Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu Başkanlığı’na hitaben yazdığı yazıyı yayınladı. Aldığı cezalar hakkında açıklamalarda bulunan Aziz Yıldırım, TFF’ye sorular sorduğu yazısında, soruların cevaplanabilmesi durumda, verilen cezayı onamakta serbest ve haklı olacaklarını vurgulayarak, "Sizleri sizin hukukunuzla ve vicdanınızla baş başa bırakıyorum. ‘Darağacında olsak bile son sözümüzün Fenerbahçe’ olduğunu bir kere daha ilan ediyorum" dedi.

Geçtiğimiz haftalarda yaptığı basın açıklaması ile gündeme bomba gibi düşen Aziz Yıldırım, basın açıklaması sonucu, hakkında sportmenliğe aykırı açıklama yaptığı iddiasıyla soruşturma başlatılmış ve 33 bin TL para cezası ve 45 gün hak mahrumiyeti cezası almıştı. Aziz Yıldırım, TFF Tahkim Kurulu Başkanlığı’na hitaben yazdığı bir yazıyı, Fenerbahçe Resmi web Sitesinde yayınladı. Yıldırım’ın yayınladığı mesajda, “14.11.2014 tarihinde düzenlemiş olduğum basın toplantısı sonrasında Türkiye Futbol Federasyonu tarafından hakkımda sportmenliğe aykırı açıklamada bulunduğum iddiasıyla soruşturma başlatılmış. 18.11.2014 tarihinde yapmış olduğum basın toplantısının bütünü tarafıma suç isnadı olarak gönderilmiş. Hangi söz ya da söylemimin suç teşkil ettiği belirtilmeksizin açıklamalarımın tamamına karşı savunma yapmam talep edilmiş ve PFDK tarafından aleyhimde 45 gün hak mahrumiyeti ve 33 bin TL para cezası verilmesine karar verilmiş olup, bu hukuka aykırı uygulamalar nedeniyle de Tahkim Kurulu’na duruşma talebi ile itiraz etmek hasıl olmuştur" ifadelerini kullandı.

"AÇIKLAMAM SUÇ TEŞKİL EDİYORSA CEZA NEDEN BU KADAR AZ"

Yıldırım, “İddialarını açıkça ortaya koymaktan kaçınacak kadar savunma hakkına ve bir kulüp başkanının ifadelerinin yüz yüze dinlememek için duruşma açmayacak kadar adil yargılama hakkına inanmayan hukukçular önünde savunma yapmak gibi bir düşüncem olmamakla birlikte aşağıda soruların yanıtlanabilmesi halinde kurul, tarafımdan verilen cezayı onamakta serbest ve haklı olacaktır” diyerek şu soruları iletti:

“14.11.2014 tarihli basın toplantımın hangi söylem ve içerikleri suç içermektedir? Ya da tarafıma açıklamaların bütünü savunma konusu olarak gönderildiğine göre basın açıklamasının tamamı mı suç teşkil etmektedir? Hal böyle ise ve açıklamanın tamamı suç teşkil ediyorsa neden alt sınırdan ceza tayini cihetine girilmiş ve her cümlesi suç olan bu kadar kapsamlı bir suç için neden ve nasıl bu kadar az cezaya hükmedilmiştir?

"FUTBOLCULARIN SAĞLIĞINA YÖNELİK SERZENİŞLERDE BULUNMAK HAKEM ODASI BASMAK MIDIR?"

Aziz Yıldırım, hakem odası bastığı iddialarına verdiği cevapları da hatırlatarak, "Aziz Yıldırım’ın hakem odasına girdiğine dair elinizde ya da dosyanızda tanık, hakem ya da TFF yetkilisine ait herhangi bir tespit var mıdır? Eğer yoksa neden ligin ortasında apar topar gündem değiştirmek izlenimini verircesine talimat değişikliği yapılmıştır? Hakem ile koridorlarda konuşmak ve futbolcuların sağlığına yönelik serzenişlerde bulunmak hakem odası basmak mıdır? Bu hakem odası basmak ise gerekirse gene basarım demek suç mudur? Hakem ile konuşmak suç ise müsabakadan önce hakem gözetlemek nasıl bir eylemdir? Kısacası hakemler üzerinde baskı kurmak suç değil ancak hakemle yüz yüze konuşmak suç mudur?" açıklamalarında bulundu.

