmasının ardından sırasıyla Alaçatı, Ekinözü ve Beydili köylerinin yanı sıra Akçaşehir beldesini de ziyaret eden Recep Konuk, vatandaşlarla buluştu. Akçaşehir’de kendisini dinlemeye gelen kalabalığa seslenen Konuk, “Biz 13 yıldır eserlerimiz ve hizmetlerimizle huzurunuzdayız ve daha fazlasını yapmak için sizden yetki istiyoruz” dedi. Muhalefeti de eleştiren Recep Konuk, “Hadimi Hazretleri diyor ki ‘Kamil odur ki dünyada bıraka eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser’Ak Parti haricindeki mevcut siyasi partilerin toplum hayatına fayda getiren bıraktıkları bir eseri bilen var mı? Hatırımıza gelen şeyler ancak kötü eserler kötü icraatlar, o nedenle bunların yerinde 1 Kasım’da yeller esecek, milletimiz bunları yele bırakıp sürüklenmelerini seyredecek. Siyasi hayatımızdan yel gibi geçip gidecekler” dedi.
RECEP KONUK, “ONLAR LAF, BEN İŞ ÜRETİRİM”
AK Parti Karaman Milletvekili ve 26’ncı Dönem Milletvekili Adayı Recep Konuk, köy ve belde ziyaretlerinin ardından akşam saatlerinde de Karaman TÜMSİAD ve Genç TÜMSİAD üyeleriyle buluştu. Karaman ekonomisi, sanayisi, Serbest Bölge ve Gıda Vadisi’nin konuşulduğu sohbet esnasında kendisine yöneltilen bir soru üzerine partisini ve kendisini eleştiren MHP Karaman Milletvekili Adayı Ali Güler’e göndermede bulundu. Kimseyle kısır tartışmalara girmek istemediğini ifade eden Recep Konuk, “Benim kimseye cevap verme gibi bir niyetim yok. Recep Konuk’u herkes bilir, benim şahıslarla işim olmaz. Benim işim zihniyetledir. Ben birilerine laf yetiştireceğim diye milletime ayıracağım zamandan fedakârlık edemem. Onların işi laf ebeliği, benim işim iş ebeliği. Onlar ne söyleyeceğiz diye düşünür, ben bu millet için ne yapacağıma bakarım. Ben iş üretirim, onlar laf” dedi.
Ülke için, Karaman için anlatacak projesi olmayan, bir gelecek tahayyülü kuramayanların söz dalaşı yapmak istediğini ve kendileri ile kısır tartışmaya girmelerini istediğini ifade eden Recep Konuk, “Alıştıkları bu, bildikleri siyaset tarzı bu. Onlara benim bir tek sözüm var, geçti o devirler şimdi millet ne söylediğine değil ne yaptığına ne yapacağına bakıyor. Onlar bana ne söyleyeceğine kafa yoracağınıza, bir Allah kuluna nasıl faydam olur diye akıl terletsinler ki siyaseten kaybetseler bile millet nezdinde yerleri olsun” dedi. 
“NÜFUS CÜZDANINDA NE YAZDIĞI DEĞİL, AMEL DEFTERİNDE NE YAZDIĞI ÖNEMLİ”
Recep Konuk, kimlik tartışması ve fabrikalara yönelik eleştirilere ise en güzel örnek Mimar Sinan diyerek, “Aradan üç hafta geçmiş, ne cevap vereceğini yeni bulmuş bir adayımız. Benim kendisinin mezar ziyaretine tek lafım yok. Nüfus cüzdanında Karaman yazdığını ispat etmek için bu tür atraksiyonlara gerek yok dedim ve devamını da şöyle getirdim nüfus cüzdanınızda ne yazdığı değil amel defterinizde ne yazdığı mühimdir. Mimar Sinan Kayseri doğumlu ama Sinan’ın en büyük eserleri Edirne’de İstanbul’da dedim. Mesele sadece bundan ibarettir. Karaman’a, ülkeye hizmet etme iddiasıyla hemşehrilerimizin oylarına talip olan bu arkadaş, ben fabrikalara bakarım sözümü sakat zihniyet olarak nitelemiş. Fabrika üretimdir, aştır, iştir, zenginliktir, refahtır. Zihniyetimizi beğensin diye ne yapmamız gerekiyor, anlayan varsa beri gelsin. O istedi diye fabrika yapmayalım, hadi fabrikaları kapatalım O’nun beylik lafları karın doyurmaya yeter mi?” diyerek yaklaşımlarını eleştirdi. 
