Saadet Partisi Karaman İl Başkanı Şaban Şahin, Suriye konusunda gelinen nokta endişe verici Saadet Genel Başkan Prof. Dr. Mustafa Kamalak’ın konuyla ilgili basın açıklaması yaptığını ifade eden Şahin, Genel Başkanımız, 9 Madde ile olayı teşhis ederek, 7 madde ile de yapılması gerekenleri sıraladı. Böylece 16 madde ile iktidarı uyardı Kamalak, “Türkiye’nin güvenliği Suriye’nin bütünlüğü ile doğrudan bağlantılıdır.  Çok net söylüyorum, Suriye bölünürse Türkiye de bölünür” dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak’ın basın açıklaması;

Saadet Partisi, hükümeti Suriye konusunda 16 maddeyle uyardı. Saadet Partisi’nin Balgat’taki Genel Merkezi’nde gerçekleşen basın toplantısında Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, sözlerine yeni Meclis Başkanını tebrik ederek başladı. Hiç şüphesiz ki gerek yeni Meclis Başkanı gerekse de yeni hükümetin en önemli sınavının dış politika olacağını belirten Kamalak, “Suriye konusunda, Filistin konusunda, Irak konusunda, bölünen, parçalanan, talan edilen mazlum coğrafyalar konularında olacaktır. Çünkü gerçekten İslam coğrafyası tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar kritik ve zor bir tablo ile karşı karşıyadır” dedi.

SAVAŞ ORDU’NUN BARIŞ SİYASETİN İŞİDİR

Gelinen noktan AK Parti hükümetinin dış politikadaki basiretsizliğini, ferasetsizliğini ve hezimetini bir kez daha ortaya koyduğuna dikkat çeken Kamalak, “AK Parti hükümeti, gökteki yıldızlara bakarken önünü görmekten aciz olan acemi müneccimler gibi davranmıştır. Bu yüzden; Bölgesel aktör olma edasıyla çıktığı yolda, maalesef yalnız bir figüran olarak kalmıştır. Bir yanlış başka bir yanlışla düzeltilemez. İktidar, bir an evvel Suriye’ye girme konusunda Ordu’ya baskı yapmaktadır.  Oysa, savaş Ordu’nun, barış siyaset’in işidir. Ordu barış isterken, iktidarın ısrarla savaş istemesi, bir an evvel Suriye’ye girme konusunda bu kadar arzulu olması ancak akıl tutulması ile açıklanabilir” diyerek hükümetin Suriye’ye girme ısrarını sert bir dille eleştirdi.

SİYASETİN ORDUNUN İŞLERİNE MÜDAHALESİ YANLIŞTIR

“Askerin siyasete müdahalesi ne kadar yanlışsa, siyasetin de ordunun işlerine müdahalesi o kadar yanlıştır” diyen Kamalak, “Bu ülke, askerin siyasete müdahalesinden çok çekmiştir. Askerin siyasete müdahalesi ne kadar yanlışsa, siyasetin de ordunun işlerine müdahalesi o kadar yanlıştır. Hele hele bir başka ülkenin topraklarına karşı açılacak bir savaştan bahsediyorsak ve ordu buna direniyorsa bu yanlıştan da öte, ülkeyi sonu belirsiz bir maceraya sürüklemek demektir. Bu noktada atılacak her adım milletimizin, devletimizin ve bölgemizin bekası açısından büyük önem arz etmektedir. Bu tarihi dönemeçte, yaşanan gelişmelerle ilgili tespit ve değerlendirmelerimizi sizlerin aracılığıyla paylaşmayı, tarihe ve aziz milletimize karşı sorumluluğumuzun bir gereği olarak görüyoruz” diye konuştu.

