Bugün size bir 11’den bahsedeceğim. Eğer ki sayılardan yana toteminiz varsa bu yazı tam size göre. Evet, konumuz 11...

Rakamların gizeminden ve insanlarda bıraktıkları etkilerden yana o kadar çok fazla yazı ve söylem var ki bunları alt alta sıralasak eminim ki koskoca bir kitap olur. Aslına bakarsanız benim bu tarz mistik inançlarım yoktur. Ama öyle ilginç şeyler var ki sayılardan yana, duydukça insanın ağzı açık kalmakta. O kadar ki ünlü matematikçi Pisagor’un sayıların harflerle olan ilişkisinden yola çıkarak Kalde Alfabesi diye bir alfabe geliştirdiğini duyduğumda çok şaşırmıştım. Mesela onun geliştirdiği algoritmaya göre isminizi oluşturan harflerin rakamsal karşılıklarının toplamı mutlaka ama mutlaka bir manaya gelmekte. Bu bazen zekâya, cesarete, merhamete, mücadeleye; bazen de duygusallığa, korkuya, sevince, değişime denk düşmekte.

Beri yanda sırf yaşanmışlıkların ya da bir rastlantı sonucu ortaya çıkan durumların ortaya çıkardığı sayısal inançlar da var ki siz ne kadar gülünç bulsanız da dünyanın çoğu yerinde kutsal bir emir gibi uygulanır olmuş oysa. Batı toplumlarında uğursuz sayıldığı için 13 rakamından tırstıklarını bilmeyen yoktur. Bu yüzden ABD’deki binalarda 13 numaralı katların olmadığı ya da 4’ü netameli ve büyülü olduğunu düşündüklerinden Çin’de kahir ekseriyetle binaların 4 numaralı kata sahip olmadığı gerçeği gibi.

Bırak kardeşim böyle ezoterik düşünceleri dediğinizi duyar gibiyim. Fakat ne yandan bakarsanız bakın rakamlar bir şekilde yaşam biçimimizi etkilemeye devam etmekte. Yarışmalarda hep ilk üçe girmek gerektiği gerçeği başta olmak üzere, birçok olayda belirleyici olan 1 ve 3 sayısını, haftayla eş anlama gelen 7’yi yadsıyamayız. On parmağımız olduğundan olsa gerek saymayı öğrenen çocuklara öncelikle öğrettiğimiz en son sayı olan 10’u, dillere destan olan 40’ı, manasına lahuti anlamlar yüklediğimiz 33 ve 99’u sanırım bilmeyenimiz yoktur.

Aslına bakarsanız bu yazıda anlatmak istediğim ne sayılardan yana karşımıza çıkan hakikat ne de rakamlarla bağdaştırdığımız batıl düşüncelerimizdir. Bahse konu olan bu yıl sadece onlar için yazı yazacağım diyerek yeniden köşe yazıları kaleme aldığım Karaman Futbol Kulübümüzün puan tablosuna yansıyan rakamsal gerçekleridir. Karaman tarihinde görülmemiş bir istatistiğe sahip olan futbol takımının Eylül ayından bu yana neler yaptığını bilmiyorsanız işte bu hafta bu gerçekten yana haberdar olmanın tam da sırası. 14 maçta 30 gol atarak maç başına düşen 2.14’lük gol ortalaması ile birçok süperlik ve TFF 1. Lig ve 2. Lig takımını geride bırakmış durumdalar.

İşte bu istatistiği şehre armağan eden çocuklar, bu hafta öyle zorlu bir viraja girdiler ki 11’inci ayın 11’inde maça çıkacak olan 11’in fazlasıyla şehrin desteğine ihtiyacı olacak elbette. O kadar ki kazandıkları takdirde 11. galibiyetlerine ulaşmış olacaklar. Bu yüzdendir ki müsait olan herkesi 11 Kasım Pazar günü saat 14.00’de Kemal Kaynaş Stadında grubun en dişli takımlarından olan Iğdır Futbol Kulübü’nü konuk edecek oyuncularımızın yanında yer almaya davet ediyorum. Dileğimiz o ki maça çıkan 11’miz, 11. Ayın 11’inde 11’inci galibiyetini alsın.

Latife bir yana bu tesadüfi tarih ve sayılara takılmayın. Bir anlam yüklemeye de çalışmayın. Yazarken karşıma çıktı hepsi o kadar. Siz siz olun o gün o saatte çoluk çocuk hep birlikte takımın yanında olun kâfi. Haydi Karaman! Coşkulu bir taraftarla birlikte 11’inde 11. galibiyete.