“AKILLARINA GELENİ KENDİ HÜKÜMETLERİNDEN BİLE SAKLIYORLAR”
Recep Konuk, Ali Güler’in Serbest Bölge ve Gıda Vadisi ile ilgili projenin kendilerine ait olduğunu ve AK Parti’nin projelerini çaldığı iddiasına yönelik ise “Geçen hafta Serbest Bölge kararını aldık. Biz taş taş üstüne koyalım diye uğraşıyoruz, beyefendi o önce bizim aklımıza geldiydi diyor. AK Parti bu projemizi çaldı diyor. Marmaray’da bizimdi diye de devam ediyor. AK Parti ile bunların arasındaki fark da bu zaten onlar suya yazı yazar biz yaparız. 1998’de yazmış Sayın Alagöz, öyle söylüyor bu arkadaş. Bari bunu söyleme. O zaman adama sorarlar, 99’da iktidardınız 3 sene iktidarda kaldınız niye yapmadınız? Elinizi tutan mı vardı? Bunların akıllarına gelen o kadar kıymetli ki, herkesten saklıyorlar, kendilerinden, kendi hükümetlerinden bile” dedi.
“SERBEST BÖLGE KARAMAN’IN DAHA ÇOK ÜRETMESİ İÇİN”
Recep Konuk MHP Adayının Karaman ihracatına yönelik eleştirilerine de “Karaman’ın ihracatı geçen yıla göre azaldı diye buyurmuş. O topa keşke hiç girmeseydi. Onlar 2002’de iktidarı kaçar gibi bıraktığında Türkiye’nin halini anlatmayacağım, sadece bir hatırlatma yapacağım siz bıraktığınızda bu ülkenin ihracatı 36 Milyar dolardı. Şimdi 157,6 milyar dolar. Kaldı ki, o eleştirdiği serbest bölgenin Karaman’a kazandırılmasının sebebi Karaman’ın ihracatını katlamak için. Karaman’ın daha çok üretmesi için” diyen Recep Konuk, tepkisini dile getirdi.
“KENDİ SEÇİM BEYANNAMESİNDE YAZANLARDAN BİLE HABERİ YOK”
Recep Konuk, MHP adayının termik santrallere karşı olarak elektrikle ilgisinin olmadığını gösterdiğini, hatta kendi partisinin bile bu konuyla ilgili seçim beyannamesinde yazanlardan bihaber olduğunu ve enerji konusunda yeterli donanıma sahip olmadığını belirttiği Ali Güler’e “Biz de bir laf vardır; söz gümüşse sükût altındır. Şimdi söyleyeceklerimi bir siyasetçi olarak değil bir sanayici, iş adamı olarak söyleyeceğim. Geçtiğimiz günlerde kendi partilerinden bir gazeteciye de yazdırdılar. Cevap vermedim. Sebep verilecek cevap olmadığından değil, belki yazınca konuşunca biz yazdık, konuştuk ama doğrusu ne diye bakıp merak edip öğrenir ve susarlar diye. Nerde? Aynı mavala devam ediyorlar. Hocam Termik Santrallere karşıymış. E güzel. Karşı olabilir onun tercihidir. Çünkü onun tuzu kuru. O sadece evindeki 2-3 ampulün ve bir televizyon ile buzdolabı, çamaşır makinasının yaktığı elektriğin parasını ödüyor. Geliri de iyi olunca fark etmiyordur bile. Kendisinin elektrikle ilgisi bu kadar. Ama Hocama benim bir sitemim var. Kendisi termik santrallere karşı olduğunu söylüyor. Yazan ve çizen birisi olarak bari kendi partisinin seçim beyannamesini okusaydı. Kendisi, termik santrallere karşı ama partisi termik santralleri daha da hızlandırmayı taahhüt ediyor, seçim beyannamesinde; Hocamın okumaya zaman bulamadığı o beyannamede aynen şöyle yazıyor; 
“Enerji hammaddelerinde dış bağımlılığın azaltılması, bunun için kömür ve yenilenebilir enerji kaynaklarının azami seviyede değerlendirilmesi”
“Teşvik kararnamesi ile destek kapsamına alınan yeni linyit santrallerinin bu desteklerden hızlı biçimde yararlanması sağlanacaktır. Ayrıca bu tür tesislere projelendirme, soğutma suyu temini, kamulaştırma, elektro-mekanik teçhizat ithalatı gibi konularda know-how transferi, muafiyet, vergi indirimi ve gümrük kolaylıkları sağlanacaktır.”
