Saadet Partisi Karaman İl Başkanı Şaban Şahin, gündemdeki AK Parti ve Cemaat çatışması neticesinde olanların millete olduğunu söyleyerek. İnsanların iki taraftan birine taraf olmaya zorlandıklarını, kendilerinin Hak’tan yana Milli Görüşçü olduklarını ifade etti.
Saadet Partisi Karaman İl Başkanı Şaban Şahin yaptığı yazılı açıklamada… “17 Aralık 2013, Bir tarafta yolsuzluk ve rüşvet operasyonları, diğer tarafta meşru bir hükümeti “paralel yapıyla” yıkma girişimi… 
Kamuoyu meşguliyetinde iki taraf arasında çatışmalar devam ediyor… Süreç devam ederken iki seçenek oluşturuldu. Bu kapsamda “Paralel yapıdan” ve “Operasyonlardan” ziyade; planın en önemli parçası “taraf olma paralelini” getirdi. Zorlama gibi insanlara…  “tarafınızı seçin” deniliyor.
İki taraf birbiriyle sıkı-fıkı iken; Ergenokon ve Balyoz operasyonları gündemi meşgul ediyordu. Hoş gelecek görüntüler içerisinde ihtilâller bahane edilerek Milli Ordumuza operayonlar düzenlendi. Milli Görüş, Saadet Partisi olarak uyarılarda bulunduk. Gerçekleri anlattık ve Milli Görüşün paralelinde millet, gerçeği anladı… Oyun çözüldü…
Arka planda işin mutfağında çalışanlar; önceki şekilden bir an evvel bir başka şekle geçme ihtiyacı hissettiler. Her zaman ifade ederiz, bu dönemin tipik özelliklerinden birincisi şekil değiştirmek… İkincisi ise; eski yanlıştan, yeni yanlışa geçmek. Olmadı, tekrar yeni yanlışa geçmek…
17 Aralık… 25 Aralık… Ve 14 Aralık.. Şekil değiştirilerek, yeni yanlışa geçildi… Geçiş sürecinde biri ve birilerinin çıkarları vardır. Halkın, Milletin ve Türkiye’nin menfaatleri yoktur. Mecliste bir Bakan konuşuyor, “halk birinci gün konuşur, ikinci gün unutur….”
Hukuk yapısı şekil değiştirmesine rağmen iki taraf arasında ne hukuk yürüdü, ne de ateş söndü. İktidar, “paralel yapıyla” hesaplaşırken maalesef yolsuzluk ve rüşvetle hesaplaşmamış… İktidar, Bakara suresiyle alay eden kendi Bakanıyla bile hesaplaşmamıştır. Menfaatler uğruna susmayı, duymamayı ve görmemeyi tercih eden cemaat ise ateş bacayı sarınca dünyayı ayağa kaldırmanın telaşına düşmüş. Türkiye, bir senedir başka bir gündem maddesine harcamadığı enerjiyi ve zamanı bu kavgaya harcadı. 
Düğmeye basılıyor gibi yapılıp gerçekte basılmıyor. Karanlık ta bırakılıyor ve aydınlatılmıyor. Halkın gerçek gündemine geçilmiyor. Asgari ücretlinin, Emeklinin düşük ücreti konuşulmuyor. İşsiz yığınların iş bulması geri plana itiliyor. Kömür madenlerinde sağlıksız şartlar altında çalışanlarının gündemi ötelenmiş oluyor. Ülkenin bölünme planları, doğuda bölücü örgütün faaliyetleri gizleniyor…
Kısaca; iki taraf arasında cereyan eden mesele yüzünden… Ne oluyorsa; millete, halka ve memleketin geleceğine oluyor…  İkisinden birine, taraf olmaktan ziyade, gerçek gündeme dönüp, sorun yumağı haline gelen meseleleri çözmek gerekiyor. 
Bize de soruyorlar ve tarafımızı belirlememizi istiyorlar;
Biz; Hakk’tan tarafız, Biz ne şucu, ne de bucuyuz… Biz Milli Görüşçüyüz, Saadet Partiliyiz, Hakk’ı hakim kılmak için çalışıyoruz.  
Biz, ne BOP Eşbaşkanlığı’nın, “kutsiyetpenahları Papa” davetlerinin ve Medeniyetler ittifakının yanında, ne de Dinlerarası Diyalog çalışmalarının safında olabiliriz. 
Garip olan şu ki; iktidarı da, cemaati de dinlerarası diyaloğun hamiliğinde, ABD ve Avrupa ile teslimiyetçi ilişkilerde tam bir “paralel” lik arzediyor…” ifadesinde bulundu.