SURİYE KONUSUNDA 9 MADDE İLE DURUM TESPİTİ


Bu tarihi dönemeçte, yaşanan gelişmelerle ilgili tespit ve değerlendirmelerini maddeler halinde kamuoyuyla paylaşan Kamalak, şunları kaydetti:

1- Suriye’ye askeri müdahale yangına körükle gitmektir. Bu müdahale yangını söndürmek bir yana, tam tersine, Türkiye’yi ateşin ortasına atacaktır.
2- Türkiye’nin güvenliği Suriye’nin bütünlüğü ile doğrudan bağlantılıdır.  Çok net söylüyorum, Suriye bölünürse Türkiye de bölünür.  Bu yüzden Türkiye, bölgede akan kanı durdurmak ve istikrarı sağlamak için her türlü çabayı göstermelidir.
3- Atılacak her adım büyük bir dikkat ile atılmalıdır.
4- Aynı hataya düşülmemeli, bugün de ırkçı emperyalizmin “Bölgesel Aktörlük” gibi tahrik ve teşvikleriyle Türkiye, sonu uçurum olan bu karanlık bir maceraya sürüklenmemelidir. Böyle bir maceranın sonunun tıpkı Osmanlı’nın parçalanması gibi, Türkiye’nin bölünmesi olacağı asla unutulmamalıdır.
5- Irkçı emperyalizmin İslam dünyasına yönelik böl-parçala- yut stratejisi asla ve asla unutulmamalıdır. Nihai hedef büyük İsrail Devletidir.
6- IŞİD, Kobani, Kandil, PKK, PYD gibi oluşumlar, “Büyük Plan”ın ‘küçük parçalarıdır’ Büyük fotoğrafı görmeden, küçük parçalara odaklanmak, sağlıklı kararların alınmasına engel teşkil eder.
7- Bu amaç doğrultusunda, İslam ümmeti, “Türk, kürt, şii, sunni, arap, acem” gibi her türlü ırkî ve mezhebî farklılıklar tahrik edilerek birbirine düşürülmek istenmektedir.
8- Bu çerçevede en tehlikeli maceralardan birisi de, Türkiye’nin bölgeye yönelik bir askeri müdahalesi olacaktır. Böyle bir müdahale tam anlamıyla, yangına körükle gitmek demektir.  Böyle bir müdahale, ülkemiz ve milletimiz açısından telafisi ve tedavisi imkânsız çok büyük yaralar açacaktır.
9- Bölgemizde yaşanacak yeni bir sıcak savaş, ülkemize ve İslam âlemine değil, Büyük İsrail Projesi’nin planlayıcılarına hizmet edecektir.

7 MADDE İLE YAPILMASI GEREKENLER LİSTESİ

1- Acilen İslam ülkeleri ile ilişkilerin güçlendirilmesi ve sağlıklı bir müzakere ortamının oluşturulması gerekir.
2- İlk adım olarak, gerekçesi ne olursa olsun silahlı, silahsız bütün kesimler için çatışmayı değil, diyalog ve müzakereyi esas alacak yeni bir süreç başlatılmalıdır.
3- Tarafsız bir ülke olarak, örneğin, Malezya’da İslam ülkeleri liderlerinin katılacağı bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirilmelidir.
4- Türkiye’nin öncülüğünde, “İslam Barış Gücü” oluşturulması çağrısı yapılmalı ve bu hedef doğrultusunda bir çalışma programı ortaya konulmalıdır.
5- İslam coğrafyasının iki sürükleyici ülkesi, köklü gelenekleri ve kadim geçmişleriyle Türkiye ve İran’dır. Bu iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesi, İslam coğrafyasının birlik ve beraberlik içinde yürüyeceği, müreffeh bir gelecek için büyük önem taşımaktadır.
6- D-8, kuruluş amacı ve yapısı itibariyle bu konuda uygun bir zemin olarak değerlendirilmelidir.
7- Biz, Saadet Partisi olarak, Milli Görüş’ün İslam ülkeleri nezdinde sahip olduğu birikim, tecrübe ve etkinliğini harekete geçirmeye, bu yönde atılacak her türlü olumlu adımı desteklemeye hazırız.