Açıklamasında hükümetin dış politikada attığı yanlış adımların ilerde Türkiye’miz açısından büyük sıkıntılar getireceğine değinen Şahin özellikle ABD ile imzalanan EĞİT-DONAT projesinin ülkemiz açısından büyük tehlikeler içerdiğini belirtti.

“20 Şubat’ta ABD ile Türkiye arasında EĞİT-DONAT projesi imzalandı. Projede Suriyeli muhaliflerin bir kısmı Türkiye’de eğitilecek ve bu eğitilen muhalifler ABD tarafından donatılacak.  Zalim Esad yönetiminin arkasında Rusya ve Çin, muhalifleri destekleyen ABD ve Türkiye… İki taraf çarpıştırılıyor bölgede akan kan durmuyor.

AK Parti Hükümeti böyle yapmakla ülkemiz üzerinde ve Ortadoğu’da çıkarları olan dış güçlere hizmet etmektedir. Ortadoğu’daki kan nihai hedef olan Türkiye’ye sıçrayacaktır. IŞİD, vakti zamanında ABD kaynaklı Esad’a muhalif olarak eğitildi ve desteklendi. O zamanlar ismi IŞİD değildi. ABD ve İsrail tarafından kullanılan bir IŞİD oluşturuldu.

ABD, işgal edecekleri yerlere kamuoyunun iç baskısıyla askerlerini ölüme götürecek savaşa girmiyor. Taktik değiştirdiler. IŞİD’i bunun için kullanıyorlar. IŞİD’e karşıymış gibi yalandan bombalamalar yaptılar. Aslında ABD ve İsrail kontrolünde IŞİD’in silahlanmasını ve mâli bakımdan güçlenmesini sağladılar….

ABD ile Türkiye’nin imzaladığı EĞİT-DONAT projesiyle ilerde IŞİD gibi başımıza yani Türkiye’ye bela olacak kişileri kendi elimizle eğitiyoruz ve buna müsaade ediyoruz. Diğer taraftan eğitilecek muhalifler ABD nin desteklediği IŞİD’le mücadele edecekmiş gibi lanse ediliyor.”

Cumartesi gecesi gerçekleştirilen hükümetin “Destan Yazdık” diyerek övündüğü ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk toprak kaybının yaşandığı Şah-Fırat operasyonunun yaşanacak sıkıntılı günlerin işareti olduğunu belirten Şaban Şahin açıklamasına şöyle devam etti:

“Hal böyle iken; AKP Hükümetinin yanlış dış politikası sonucunda Süleyman Şah Türbesi etrafındaki topraklarımızdan çekilmek zorunda kaldık. IŞİD tehdidiyle askerlere verilen emirler doğrultusunda geri çekilme operasyonu başarılı olmuştur. Lakin, Başbakan Davotoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı yaptığı dönemden beri süregelen dış politika böylece iflas etmiştir. Bu iflası da AKP’nin sahip olduğu medya organlarındaki şovlarla, algı operasyonlarıyla ört-bas etmektedir. Zaten AK Parti bu tür algı operasyonlarıyla ayakta tutulmaktadır.

Bilindiği üzere; Saadet Partisi heyeti Suriye’de Esad’la bir görüşme yapmıştı. Kan akmasın diye Suriye’de muhalefete de yer verilmesi ve yanlış uygulamalardan vazgeçilmesi ifade edilmişti. İşte; vakti-zamanında çok eleştirilen gelecekte olacaklar tahmin edilerek bütün bunlar olmasın diye bu ziyaret gerçekleştirilmişti.

Viyana kuşatmasından sonra, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra ilk toprağımızı Merhum Erbakan Hocamızın Cesur Yürek’liliğiyle Kıbrıs harbinde kazandık.

Sonuç olarak… Ak Parti hükümeti, komşularla sıfır sorun diyerek başlatılan politikadan vazgeçerek ABD’nin telkinleriyle Suriye’ye düşmanca tutum içerisine girdi. 3 saatte Şam’a girer Emevi Camii’nde Cuma Namazı kılarız dediler. Bu körlükle, maalesef başarılı bir operasyonla Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk toprak kaybını yaşatan AK Parti hükümeti oldu. Nereden Nereye..

Bu durumdan ders çıkartıp aleyhimizdeki işbirliklere son vermemiz gerekirken, maalesef yeni toprak kaybına yol açacak işbirlikler yapılmaktadır. Unutulmamalıdır ki; Merhum Erbakan Hocamız, “Toprak kayıyor”diye uyarılarda bulunmuştu… Görülüyor ki bütün bu sıkıntıları giderecek şahsiyetli bir dış politika için ülkemizin Milli Görüşün tek temsilcisi Saadet Partisine ihtiyacı vardır.”