Saadet Partisi Karaman İl Başkanı Şaban Şahin son dönemde yaşanan “Aldatılma ve Algı Operasyonları” ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Yakın siyasi tarihimizde yaşanan olaylardan örnekler veren Şahin şunları söyledi.
“Yakın tarihimizde değişmeyen bir gerçek vardır. Arka planda oyunlar hazırlanır, kurgulanır ve toplum önünde bu oyunlar oynanır. Halkın aldanması için inandırılacağı gerekçeler üretilir. Medyada inandırılacak gerekçeler doğruymuş gibi işlenir. Yıllar geçtikten sonra gösterilenin bir aldatmacadan ibaret olduğu acı tecrübelerle anlaşılmış olur.
12 Eylül 1980 darbesini yapanlar, “ ihtilal yapmasaydık da kardeş kardeşi vurmaya devam mı etseydi?” şeklinde doğruymuş gibi gözüken, aslında yanlış gerekçeler öne sürmüşlerdi. O dönemde halkın büyük bir kesimi tıpkı darbecilerin söylediklerini tekrar ederek darbecileri ve ihtilali savunmuşlardı.
Gerçekte; 12 Eylül 1980 öncesinde dış güçler, istemediği menfaatine aykırı gelişmelerden ötürü kaos ortamı oluşturdular. Sağ-sol şeklinde insanları birbirine kırdıran terör ortamına zemin hazırladılar. Güya terörü bitirme rolünde Cuntaya darbe yaptırdılar. Meşhur bir filimde olduğu gibi; camı kıranla, camı takanın… aynı takımda olduğu anlaşılmıştır. ”
ŞAHİN: İRTİCA YALANIYLA MİLLETİMİZE BÜYÜK BEDELLER ÖDETİLDİ
“28 Şubat post-modern darbesinde “İrtica Var” gerekçesiyle önceden hazırlanan senaryolar devreye girdi. Darbenin başarılı olması için Erbakan Hocamız aleyhinde itibarsızlaştırma kampanyası başlattılar. Erbakan Hocamız 28 Şubat MGK’sında dindar, maneviyatçı kesim aleyhine olacak 18 maddeye imza atmadığı halde imzaladı yalanıyla dindar maneviyatçı kesimi buna inandırdılar. 
28 Şubat Post-modern darbesi sonrası 3lü koalisyon döneminde ülkeyi kaosa sokan güçler, AKP’yi kurtarıcı olarak ön plana sürdüler. Kendi idealleri için AKP’yi milletin gözünde şirin göstermek adına geçmişte yapılan ihtilallerin yanlışlığı, bu yanlışların dış güçlerin oyunlarından ibaret olduğu ve bazı gerçekleri olması gerektiği gibi açığa çıkarttılar.    
Dış güçler istemedikleri durumu önlemek için Ordu’nun içerisinde çürük elmalardan bir cunta hazırlar. Plan dahilinde cuntaya ihtilal yaptırılarak istenmeyen durum önlenmiş olur. Geleneksel hale gelen bu durum milletin ekseriyeti tarafından çözüldüğü ve milletin tekrar aldanmayacağı bilindiği için eskisinin tersi bir şekilde kurban cuntacılar yakalatıldı ve iktidar milletin gözünde kahraman yapıldı.  
Dönemin Başbakanı Erdoğan, yapılan operasyonlar için “Ben bu operasyonların Savcısıyım”  diyordu. AKP’liler yoğun propagandalar yaparak “Askerlere hesap soruluyor” şeklinde mangalda kül bırakmadan oy topladılar. 
Saadet Partisi olarak o dönemde ne diyorduk… “Bu dış güçlerin yeni bir senaryosudur.  Ordumuz içerisindeki ABD karşıtı subayların tasfiyesi ve dindar maneviyatçı kesimin hoşuna gitmesi kapsamında, AKP’yi parlatmak için yapılan operasyonlardır.” diyorduk.   
Böyle değimiz için Ergenokoncu olarak suçlandık… Şimdilerde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan “Aldatıldık” diyor. Maalesef “Aldatılmak” ülke yönetiminde mazeret değildir. 
Saadet Partisi olarak haklı olduğumuzun perçinlendiği bugünlerde, oynatılan oyunun açığa çıkmasından dolayı “Aldatıldık” denilerek, hatasını kabul eden erdemli insan rolünde ve hatasız kul olmaz görüntüsünde insanlar tekrar aldatılmak isteniyor. 
Saadet Partisi olarak diyoruz ki tekrar aldanarak zaman kaybetmemek, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya ideali için tek çözümün, iktidar olduğu dönemlerde memleketimize bolluk ve bereket getiren Milli Görüş’ün iktidar zamanının geldiğini belirtmek istiyoruz.”