Noktasına virgülüne dokunmadan aynen böyle yazıyor hocamın partisinin seçim beyannamesinde. Hocamın buna bir açıklık getirmesi lazım, o beyanname Genel Başkanının imzasıyla yayınlandı, hocamın sözüne mi inanacağız, O’nun Genel Başkanının sözüne mi? Siyaseten söylenmiş bir cümle midir, yoksa herkes her alanda uzman olacak diye bir kaide yok ve hocam enerji konusunda yeterli donanıma sahip olmayabilir o nedenle söylenmiş bir söz müdür ben onu bilemem. Ben ağızdan çıkan söze bakarım ve o söz enerji konusunda en azından bir enformasyon eksikliğini işaret ediyor. Kendisinin şunu bilmesi gerekir, ülkenin enerji maliyeti uluslararası pazarda Türk sanayicisinin, ülke üreticisinin rekabet gücünü de etkiler. Ülke maliyetiniz arttıkça rekabet gücünüz azalır. Rekabet gücünüzü belirleyen en önemli etkenlerden biri de elektrik maliyetleridir. Dünya elektrik üretiminde eğer doğalgaz veya petrol zengini değilseniz arz maliyeti en düşük elektrik kömürle çalışan termik santrallerde üretilir. Tüm dünyada kömürle çalışan termik santrallerin elektrik üretimindeki payı %40’tır. Bu oran Türkiye’de %26, Çin’de %81, Polanya’da %83, Avustralya’da %69, İsrail’de %61, Almanya’da %44, İngiltere’de %39, ABD’de %38’dir.  Garip olan husus hemen hemen hiç doğal gaz üretimi olmayan Türkiye’de doğalgaz ve LNG’nin elektrik üretimdeki payının 2014 yılı itibarıyla yaklaşık %48 olmasıdır. AK Parti hükümetleri elektrik üretimimizdeki bu çarpıklığı kendisinden önceki iktidarlardan devraldığı bu çarpık, dışa bağımlı yapıyı değiştirmeye çalışıyor. Kömür bizim doğalgaz başkalarının. Kömürün parası ülkede kalıyor, doğalgazın parası hani onların yıllarca karşısında durdukları ülkelere gidiyor. Bundan daha büyük milliyetçilik olur mu? Samimi bir milliyetçinin tavrı ne olur? Dışa bağımlılığa karşı olur. Beyefendi tam tersini konuşuyor. Ya bilmediğinden ya da bildiği halde muhalefet olsun diye. Biri vahim diğeri de daha vahim bir durum.
Ne öneriyor, bu arkadaş güneş enerjisi. Güneş enerjisi sadece Türkiye için değil dünya için de henüz bir fantezi, evet bu alan gelişiyor, Türkiye’de güneş enerjisindeki gelişimden geri kalmamak için bu alana hem yatırım yapıyor hem destek oluyor. Ancak enerji politikanızı, elektrik arzınızı hem tek ayaklı yapamazsınız hem de henüz gelişen bir teknoljiyi ana eksen yaparsanız ülke maliyetiniz ülke ekonomisinin kaldıramayacağı oranda artar.  Dünya’da güneş enerjisi ile üretilen elektriğin toplam elektrik üretimi içindeki payı sadece %1’dir. AB Ortalaması %3. Evet güneş bedava ama onun ilk yatırımındaki yüksek maliyet sebebiyle elektrik üretim maliyeti kömürün birkaç katıdır. Belki 15-20 sene sonra teknolojik gelişme ile rantabl seviyeye ulaşılabilir ama şimdi bu Türkiye’nin toplam enerji maliyetlerini, ülke maliyetlerini yükseltmekten başka bir sonuç doğurmaz” dedi. 