ŞİKE SÜRECİ

Şike süreci hakkında yaptığı açıklamalara da değinen Aziz Yıldırım, “Beşiktaş şike yapmamış, Fenerbahçe’ye kenar süsü yapmıştır ya da Yargıtay’ın aksi kararına rağmen ‘Biz ceza almadık aklandık. Bizi başkanları ile karıştırmayın’ demek sportmenliğe uygundur da ‘Madem ceza almadınız o halde 2010-2011 Türkiye Kupası Şampiyonu kimdir ve o kupa şu anda nerededir?’ sorusu mu sportmenliğe aykırıdır? Kulüpler Birliği ve TFF başkanlarının tarafımdan yaşanmamış bir hakem odası basma eylemini ve Aziz Yıldırım’ın söylemlerini sportmenliğe aykırı olduğunu ceza verilmesi için her türlü tasarrufta bulunulmasını sağlamaya çalıştıkları bir ortamda, Beşiktaş-İBB kupa finalini ve ceza konusu bu finalin kulüp başkanlarının kim olduğunu hatırlatmak suç mudur? Ya da bu kişilerin sözde şike dosyasında yer alan tapeleri Aziz Yıldırım’ın söylemlerinden daha fazla mı sporun ruhuna ve sportmenliğine uygundur?" dedi.

"MİLLİ TAKIMIN ŞEREFİNİ KURTARMAK TFF BAŞKANI’NIN SORUMLULUĞUNDA DEĞİL DE İSKİ’YE Mİ AİTTİR?"

Aziz Yıldırım, Futbolu yönetmenin sadece futbol ekonomisini yönetmek olmadığını, TFF’nin kendi görev ve sorumluluklarını hakemlere devrederek bu genç insanları toplumun ve dejenere sözde spor medyasının önüne atılmasını eleştirmek suç mudur?" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Milli Takımın menfaatlerini korumak ya da Milli Takım’ın başarısızlıklarını olağanlaştırma çalışanları eleştirmek suç mudur? Milli Takım’ın şerefini kurtarmak TFF Başkanı’nın sorumluluğunda değil de İSKİ’ye mi aittir? Sorumluluk ve yetkilerini mahkemelerde statlarda ve her kaos ortamında 2. başkanlarına, hakemlere, kulüp başkanlarına, futbolculara yükleyip ortadan kaybolanları eleştirmek suç mudur? Ekranlarda başka kapı arkalarında konuşmak ya da haksız olduğunu bildiğin kararlardan sonra Aziz Yıldırım’ın konuşmamasını, hem de yüzünüze karşı konuşmamasını sağlamaya kalkışmak sportmenliğe uygun mudur?"

"SİZLERİ SİZİN HUKUKUNUZLA VE VİCDANINIZLA BAŞ BAŞA BIRAKIYORUM"

"Eğer bunların hiçbirisi suç değilse, basın toplantısında dile getirdiğim, Atatürkçü, Cumhuriyetçi ve Laik olmak mıdır suç?" diyen Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:

"İşte basın açıklamamda yer alan tüm konular bunlarken ve Azız Yıldırım tüm bu söylemlerinin arkasında durmaya devam ederken, yine oybirliğini sağlayamayacak kadar inanmadığını, karşıt oy sahiplerini açıklayamayacağınız kadar çekindiğiniz kararlarınızla Aziz Yıldırım’ı susturamaz ve cezalandıramazsınız. Biliniz ki sizi ve futbolun baronlarını rahatsız eden şey Aziz Yıldırım’ın stattaki ve sahadaki silueti değil her sporcusundan yöneticisine, her taraftarından her çalışanına yansıyan ruhudur. Sizleri sizin hukukunuzla ve vicdanınızla baş başa bırakırken, ‘Darağacında olsak bile son sözümüzün Fenerbahçe’ olduğunu bir kere daha ilan ediyorum."