Adana Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Muammer Çalışkan, Pamuk üretiminin desteklenmesi gerektiğini, destek ile hem tekstilin ana maddesi lif pamuğunun hem de yılda 3 milyar dolar gibi yüksek döviz ödenen yağ ve yağlı tohumlardan çiğidin üretilmiş olacağını söyledi.

ATB Başkanı Muammer Çalışkan, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin katılımıyla, Adana oda ve borsaları ile Akdeniz İhracatçıları Birliği (AKİB) işbirliğinde Sheraton Otel’de gerçekleşen “Ekonomi Zirvesi”nde yaptığı konuşmada, “Pamuk ekilebilen alanlarda ve özellikle bölgemizde pamuk ekimini teşvik için primin en az 90 kuruş olmasını, sanayicilerin yerli pamuk tüketmesinin değişik desteklerle teşvik edilmesini, yağlı tohumlarda primlerin arttırılmasını ve üretimde maliyet düşürücü tedbirler (mazottaki ÖTV’nin düşürülmesi gibi) alınmasını önermekteyiz" dedi.

ADANA IPARD’DAN YARARLANMALI

Çalışkan, “Avrupa Birliğine aday ve potansiyel aday ülkelerin tarım sektörünü Avrupa Birliği seviyesine getirmeyi amaçlayan AB IPARD hibe desteklerinden Adana yararlanamamaktadır. Bu destek 2015-2020 yılları için yaklaşık 2,5 milyar Euro gibidir. 5084 nolu teşvik kanunu hazırlanırken kriter olarak illerin kişi başı milli geliri kriter olarak alındı ve Adana yüksek olduğu için teşvikten yararlanamadı. Son teşvik kanunu hazırlanırken illerin sosyal gelişmişliği esas alındı ve Adana 2. bölgede kalarak arzu ettiği teşviki yine alamadı. Şimdi biz Adanalılar olarak merak ediyoruz. IPARD’dan yararlanabilmek için hangi kriterler esas alındı da, 42 il seçilirken Ankara, Bursa, Aydın gibi iller dahil oldu da Adana bu teşvikten yararlanamadı. Hükümetimizin Adana için negatif ayrımcılık yaptığını kesinlikle düşünmemekteyiz ve bunu ima etmemekteyiz. Ama bu sorunun cevabını da merak etmekteyiz. Ve bundan sonraki teşvik kanunlarında bu durumun telafi edilmesini beklemekteyiz” diye konuştu.

BASINÇLI SULAMA SİSTEMİ AVANTAJLI

Çukurova’nan Türkiye’de programlı olarak sulama yatırımı yapılan ilk bölgelerden birisi olduğunu, ama artık yeni teknolojilerle, tüm dünyada gelişmiş tarım ülkelerinde yapılmakta olan ve ülkemizde de yeni sulama projelerinde uygulanmakta olan kapalı devre basınçlı sulama sistemlerinin, 50-55 yıl önce yapılan bu salma sulama sitemini geçersiz kıldığını ifade eden Çalışkan, şöyle devam etti:

“Bu yeni sistemin çok büyük getirilerinden hemen akla gelen birkaç avantaj şöyledir; Tüm dünyada su kaynaklarının azaldığı dönemde en az yüzde 50-60 civarında su tasarrufu. Sistem cebri basınçla çalışacağından damlama veya yağmurlama için enerji harcanmayarak hem enerji tasarrufu yapılacak hem de şimdi bir kısım çiftçilerin bu iş için tarlalarına enerji götürmek için yaptıkları münfrit yatırımlara gerek kalmayarak kaynak israfı önlenecektir. Narenciye üretiminde don korkusundan dolayı ekilemeyen geççi çeşitlerin ekilmesiyle (dona karşı en iyi en etkili koruma yöntemi çok soğuk hava sırasında sulama yapmaktır. ) hem narenciye üretiminin, hem ihracatının en az yüzde 50 artmasıdır. Şu anki yapılan uygulamalarla tüm ürünlerde salma sulamaya göre damlama sulamanın en az yüzde 15-20 verim artışı sağladığı tespit edilmiştir. Kışlık sebze yetiştirilmesine de basınçlı sulama sistemi önemli katkı sağlayacaktır ve şuanda sayamadığımız daha onlarca avantajı vardır. Kısacası böyle bir sulama sistemiyle Çukurova’nın tarımsal getirisine bir Çukurova daha eklenecektir. Bu projenin pilot olarak uygulanılması düşünülen 180.000 hektar alandaki yatırım tutarı takribi 1.3 milyar TL dir. Devlet bunun yüzde 20 sinin peşin olarak sulama birliklerinden almakta, bakiye yüzde 80’ini de zamana yayarak tahsil etmektedir. Ve primlerin vaktinde ödenmesi” şeklinde konuştu.