Prof. Dr. Halit Çalış takva kavramının genel anlamıyla ilahi buyruklara uygun yaşama titizliğini ifade ettiğini söyleyerek kavramın sözlük anlamını ise “Takva, vikâye mastarından türemiş bir kelimedir. Vikâye korumak, korunmak, sakınmak, saygı göstermek, dindar olmak, itaat etmek, korkmak, çekinmek anlamlarına gelir.” şeklinde açıkladı.
Prof. Dr. Çalış, kulların Allah’ın emirlerine uyup yasaklarından kaçınarak kendilerini azaptan korumaya çalıştıklarını belirterek kavramın Kur’an-ı Kerim’deki kullanımı hakkında örnekler sundu. Kur’an-ı Kerim’in kavramla ilgili iman, ahlak ve inanç değerlerine atıfta bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Çalış, “Takvanın yolu Hz. Peygamberin yolundan gitmektir. Sünneti baş tacı etmeden takvaya ulaşmak mümkün değildir. Takva ile kul günahlardan kaçınır ve Allah’ın bir tür aydınlatmasına mazhar olur.” dedi.
“Takva’nın temelinde Allah’a duyulan saygı ve sevgi vardır”
Takva anlayışı konusunda “Zihinlerde ‘bir insan nafilelere ne kadar önem gösterirse o kadar mümindir’ gibi bir yanlış algı var.” diyen Prof. Dr. Halit Çalış konuşmasını şöyle sürdürdü: “Nafileler ve müstehaplar takvanın belirleyici unsurları değildir. Takva, haramdan uzak durmak helal ile yaşamak demektir. Takva Allah’a duyulan saygıdan kaynaklanır ve temelinde sevgi vardır. Böyle bir duygu müminleri kötülükten ve günahtan vazgeçirir, iyiliğe ve hayra sevkeder.” 
“Takvanın yeri kalptir”
Her türlü güzel eylemin kalpte başladığını ve sonucunu buradan aldığını dile getiren Prof. Dr. Çalış, takvanın esas yerinin kalp olduğunu belirterek, “Takva, duygu, niyet ve düşüncede başlar; onun için yeri kalptir. Kavramın arka planında Allah ile birlikte olma bilinci vardır. Allah’ın buyruklarına aykırı davranmaktan sakınan müminler, yanlışın veya günahın peşinden hemen onu düzeltecek iyilikte bulunur ve insanlarla ilişkilerini güzel ahlak değerlerine göre şekillendirir. Takva, bireysel ve toplumsal anlamda doğru algı oluşturacak şekilde hareket etmektir. Bunun yanı sıra bireysel anlamda iç huzuru, toplumsal düzeyde ise suizanlardan ve ithamlardan korunma çabasıdır.” şeklinde konuştu.
“Takva, üstünlük ölçütüdür”
Prof. Dr. Halit Çalış son olarak takvanın bir üstünlük ölçütü olduğunu dile getirerek konuşmasını şöyle tamamladı: “Aynı atadan gelen ve evlilikle çoğalan insanlar, adeta geniş bir aile gibidirler. Bu noktada renk, dil ve cinsiyet gibi yaratılış hikmeti gereği olan hususlar, ailenin farklı özelliklere sahip bireyleri konumundadır. Dolayısıyla insanların birbirlerine karşı doğuştan sahip oldukları herhangi bir üstünlükleri yoktur. Allah nezdinde kıymet ve üstünlük, ancak ilahî buyruklara bağlı yaşama hassasiyet ve duyarlılığına (takva) bağlıdır. Kıymet ve üstünlük; cinsiyet, soy gibi hazır bulunan şeylerle değil; iffet, adalet, cömertlik, paylaşım, takva gibi kazanılan değerlerle elde edilir.”
Etkinlik, katılımcıların sorularının cevaplandırılması ve konuyla ilgili karşılıklı fikir alışverişinin ardından sona erdi.