KONUK’TAN GÜLER’E TAVSİYE
Ali Güler’e bir de tavsiyede bulunan Recep Konuk, “29 kitap yazmış hocama benim tavsiyem kulaktan dolma bilgilerle konuşmak yerine bakıp, öğrenip konuşmasıdır. Bu konuya hiç girmeyecektim ama hocam yanlış biliyor, bari milletimizin aklında yanlış kalmasın diye söylemek zorundayım. Hocam demiş ki, termik santraller bütün dünyada deniz kıyısında kurulur burada deniz mi var ne ile soğutacaklar diye de sormuş?
Birincisi dünyada deniz kıyısına kurulan termik santral var mı? Var. Hem de çok. Niye? Kömürü limana getirip bir de yüzlerce kilometre taşımamak için. Dünya’da kömür santralleri kömürün çıktığı havzalara kurulur. Deniz kenarına kurulan santraller istisnadır ve bu santraller genellikle ithal kömürle çalışan santrallerdir. Hocama işletmecilik dersi verecek değiliz ancak hocam da basit bir mantık yürütse bu sonuca zaten ulaşırdı. Hocam, limanlar deniz kıyısındadır, kömür limana gemi ile taşınır, deniz taşımacılığının lojistik maliyeti düşüktür. O kömürü limandan alıp içeriye kamyon veya raylı sistemle taşırsanız maliyetiniz yükselir. Bu nedenle ithal kömür kullanılan santraller deniz kıyısına yapılır.
Yüzlerce deniz kıyısında olmayan santral var dünyada ama ben kendisine iki tane örnek vereceğim. Mesela, merak ederse hocam gidip bakabilir. Zaten yolu oralara düşüyor, partisinin yönetimine seçildiğini bir telefon mesajıyla Almanya’da bir konferanstayken öğrendiğini kendisi sosyal medyada paylaşmıştı. Partisinin Kongresinin yapıldığı gün Almanya’da Köln’de konferanstaymış ve bir arkadaşı MYK’ya seçildiğini mesajla bildirmiş. Önce inanmamış, sonra hayırlı olsun tebriklerini almış. O konferans yaptığı yere taş atımı mesafede iki tane santral var. İkisi de Münih’te biri doğalgaz ile çalışıyor biri kömürle. Öyle şehre gidip ayrıca yol gitmesine de gerek yok. Bu santraller şehrin merkezinde. Çevrelerinde yürüyüş yolları, parklar var. Hocam bilir Münih deniz kıyısında mı?
Evet, Karaman’da deniz yok. Ancak bu santralleri soğutmak için denize de ihtiyaç yok. Hocamın danıştıklarının termik santrallerle ilgili bilgisi maalesef 1950’lerin, 40’ların teknolojisi ile sınırlı. Yeni teknolojinin iki tane özelliği var birincisi biz işletiyoruz ve biliyoruz yeni teknoloji santraller soba ile ısınan bir evden daha az kül ve duman emisyonuna sahiptir. İkincisi artık hibrit termik santraller var ve bunların özelliği eğer su sorununuz varsa soğutma işlemini hava ile yapabilmenize imkân vermesidir.
Daha iyi anlaşılsın diye söylüyorum, eskinin murat 124’leri su ile motoru soğuturdu şimdinin bütün arabaları hava ile soğutuyor.  Yani Hocamın aklı hala murat 124’te kalmış. O santralin teknoloji seçimi hibrit olduğunda tek su ihtiyacı çalışanların tüketeceği su ile temizlik için kullanılacak su ve çimlerin, ağaçların sulama suyu ihtiyacından ibarettir” dedi.