2015 milletvekili Genel seçimleri için örgüt içi çalışmada bulunmak üzere Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ve CHP Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Ertuğrul Karaman CHP İl Başkanlığında basın açıklaması yaptı. 
7 Ocak Çarşamba günü Paris'te Charlie Hebdo dergisine düzenlenen saldırının insanlık dışı olduğunu dile getiren Akar, “İnsanlık dışı saldırı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de esefle karşılanmış, terörün karanlık yüzü biz kez daha 5 kıtayı etkisi altına almıştır. Bu saldırıdan sonra faillerin yakalanması, sorumlu tutulan terör örgütlerinin izinin sürülmesi aşamasında Türkiye'nin teröristler için bir geçiş ülkesi özelliği taşıdığı kanısı öne çıkmıştır. Bu kanı, terör belasıyla sık sık yüz yüze gelen ülkemiz için çok talihsiz bir durumdur. AKP iktidarına dek, Cumhuriyet hükümetlerinin tümü uluslararası terörle mücadelede dünyaya güven vermiş hep çözüm çabalarının parçası olmuştur” dedi.
CHP’nin İktidara geldiği zaman Türkiye, adı teröre destek tartışmalarıyla anılan ülke olmaktan çıkacağını söyleyen Akar, “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesini yol haritası edineceklerini kaydetti. 
TBMM YOLSUZLUKLARA ÖRTÜ OLAMAZ
Akara yaptığı basın açıklamasında şunları dile getirdiB “4 eski bakanla ilgili olarak kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu'nun 22 Aralık 2014’te yapması gereken oylamanın AKP'li üyelerce 5 Ocak 2015’e ertelenmesi, 5 Ocak'ta da Yüce Divan'a gerek olmadığı kararının verilmesinin talihsiz ama, telâfisi mümkün bir durumdur. 9 AKP'li, 4 CHP'li, 1 MHP'li ve 1 HDP'li üyeden oluşan komisyon eski bakanların tümünü akladığı gibi, yetki ve sorumluluk sınırlarını aşarak dosyadaki delillerin temelini oluşturan tapelerin de imhasına karar verdi. Örtü üzerinden siyaseti gelenek edinen AKP, sayısal çoğunluğuna güvenerek halktan kaçamaz. Komisyon kararı TBMM Genel Kurulu'nu bağlayıcı bir nitelik taşımamaktadır. 4 eski bakana ilişkin dosya Meclis Genel Kurulu'na geldiğinde AKP milletvekillerinin, kaçak sarayın değil vicdanlarının sesini dinlemesini bekliyoruz. 4 eski bakan hiçbir usulsüzlüğe bulaşmadığını ispatlamak istiyorsa, bunu Yüce Divan önünde haykırabilir ve gerçek anlamda temize çıkabilir. TBMM onların bu hakkını ellerinden almamalıdır.
BORÇ YALAN VE TALAN EKONOMİSİ
AKP iktidarında ekonominin geldiği noktanın özeti şudur:
Ekonomik büyümeyi sürekli kendisinden önceki cumhuriyet hükümetleriyle karşılaştıran AKP, çarpıtılmış rakamlarla, ‘90 yılda yapılamayanı yaptık, büyümeyi, kalkınmayı katladık’ demektedir. AKP'den önceki dönemde Türkiye ortalama yüzde 5 büyümüştür. AKP döneminde bu oran yüzde 5'in altında kalmış, son 7 yılda ise yüzde 3,5 düzeyinde olmuştur.
AKP'nin 90 yılda yapılamayanı yaptık derken doğru söylediği başlıca konu borçlanmadır. 90 yılda yapılamayan borçlanma bu hükümet döneminde olmuştur. 2002 yılında 130 milyar dolar olan dış borç 2014 yılında 400 milyar dolara ulaşmıştır. Bu bağlamda, AKP’nin ‘IMF’ye olan borcumuzu ödedik’ söylemi büyük bir yalandır. Zira IMF’ye olan 22,1 milyar dolarlık borç, daha yüksek bir faizle borç alınarak kapatılmıştır. Öyle ki, sadece borç hanesinin yeri değişmiştir!
