Eğitim sisteminin yanlış bir zemine oturtulmasının sonucu olan dershanelerin özel okula dönüştürülmesi süreci çığırından çıkmaya başladı. Konunun kamuoyunda tartışılma biçimi bu şekilde devam edecek olursa Allah muhafaza dönüşümü yapacak olan irade ile özellikle cemaat mensupları arasında birbirlerini tekfir etme noktasına ulaşacak. Birbirlerini en iyi anlaması lazım gelen iktidar ve özellikle cemaat (camia) nasıl bir anlamsız tartışmanın içerisinde olduğunun ayırdına varmalı artık. Hizmet çeşitliği ile kamuoyunun takdirine mazhar olmuş bir yapının, 11 yıldır iktidarıyla milletimizin yüz akı olmuş, bölgesinde ve dünyada ortaya koyduğu politikalarla söz sahibi olmaya başlamış, birilerinin ardına takılan değil, birilerini ardına takan bir duruş sergilemiş, kim olursa olsun zalimin karşısında, kim olursa olsun mazlumun yanında olduğunu her daim ifade etmiş, dünyanın neresinde olursa olsun düşenin imdadına koşmuş bir iktidarın bu boyutta ve açıktan neredeyse düşmanca eleştirilmesi kabul edilebilir değildir. Hükümetin ve Sayın Başbakanın ne demek istediğine kulakları tıkayıp kendinden geçmiş bir halde basın yayın organları aracılığı ile saldırıya devam edilmesinin artık bir an evvel  noktalanması gerekiyor. Camia kendisine bir iğne batırıp olması lazım gelen yapısına dönmeli. 

Camianın ileri gelenlerinin iktidarı sırf dershanelerin dönüşümü yüzünden oy ile tehdit etmelerini anlamak, anlamlandırmak ise asla mümkün değildir. Şunu hatırlatmak isterim ki tarih Müslümanlar arasındaki anlamsız çekişmelerin acı sonuçlarıyla doludur. El ele verip yeni bir dünyanın, kendi medeniyet dünyamızın, sevgi ve kardeşlik medeniyetimizin zeminini oluşturmamız gerekirken anlamsız bir kavganın içerisine girmenin kimlere yaradığını ve kimleri sevindirdiğini iyi analiz etmemiz lazımdır. 
Hizmet bütün kollarıyla devam ederken gerek iktidar gerekse toplum tarafından yeterince destek görmektedir. Hatta hiçbir dönem olmadığı kadar destek görmektedir. Dershane konusunda bu kadar ısrar edilmesini anlamak gerçekten mümkün değildir. Evet şimdiye kadar iyi kötü bir hizmet verdi bu dershaneler, bir boşluğu doldurdu, buna kimsenin bir diyeceği yok. Ancak eğitim sisteminde yapılmak istenen köklü değişikliklerde bu dershane sisteminin yer alamayacağı da bir gerçek. 
Çocuklarımızı hafta içi okulda hafta sonu dershanelerde at koşturur gibi bir yarışın içerisine sürmek herhalde hiçbir eğitimcinin kabul ettiği bir durum değildir. Dershaneye gidemeyen  öğrenciler dershanelere giden öğrencilerden daha fazla olduğuna göre eğitimde fırsat eşitliği bunun neresinde. (Bunu söylerken yapılanları da elbette ki göz ardı etmiyorum)
Anladığımız kadarıyla dersaneler bugünden yarına hemen kaldırılmıyor. Bir süreç içerisinde özel okullara dönüşümü sağlanıyor. Bu konuda da hükümet teşvikse teşvik, yardımsa yardım yani ne gerekiyorsa yapayım diyor. O halde bir daha soralım bu direnç niye? Düşünülen şey hizmetse ki bundan şüphemiz yok özel okullarda zannediyorum daha geniş bir hizmet zemini var. Özel okullar bir yandan verilecek akademik bilgi bir yandan da öğrencilerin sosyal, kültürel ve sportif yönlerinin gelişmesi ve bu yöndeki kabiliyetlerinin ortaya çıkartılması açısından daha elverişlidir. 
Bu yayınları hizmetin anlayış ve mantalitesine ters buluyor ve bir an evvel ilgilileri aklı selime davet ediyorum. Bu hükümeti çok kolay bulmadığımız asla unutulmamalıdır. Ders vermenin yanında biraz da ders almasını bilelim lütfen.

M. Abdulkadir YUSUFOĞLU