AK Parti İl Başkanı Av. Zahir Soğanda, 26 Kasım 2014 tarihinde Van Büyükşehir Belediye Meclis grubunda AK Partili meclis üyelerine karşı sergilenen davranışlardan dolayı bir açıklama yayınladı.

Zahir Soğanda, yayınladığı açıklamada, AK Parti olarak demokrasiyi, halkın geniş boyutlu katılımı ile sürekli geliştirilmesi gereken bir süreç olarak gördüklerini belirtti. Soğanda, “Çoğunluğun azınlığa, azınlığın çoğunluğa tahakküm etmediği; çoğulcu bir anlayışla karar süreçlerinin işletildiği bir demokrasiyi savunduk, savunmaya devam edeceğiz. AK Parti 2001’den itibaren cumhuriyet tarihinin en büyük demokratikleşme hareketini başlatmış, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlemesi ve ideal anlamıyla uygulanabilmesi için farklı toplum kesimlerine öncülük ederek büyük bir mücadele ortaya koymuştur. AK Parti, vesayetçi anlayışı kırarak millet iradesinin kurum ve kuruluşlara yansımasını mümkün kılmıştır. Güdümlü ve noksan bir demokrasiyi Türkiye’ye yakıştırmayan AK Parti, ileri demokrasiye sahip ülkelerdeki gelişmiş standartları yakalamak için bugüne kadar olan gayretini bundan sonra da sürdürecektir. AK Parti’nin siyaset anlayışına göre, milletin iradesi esastır ve millet iradesini gölgede bırakacak hiç bir uygulamaya müsamaha gösterilemez. AK Parti, 2002 yılından itibaren programında belirtilen bu görüşlerini hayata geçirmek amacıyla önemli yasal reformlar yaparak; ülkemizde hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan haklarının gelişmesi, en ileri standartlara kavuşturulması ve bu meyanda siyasi özgürlük alanlarının genişletilmesi yönünde büyük ve önemli adımlar atmıştır. Uzun yıllar boyunca ceberut devlet anlayışının bu ülkede nelere sebep olduğunu hepimiz çok iyi bilmekteyiz. Ret, inkar, asimilasyon anlayışıyla yıllarca vatandaşlar ve özellikle bölge halkı üzerinde kurulan baskıyı halkımız çok iyi bilmektedir. AK Parti’nin bu ülkede özgürlük ve demokrasi çıtasını nerelere taşıdığını da halkımız çok iyi biliyor. Sadece birkaçını hatırlayalım; bu ülkede utanç verici parti kapatma dönemini kim kapattı? Bu ülkede utanç verici başörtüsü yasağını kim kaldırdı? Bu ülkede birçok şehrimizin ve bölgemizin rutini haline gelen olağanüstü hali kim kaldırdı? Bu ülkede Kürtçe konuşma yasağını kim kaldırdı, devlet televizyonunda Kürtçe yayını kim başlattı? Bu ülkede 1 Mayıs üzerindeki yasaklamaları kaldırıp o günü legal İşçi Bayramı haline kim getirdi? Bu ülkede azınlıkların uğradığı birçok siyasi ve ekonomik mağduriyeti kim giderdi? Bu ülkede millet ve demokrasi üzerinde kurulmuş vesayetleri kim kaldırdı? Sadece birkaç örnekle dile getirdiğim bu demokratik adımların hepsi ve daha fazlası AK Parti iktidarı döneminde hayata geçirilen çok önemli gelişmelerdir. Tüm bunların farkında olan ama Türkiye’nin ve bölgemizin gelişmesini istemeyen anlayış ve zihniyetler başta şiddet ve iç çatışmalar çıkarmak dahil, her yol ve yöntemi mubah sayıyorlar. Yıllarca devletin dış güçlerin güdümünde hareket ettiğini savunan ve eleştiren zihniyetler, AK Parti iktidarı sayesinde dış güçlerin güdümünden kurtulan Türkiye’yi içlerine sindiremedikleri için şimdi de seküler güçleri sorumluluk almaya davet ediyor. Bölgedeki insanların ve Kürt halkının haklarını savunduğunu iddia eden bu zihniyetin rol almaya davet ettiği seküler güçlerin, yıllar boyu bölge halkına zulmettiğini ve işkenceler yaptığını unutmuş olmalı. Siyasetini sözde barış ve demokrasi üzerine kuran, bölge halklarının hakkını savunduğunu iddia eden bu zihniyet, ‘gösteri yapıyoruz’ diye maskeli yüzleriyle Van’ımızı ve diğer şehirleri savaş alanına çevirdiler. Molotofkokteyliyle yangın ve yağmalarla kendi siyasi düşüncelerinden olmayan insanların işyerlerini yakıp, ekmek derdinde olan esnafımıza ciddi zararlar verdiler. Bunlarla da yetinmeyip, esnaflardan zorla ve tehditle yardım adı altında haraçlar topladılar. Zaten zor durumda olan esnafımıza uygulanan bu baskıyı ve toplanan haraçları dile getiren çeşitli sivil toplum ve oda temsilcilerine, daha önce sağlık personelini, emniyet personelini tehdit ederek darp eden bu zihniyetin milletvekili ‘bundan sana ne’ diye cevap vererek halkımızın gerçekleri daha iyi görmesini sağladılar. Yıllarca baskıcı devlet anlayışıyla baskı ve zulümlere maruz kalan bölge halkının haklarını savunmak için yola çıktığını iddia eden ve AK Parti iktidarının yaptığı demokratikleşme adımlarıyla siyasi hayatını devam ettiren bu zihniyetin yaptıkları baskı ve tehditlerin geçmişte yapılanlardan ne farkı var? Sürekli devam ettirdikleri bu baskı ve tehditler, halkın özgür iradesi ve oylarıyla seçilen belediye meclis üyelerimize de gösterilmektedir. Meclis üyelerimiz; halkımız ve Van’ımız için toplantılara katılmaya ve demokrasi çerçevesinde fikir ve düşüncelerini dile getirmeye özen göstermektedir. Ancak üzülerek ifade ediyorum ki, sürekli baskı ve tehditlere maruz kalmaktadırlar. Sözlü, hatta fiziki şiddetle DBP’li üyeler tarafından görevlerini yerine getirmeye engel olunmaktadır. Sürekli olarak barıştan, demokrasiden, özgürlüklerden bahseden bu zihniyetin başta meclis üyelerimize ve dolayısıyla halkımıza uygulamak istedikleri baskı, tehdit ve hakaretlerini şiddetle kınıyorum. DBP grubuna mensup bazı meclis üyelerinin yapmış olduğu bu çirkin ve kabul edilemez davranışların bizleri yıldırmayacağını, aksine doğruları ve gerçekleri her ortamda dile getirmeye devam edeceğimizi bilmenizi istiyorum. Bu çirkin davranışların hukuk ve demokrasi çerçevesinde hesabının sorulacağını belirterek, her şart ve koşulda yukarıda örnekleriyle belirttiğim gerçek demokrasi ve özgürlüklerin, AK Parti olarak savunucusu olacağımızı tüm Van halkının bilmesini istiyorum” dedi.