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yılları borç alarak değil, borç ödeyerek geçmiştir. Bu dönemdeki CHP iktidarı, Osmanlı'dan devralınan 145 milyon altın lira borcu, tarihine saygı gereği kuruşu kuruşuna ödemiş, üstelik yüzde 10 düzeyinde kalkınmayı gerçekleştirmiştir. O günlerin CHP iktidarı, geçmiş borçları temizleyerek Osmanlı'ya dünyaya borç takıp giden imparatorluk denmesini önlemiştir.
AKP CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK FACİASIDIR
AKP Cumhuriyet tarihinin en büyük faizcisidir. Türkiye'ye akan sıcak para yılda ortalama yüzde 20 faiz kazanmakta, AKP bununla dışarıdan para getiriyoruz diyerek övünmektedir. Sıcak paraya yılda 50 milyar lira faiz ödemesi yapılmaktadır. Hükümet ülke kaynaklarının büyük bölümünü faiz lobisine sunmaktadır.
AKP yapan değil, satan partidir. Türkiye'de özelleştirmelerin başladığı 1986 yılından 2015 yılına dek 65 milyar dolarlık satış yapılmıştır. Bunun yüzde 87'lik dilimini oluşturan 57 milyar dolarlık bölümü AKP döneminde yapılmıştır.
AKP, önemli bölümü Cumhuriyetin ilk yıllarında CHP iktidarı döneminde yapılan onlarca tesisi satmış, karşılığında bunun onda biri düzeyinde bile tesis inşa etmemiştir.1934'te kurulan SEKA, 1935'te kurulan Etibank, 1937'de kurulan Türkiye Demir Çelik İşletmeleri, 1953'te kurulan TÜGSAŞ, 1960'ta kurulan Erdemir AKP döneminde satılan kurumlardan sadece birkaçıdır.
EKONOMİNİN ÇİVİSİNİ ÇIKARDILAR
AKP, Cumhuriyetin ilk yıllarında çakılan çivileri tek tek satmış, üretim ekonomisinin çivisini çıkarmıştır.
Bu satışlarla ve uyguladığı yandaşı kollama yöntemiyle Türkiye'deki dolar milyarderi sayısı Japonya'yı geçmiştir. Japonya'da 15 dolar milyarderi varken Türkiye'de 37'dir. Buna karşılık Japonya'da açlık sınırının altındaki insan sayısı oransal olarak bile ölçülmeyecek düşüklükteyken, Türkiye'de nüfusun dörtte biri açlık sınırının altında gelire sahiptir.
İşsizlik, Türkiye'de sadece ‘parasızlık’ değil aynı zamanda ‘umutsuzluk’ haline gelmiştir. Resmi istatistiklere göre işsizlik oranı yüzde 10,5'tir. İş bulma umudunu yitirdiği için iş aramayanlar da hesaba katıldığında oran yüzde 17,5'tir.
AR-GE’YE DAYALI YENİ HAMLE YAPILACAK
Ekonomiye bakışı temelden değiştirip tüketim ve borç ekonomisinden üretim ekonomisine geçeceğiz. Halkımızı borçlandırarak rehin alan hükümetin bıraktığı yükü halka ödetmeyeceğiz. CHP ekonomi yönetimini halkın sıkıntılarını en aza indirecek yöntemlerle ele alacaktır. CHP’nin Seçim Bildirgesi’nde temel hedef ve stratejilerimiz somut projelerle ortaya konulacaktır. Ancak bu noktada da belirtmek gerekir ki, sanayide ve tarımda Ar-ge’ye dayalı yeni bir büyüme ve kalkınma hamlesine girişilecek, artan refahın hakça paylaşılması ilkesi yaşama geçirilecektir. Ekonomik büyümenin yanında, Türkiye’yi ‘İnsani Gelişmişlik Endeksinde’ uygar uluslar düzeyine çıkarmak için gerekli çabalar gösterilecektir.”
HABER MERKEZİ